Cebimizdeki telefon, evdeki buzdolabı, televizyon, ısınmanızı sağlayan kombi, klima, geceleri aydınlatan lambalar, yakın gelecekte yolları dolduracak otomobiller.
Hepsi, her adım, dönüp dolaşıp en temel ihtiyaca kilitleniyor. Enerji, yani elektrik.
Artan nüfus ve bu nüfusun kullandığı hemen her şey bu ihtiyaca olan talebi büyütüyor. Dünya her geçen gün daha çok elektrik tüketiyor.
Yakın geçmişe kadar ihtiyacın tamamı fosil yakıtlardan, nükleer güçten ve hidroelektrik santrallerinden karşılanıyordu.
Rüzgar enerjisinde İzmir başı çekiyor
Şimdi dünya temiz ve yenilenebilir kaynakların peşinde. En sık başvurulan yöntemlerden biriyse rüzgardan elektrik üretmek.
Türkiye de yeşil enerjide büyük bir atılım içinde. Her biri 8 bin yenilenebilir parçadan oluşan ve uzunlukları 200 metreyi bulan devasa türbinlerden oluşan santraller, 49 bin megavat kurulu güç ile enerji üretiminde rüzgar estiriyor.
81 ilin hepsinde rüzgar enerjisi potansiyeli olsa da İzmir başı çekiyor. İzmir'i Balıkesir, Çanakkale, Manisa ve İstanbul takip ediyor.
Avrupa’da kurulu rüzgar gücünde 7’nci sırada
Şu an ülkemizde toplam 3868 türbin bulunan 272 rüzgar enerjisi santrali işletmede. Bu santraller 2021 yılının ilk yarısında toplam elektrik üretimin yüzde 9,22’sini gerçekleştirdi.
Türkiye bu verilere göre Avrupa’da kurulu rüzgar gücünde 7’nci sırada.
Rüzgar enerjisine yatırım son 10 yılda 10 kat arttı. İnşaası hala devam eden 24 rüzgar enerji santralinden ise 926 MW enerji üretimi bekleniyor. Bu, temiz enerji üretiminin artması, Türkiye’nin daha temiz bir çevre, daha kaliteli bir hava için bir adım daha ileri gitmesi demek.