TÜRKGÜN ÖZEL HABERİ
Banka önlerinde sıra beklediğimiz günlerin ardından, her şeyi ATM’lerle gerçekleştirebileceğimiz duyuruları yapılmaya başladığında, kafada bazı soru işaretleri belirirdi… Parayı ATM’ye bıraktığımda, ‘Doğru saydı mı? Ya para sıkışırsa… İşlem yarım kalır mı?’ Gibi kaygılar yaşardık. Günler geçti, teknoloji ilerledi. Bu sefer de, ‘Bankaya gitmeyin, telefonla işlemlerinizi hâlledin’ reklamları döndü.
Artık banka şubeleri daha sakin bir hâl almaya başlamıştı. ATM’ler ile telefon bankacılığı bize iş ve sosyal hayatımızda zaman kazandıran bir nimetti. Şimdi ise, dijital bankacılıkla yüzleşiyoruz… Caddelerde somut bir tabela hâlinde göremiyoruz belki ama dijital bankalar sayesinde, internetin o uçsuz bucaksız dünyasında, avucumuzdaki telefon aracılığıyla hesap açabiliyor, kredi alabiliyor, para gönderebiliyoruz.
Özgür Bayraktar, 15 yılı aşkın süredir teknolojiyle içli dışlı olan ve sürekli ‘finansı nasıl daha fazla demokratikleştirebileceğini’ düşünen biri. Yakın zamanda ‘Turan’ ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
Mevzuata uygun olacak
Turan, en kolay anlatımıyla Türk devletlerinde yaşayan soydaşların, sorunsuz ve kolay bir şekilde para transferi yapabileceği bir uygulama. Projenin TCMB’nin gözetiminde faaliyet gösteren, BDDK’dan lisanslı bir elektronik para kuruluşu ile hayata geçecek olması, güven problemlerini de ortadan kaldırıyor.
‘Turan fikri nereden çıktı?’ diye sordum Özgür Bayraktar’a…
Bayraktar, Turan’ın, Türk devletleri arasında fiziki dünya için tasarlanan para transferi sürecini hem dijital dünyaya taşımak hem de Türkiye’de bulunan diğer Türk devletleri vatandaşlarının dijital finans uygulaması olmasını hedeflediklerini açıkladı. Ve ekledi: “Yapacağımız iş birlikleri ile Türkiye’de yaşayan Türk soylu kişilere kolay kullanımı olan, hızlı ve düşük maliyetli bir şekilde para transferi yapabilecekleri bir uygulama sunacağız.”
Kendi dillerinde hizmet
Türkiye’de 300.000’den fazla oturma izni olan Türk soylu kişinin bulunduğunu belirten Özgür Bayraktar, “Her yıl bu rakam %10-15 oranında artıyor” diye konuştu. Türk soylu kişilerin, Türkiye’de finansal ürünlere erişimlerinin zor olduğunun altını çizen Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: Türk soyluların Türkiye’de büyük oranda finansal ekosistemin dışında bulunduklarını bilmekteyiz. Bu sebeple biz Türkiye’de yaşayan Türk soylu kişilerin 360 derece finansal uygulaması (ön ödemeli kart, mikro kredi vb.) olmak istemekteyiz. Bunu yaparken, onlara kendi dillerinde, kendi yaşam tarzları ile hizmet vermek istiyoruz. Yaşadıkları problemleri anlayan ve kendi dillerinde çözen bir finansal çözüm olmak için uygulamamızı geliştiriyoruz.
Fırsatı gördük, öncü olacağız
“Türkiye dâhil olmak üzere, 160 milyon popülasyonu olan bir pazar büyüklüğüne hitap ediyoruz. Bu pazarda yer alan Türk devletlerinin, Türkiye kadar regülasyonel olgunluğa erişmesinin zaman alacağını düşünüyoruz” diyen Özgür Bayraktar, “Biz de burada ciddi bir fırsat görüyor ve öncü oyuncu olmayı arzuluyoruz. Bu regülasyonel olgunluğun, belli bir seviyeye geldiği dönemde ise her anlamıyla ilgili coğrafyalarda da müşteri kabulüne başlayacak bir finans uygulaması olmak istemekteyiz. Türk soylu kişiler Türkiye’de ortalama 3 yıl yaşamaktadırlar. 3. yılın sonunda ise kendi ülkelerine dönmektedirler. Türkiye’de 3 yılda bir kendini yenileyen bir potansiyel hedef kitle olmalarının yanı sıra, Türkiye’deki faaliyetlerimiz ile ilgili bu kitlenin kendi ülkelerinde de bizi kullanacak ve önerecek sadık bir müşteri kitlesi olabileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
KAYIT DIŞI EKONOMIYE OLUMLU KATKI
Bankası olmayan kişilerin, her ülke için finansal kayıplar yarattığına dikkat çeken Özgür Bayraktar, “Çünkü ülkelerin dolaylı yoldan ekonomik gücü, vatandaşlarının ya da o ülkede oturum izni ile yaşayan diğer kişilerin kayıt altına alınan ekonomik gücü ile ölçülüyor diyebiliriz. Bu sebeple ekonomik durumlarını ve finansal harcamalarını kayıt altına aldığımız her birey, devletimizin ekonomik gücünü de daha ölçülebilir bir hâle getirmiş olacak” diye konuştu.
