21 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Gündem Şer nerede CHP orada

Şer nerede CHP orada

CHP ve yancıları ülke menfaatlerini korumak yerine, karşımızdaki şer cephesinin işini kolaylaştırıyor. Sınır ötesi operasyonlara karşı çıkan CHP, Akdeniz’deki varlığımıza yönelik tehdidin bertaraf edilmesi için atılan adımlara da, en sert şekilde muhalefet ediyor

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Şer nerede CHP orada

Türkiye hak ve hukukunu korumak, etrafındaki kuşatmayı yarmak için tarihi bir dönemden geçerken, CHP ve yancıları ülke menfaatlerini korumak ve kollamak yerine, karşımızdaki şer cephesinin işini kolaylaştırıyor. Daha önce terörle mücadele etmek ve sınırlarımızdaki tehdit ve tehlikeyi ortadan kaldırmak için yapılan sınır ötesi operasyonların tamamına karşı çıkan CHP ve yancıları, Akdeniz’deki varlığımıza yönelik tehdidin bertaraf edilmesi için atılan adımlara da, en sert şekilde muhalefet ediyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “ne işimiz var” geleneğini Libya tezkeresi için de sürdürdü. Daha öncede “Suriye’de ne işimiz var” diyerek Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatına karşı çıkmış, Afrin’e girmeyin demişti.

KENDİSİYLE ÇELİŞTİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aylar önce yaptığı bir konuşmada “Doğu Akdeniz'de zengin petrol var. Doğal gaz yatakları var. Amerika orada, Yunanistan orada, Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısır orada, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye. Niye yok?" diyerek eleştiride bulunmuştu. Oysa Yavuz ve Fatih sondaj gemilerimiz, Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma gemimiz deniz kuvvetlerimiz korumasında Doğu Akdeniz'de petrol ve doğal gaz arama çalışması yapıyorlardı. Aynı Kemal Kılıçdaroğlu Libya tezkeresi gündeme geldiğinde ise “Libya’da ne işimiz var” demekle yetindi. ABD’nin İranlı General Kasım Süleymani’yi öldürmesiyle birlikte bölgede tırmanan gerilimi görmezden gelen CHP, Doğu Akdeniz’de de Yunanistan, Mısır, İsrail ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile aynı çizgide birleşti.

Türkiye’nin etrafında oluşan ateş çemberinden medet uman CHP, Türk dış Politikasını iç siyaset malzemesi haline getirerek siyaset yapmaya alıştı. Bölgesel kaos üzerinden rant elde etmeye çalışan CHP Ortadoğu’daki tüm olumsuzlukları hükümete eleştiri olarak kullanmaya başladı. Türkiye’nin sınır dışı operasyonlarındaki başarısı ve kararlılığından rahatsız olan CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay ise "Mehmetçiği lejyoner gibi kullanmak bu Meclis'e yakışmaz" dedi. Engin Altay daha önce de “Trablus yönetimi cihatçı eğilimli bir yönetim. Tobruk yönetimi (Hafter) daha makul, seküler bir yönetim” ifadelerini kullanarak Hafter’i savunmuş ve Libya’nın meşru hükümetini yok saymıştı.

BU NEYİN PAZARLIĞI ?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz ise Libya tezkeresini “Libya'daki vekalet savaşlarına taraf olmasını ve Müslüman kanı dökülmesine taraflardan birinin yanında yer alarak sebebiyet vermesini asla kabul etmiyoruz” diyerek eleştirmiş ve askerlerimizi Müslüman kanı dökmekle itham etmişti. Türk askerinin çatışmanın tarafı değil, milli çıkarlarımız doğrultusunda meşru hükümetin yanında yer aldığını görmezden gelmişti. Türkiye’nin bölgesel hakları ve sınır güvenliği için başlatılan askeri operasyonları her fırsatta eleştiri konusu haline getiren CHP, binlerce km uzaktan gelip yanı başımızda silahlanan ABD ve Rusya’ya “bu bölgede ne işiniz var” diye soramadı. Ortadoğu’daki iç çatışmaların sebebi olarak Türkiye’yi gören CHP bu konuda yine HDP ve İP ile birlikte hareket etti. Yüzbinlerce sivil vatandaşın ölümünden sorumlu Esad ile masaya oturulmasını isteyen Kılıçdaroğlu ve Akşener Libya konusunda da Hafter ile görüşülmesi gerektiğini savundu. Bölgedeki gayrı meşru çevrelerin ipine sarılan CHP-HDP-İP üçlüsü 31 Mart seçimleri öncesi de Kandil’in ipine sarılmış ve destek mesajlarına hiçbir tepki göstermemişti. Türkiye’nin bölünmesini arzulayan ve bölgesel kaosun mimarları olan emperyalist ülkelere hiçbir eleştiri getirmeyen bu partilerin Türkiye’nin milli çıkarlarına ters tutum sergilemeleri de artık olağan bir hal aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu daha önce de terör örgütü PYD/YPG için “PYD vatanını savunan bir oluşumdur” ve “YPG bize mi saldıracak” cümlelerini kurmuştu. Suriye konusunda “Ben Suriye’ye gidip Esad ile görüşüp sorunu çözmeye hazırım” diyen Meral Akşener Suriye Türkmenlerini katleden Esad ile neyin pazarlığını yapmak istiyor? Doğu Türkistan’daki mezalime ve katliama sözde duyarlılık gösteren Akşener Suriye’deki Türkmenleri katleden Esad ile görüşmeye neden can atıyor?

5 ÜLKE TÜRKİYE’YE KARŞI BİRLEŞTİ

CHP’nin kimlerin işini kolaylaştırıp malzeme verdiğinin ibret veren bir örneği Mısır’da yaşandı. Yunanistan, Mısır, Fransa, İtalya, Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanları Kahire’de buluştu. Libya’daki son gelişmelerin yanı sıra Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve istikrar konuları masaya yatırıldı. Yapılan ortak açıklamada “Türkiye ile Trablus hükümeti arasındaki iki anlaşmanın bölgesel istikrarı sabote ettiği, aynı zamanda bu anlaşmaların ikisinin de geçersiz ve içeriklerinin de boş olarak addedildiği” vurgulandı. İtalya’nın gözlemci olarak katıldığı görüşmede dört ülkenin dış işleri bakanı deniz alanlarıyla ilgili anlaşmaya yönelik olarak “bunun uluslararası hukuka uymadığını, yasal sonuçlar doğurmadığını ve bölge devletlerinin egemenlik haklarını ihlal ettiğini belirttiler. Bakanlar ayrıca, Türkiye ile Libya arasında, Akdeniz’deki deniz yetkilerinin belirlenmesi anlamına gelen anlaşma memorandumunun, üç devletin egemenlik haklarını ihlal ettiğini, deniz hukukuyla uyumlu olmadığını, aynı zamanda yasal sonuçlar doğurmayacağını ifade ettiler. Katılımcı ülkelerin bakanlarının ortak metninde “Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesi ve kara sularındaki devam eden Türk faaliyetlerini şiddetle kınıyor ve Türkiye’yi, tüm yasa dışı araştırma faaliyetlerine derhal son vermeye çağırıyor ifadelerine yer verildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Düşen Ukrayna uçağıyla ilgili kanıtlar var

Düşen Ukrayna uçağıyla ilgili kanıtlar var