Özdemir, 462 bin kilometrekarelik mavi vatan sahalarının geniş bir kısmının Doğu Akdeniz'de yer aldığına işaret ederek, "Son yıllarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İsrail ve Mısır'ın başlattığı zaman zaman içerisinde AB'nin de dahil olduğu kimi ülkelerin faaliyetlerinin kabul edilebilir ve meşru bir tarafı yoktur. Uluslararası hukuk, deniz hukuku ve diğer koşullar, Türkiye'nin doğu Akdeniz'deki haklılığını yürütmüş olduğu arama, tarama ve sondaj faaliyetlerindeki meşruluğunu her yönüyle ortaya koyuyor. Ülkemizin Doğu Akdeniz'de kendi deniz sahamızda yapmış olduğu tüm faaliyetlerin arkasındayız. Türkiye, kendi deniz alanlarında, kendi egemenlik haklarının gereğini yerine getiriyor. " diye konuştu.
Kıbrıs adasında söz sahibi olan üç garantör ülke Türkiye, İngiltere ve Yunanistan dışında adada tutum belirlemenin kimsenin haddi ve hakkı olmadığını vurgulayan Özdemir, özellikle AB'nin tavırlarının yersiz ve temelsiz olduğunu kaydetti. Özdemir, AB'nin, Kıbrıs konusunda herhangi bir karar merci konumunda olamayacağını bildirdi.
Özdemir, S400 konusunun, ülke savunmasına katkı sağlayacak bir mevzu olduğu kadar, yapılan yorum ve alınan tutumlarla giderek daha fazla bir egemenlik meselesi haline geldiğini söyledi.
Nerede Türkiye'ye yönelmiş bir terör tehdidi varsa bunun kaynağının zamanında kurutulmasını temenni eden Özdemir, "Başta Dışişleri Bakanlığımızın ilgili ülkelerle teması ve uluslararası kamuoyu oluşturma anlamındaki ülkemizin haklı gayretlerini ortaya koyması çabaları ve güvenlik kuvvetlerimizin de başarılı ve sonuç alıcı faaliyetleri, bizleri mutlu etmektedir. " ifadelerini kullandı. AA