GİRİŞİMCİ ÇOK AMA UYUM YOK
Türkiye’nin iyi girişimcileri olduğuna dikkat çeken Özgür Bayraktar, yeni nesil uygulamalar ve finansal çözümlere, iş modeli olarak yeteri kadar uyum sağlayamadığımızı ifade etti. Bu durumun Almanya’da da çok farklı olmadığını sözlerine ekleyen Bayraktar, “Almanya da girişim cenneti fakat girişimlerin birçoğu Almanya dışındaki ülkelerdeki faaliyetleri ile yatırımlar alabildi ve büyüyebildi. Türkiye’de de durum aynı. Yurt dışındaki faaliyetleriniz neticesinde nihai yatırım amaçlarınıza ulaşabiliyorsunuz ya da yurt dışındaki faaliyet vaatleriniz ile büyüyebiliyorsunuz.
Biz Turan’ı, Türk devletlerinde hizmetine açtığımız her kullanıcımızın tek finansal çözümü olmasını sağlamak için geliştiriyoruz.
Vatandaşlarımız maalesef birçok kez dolandırıldı. Bu korku Z kuşağından önceki nesillerde hâlâ devam etmekte. Z kuşağı ile birlikte bu korkunun tamamen kaybolacağını düşünüyorum. Çünkü bu kuşak, regülasyonlar tarafından fazlasıyla korunduğunu biliyor. Yeni nesil finansal çözümler ile bu korkuların kısa sürede sona ereceğini düşünüyorum.
Türk soyluların, Türkiye'de büyük oranda finansal ekosistemin dışında bulunduklarını bilmekteyiz. Bu sebeple biz, Türkiye'de yaşayan Türk soylu kişilerin 360 derece finansal uygulaması olmak istiyoruz.
YÜKSEK KOMİSYONLAR UYGULANIYOR
Türk devletleri arasındaki para transfer süreçleri hakkında bilgi veren Özgür Bayraktar, diğer uygulamalar arasından nasıl öne çıkacaklarını şöyle açıkladı: Eski usul bankacılık, hâlâ en çok tercih edilen bankacılık türü. Bu sebeple alternatif çözümlerin başında, kullanımı yaygın, eski bir yöntem olan ve bankalar üzerinden kullanılan swift geliyor. Swift ile transferler en az 1-2 günde ve yüksek komisyon oranları ile gerçekleştirebiliyor.
Bunların yanında bazı yeni nesil çözüm sunan uygulamalar da bulunuyor. Rakiplerimiz tüm dünyaya para transferine yoğunlaşırken, Turan, sadece Türk devletlerinde hizmet verecek. Turan ekibi olarak ürün ve hizmet gamımızı bu coğrafyalara para transferi yapan hedef kitleye yönelik şekillendirmiş olacağız.
KİMDİR?
- Özgür Bayraktar, 2010'da Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın en büyük sosyal oyun şirketi olan Peak Games'in kurucu ekibine Topluluk ve Pazarlama Direktörü olarak katılmış bir isim. Peak Games, 1 milyar doları aşan değeriyle, kısa sürede Türkiye'nin ilk unicorn'u olarak tarihe geçmişti. mTeknolojiyi okuyan, aynı zamanda uygulayan bir isim olarak başarılı bir geçmişe sahip olan Bayraktar, 2011 yılında dünyanın en büyük sosyal oyun şirketi Zynga'nın, Türkçe Konuşan Topluluk Sorumlusu olma teklifini kabul ederek Dublin'e taşınmış, 2012 yılında 7 milyar ABD doları değerleme ile halka açılan şirketin, Türkiye ve Orta Doğu pazarlarındaki genişleme faaliyetlerine katkı sağlamıştı.
- 2014'te Bayraktar&Partners adında bir melek yatırımcı topluluğu kuran Özgür Bayraktar, 2016'da Türkiye'nin en büyük girişimcilik bloğu olan Webrazzi'ye iki yıl sonra şirketi sattı. mÖzgür Bayraktar’ın, Harvard Business Review ve Forbes dergilerinde yayınlanmış makaleleri de bulunuyor. Bayraktar ayrıca, 2018-2020 yılları arasında Albaraka Türk Katılım Bankasının yeni finansal teknoloji ürünleri geliştiren ve Avrupa'nın neo bankası Insha'da, tüm merkezi iş operasyonlarından sorumlu olarak da görev almıştı.