HDP’lilerin demokratik haklar ve özgürlükler gibi kavramlara sığınarak bu söylemlerinin arkasında, Türkiye’yi bölme emellerini sakladığını aktaran Yalçın, "CHP de bir avuç oy ve iktidar uğruna bu ihanete cephane taşıyor. Peki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhatap alınmasını istediği HDP’nin, sözde Kürt sorununun çözümü için talepleri neler?" diye sordu.
Ardından, "Bu kripto talepleri biz açıklayalım: Önce demokratik özerklik, sonra toprak talebi ve bağımsızlık." diyen Yalçın, CHP'nin lafı geveleyip durduğunu söyledi.
Sözde Kürt sorunu bahane edilerek HDP’nin adres gösterilmesi; seçmenin hür iradesine pranga vurma çabasından öteye geçmediğini de belirten Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, açıklamasında şunları kaydetti:
CHP, LAFI GEVELEYİP DURUYOR!
"Bir süredir CHP sözcülerinin dillerinin atında sakladığı sözde Kürt sorunu baklası, ıslanmaktan çürüdü. Nefesleri koktu. Tükürseler yalamak zorunda kalacaklar, bu yüzden bir türlü tüküremiyorlar. Lafı geveleyip duruyorlar.
CHP, gölgesinin peşinden giden bölücü hayalperestlere ham rüya efekti çıkarıyor. Yerel seçimlerde HDP’nin desteğiyle elde ettiği ödünç ve muvakkat mevkilere 2023'te Cumhurbaşkanlığının ekleneceği umuduyla PKK’nın siyasi acentesine sürekli gaz veriyor.
Siyaset filminde bıçkın roller kesen CHP, kasaba ahalisinin hoşnut olduğu şeriften kurtulmak ve kendisi şerif olabilmek için katiller çetesiyle iş birliği yapan kötü karakterli kovboya benziyor.
CHP, OY UĞRUNA İHANETE CEPHANE TAŞIYOR...
HDP’liler, demokratik haklar ve özgürlükler gibi yaldızlı kelimelerle süsledikleri siyasi söylemlerinin arkasına Türkiye’yi bölme emellerini saklıyor. CHP de bir avuç oy ve iktidar uğruna bu ihanete cephane taşıyor.
Peki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhatap alınmasını istediği HDP’nin, sözde Kürt sorununun çözümü için talepleri neler? Bu kripto talepleri biz açıklayalım: Önce demokratik özerklik, sonra toprak talebi ve bağımsızlık.
HDP, bu iki meşum hedefe ulaşmak için Anayasa’nın değiştirilmesi mümkün olmayan ilk dört maddesinin kökten değiştirilmesini talep ediyor. Anayasa’da Kürtçeye Türkçe ile eşit statü istiyor.
SEÇMEN, CHP VE HDP'NİN KARANLIK SİYASET ANLAYIŞINA KARŞI ÇIKIYOR
Peşinen belirtelim: Türk egemenliğini ortadan kaldıracak hiçbir özgürlük talebinin kabul edilmesi mümkün değildir. Hiçbir özgürlük talebi, üniter devlet yapısına aykırı olamaz. Fransa örneği ortada…
Türkiye’de Anayasa, üniter yapı içinde herkese eşit vatandaşlık hakkı tanıyor. Herkes ana dilini öğrenme ve değerlerini yaşatma hakkına sahip. İsteyen cumhurbaşkanı da olabiliyor, bakan da, milletvekili de.
Meselenin ilginç yanı şu: Kürt kökenli vatandaşlarımız azımsanmayacak oranda, CHP ve HDP dışındaki partilere de oy veriyor. Milletimizin ayrılmaz parçası olan bu insanlar, CHP ve HDP’nin karanlık siyaset anlayışına şiddetle karşı çıkıyor.
Evlatlarını Amerikan patentli terör makinesi PKK’nın elinden kurtarmak için çırpınan ailelerin terör simsarı HDP’ye karşı verdiği övgüye değer mücadele de cabası…
BU BAHANELER, DEMOKRATİK TERCİHE HAKARETTİR
Peki, evlatlarını PKK’nın tasallutundan kurtarmak için çaba gösteren ailelerin feryadı hakkında HDP’lilerin ve özellikle de CHP sözcülerinin hakka yarar tek kelam ettiğini duyan var mı? Ne gezer…
HDP ve öncesinde kurulan terör iltisaklı partiler, hiçbir süreçte ve hiçbir şekilde “maşeri vicdan”da meşruiyet kazanamamışlardır. Maşeri vicdanda aklanmayan partiler, “siyaseten” ve “hukuken” de meşru görülemez.
Kısacası, sözde Kürt sorunu bahane edilerek HDP’nin adres gösterilmesi; milyonlarca sağduyulu seçmenin hür iradesine pranga vurma çabasından, onların saygı duyulması gereken demokratik tercihine hakaretten öteye geçmiyor."