Evde Kalırken, Dijital Teknolojiye Esir Düşmeyelim
MHP’li Öztürk TBMM’de yaptığı konuşmasının başlangıcında; içinden geçtiğimiz şu kritik günlerde evde kalırken, dijital teknolojik aletlere ve internete esir düşülmemesini isterken konuşmasına şöyle devam etti: “Korona virüse karşı alınan tedbirler nedeniyle, evlerinden çıkmayan vatandaşlarımıza bir hatırlatmada bulunmak istiyorum; “Bir kısmımız vakit geçirmek adına dijital teknoloji kullanıyoruz. Lütfen teknolojik aletlerin sizi bağımlı hale getirmesine müsaade etmeyin, bu duyarlılığınız kendiniz kadar, evdeki tüm bireyler için geçerli olsun. Kitap okumak, müzik dinlemek, resim yapmak, eş ve çocuklarımızla sohbet etmek gibi daha içten ve samimi sosyal uğraşlarımız olsun.” Yine bu kritik korona virüs sürecinde; özellikle sosyal medyada terör örgütlerinin halkı korku ve paniğe sürüklemek için, gerçeğe aykırı belge yayınlayarak provokatif korona virüs paylaşımı yapmalarına müsaade etmeyelim, lütfen resmi açıklamalara itibar edelim.” dedi.
Dijital Bağımlılık Hem Fiziksel, Hem De Psikolojik Hasar Bırakıyor
Günümüzde; teknolojinin çok hızlı gelişip, ilerlediğine dikkat çeken milletvekili Öztürk; “Ülkemizdeki dijital bağımlılık, sadece yeni nesil ve orta yaş insanları tehdit etmekle kalmayıp, evdeki çocuklardan, çocuk arabasındakilere kadar herkesi tehdit eder hale gelmiştir. Çünkü; teknolojiyi aşırı ve bilinçsiz bir şekilde kullanan, yani dijital bağımlılık yaşayan bireylerde, çok yönlü olumsuz etkiler görülebilmektedir. Fiziksel olarak halsizlik, beden duruşunda bozukluk, ellerde uyuşma, gözlerde yanma ve kas ağrıları gibi şikâyetler bu kapsamda öne çıkanlardır. Tüm bunların yanı sıra; psikososyal olarak obsesif (takıntılı), depresif, aşırı savunmacı, kaygılı, düşük özgüvenli, dikkat dağınıklığı, yalnızlaşma ve yüz yüze ilişki kurmakta güçlük yaşama gibi problemler de görülebilmektedir.” diyerek, konunun çok önemli olduğunu vurguladı.
Çocuklarımızı Dijital Bilgisayar Oyunlarından Koruyalım, Teknolojikolik Olmayalım
Genel Kurul’daki konuşmasında küçük yaşlardan itibaren ‘şiddet’ içerikli oyunlar oynanmasını çocuk ve gençlerde şiddete eğilimi tetiklediğini belirten MHP’li Öztürk; “Bu oyunlar, çocuklarımızın iç dünyasında karmaşa yaratırken, vicdan duygusunu negatif yönde tetikleyebilmekte ve problem çözme becerilerini kısıtlayabilmektedir. Sosyalleşme ihtiyaçlarını sanal ortamda değil de, gerçek hayatta yaşayacağı veya kuracağı ilişkilerle sağlamasında aile faktörü büyük önem arz etmektedir. Unutmayalım ki, Türk Milleti’nin en önemli özelliği aile bağlarının çok güçlü olmasıdır. Biz; bu bağ ile Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar yüzyıllarca hüküm sürdük, kendi özümüzü kaybetmedik. Bu sebeple ‘dijital bağımlılık’ yoluyla aile bağlarımızın çözülmesine izin vermeyelim. Çocuklarımızla daha çok zaman geçirecek ortamlar yaratarak, onları dijital bağımlılıktan uzak tutalım.” diyerek, Teknolojinin iyi olduğunu ancak “Teknolojikolik” olunmaması gerektiğini savundu.