Kadir Yıldız / TÜRKGÜN
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kanal İstanbul projesiyle ilgili yazdığı skandal mektubun yankılara devam ediyor. Kılıçdaroğlu, 5 Kasım 2021 tarihinde yazdığı skandal mektupta Kanal İstanbul projesinin ‘ihanet’olduğunu söyledi. Milli iradeye yüzünü dönemeyen Kılıçdaroğlu çareyi yabancı misyon şeflerine mektup yazmakta buldu. Kanal İstanbul projesine engel olunması ve yatırımcıları vasıtasıyla destek verilmemesi çağrısı yaptı.
10 Şubat 2021 tarihinde de yabancı büyükelçilere mektup gönderen Kılıçdaroğlu burada da Türkiye’yi şikayet etmişti. AB ülkelerinin Türkiye’de bulunan büyükelçiliklerine ve Avrupalı sosyal demokrat ve sosyalist partilerin liderlerine mektup yazan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin demokrasi sorunuyla karşı karşıya bulunduğunu belirtmişti. Kılıçdaroğlu, dünyanın tüm demokratlarının bir araya gelmesi çağrısında bulunmuştu.
BÜYÜKELÇILERLE SKANDAL 4 DÖRT GÖRÜŞME
15 Temmuz hain ve kanlı darbe girişiminden sonra yabancı misyon şefleriyle iletişimini sıklaştıran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dört kez toplantı gerçekleştirdi. Önemli bir bölümün basına kapalı gerçekleştiği toplantılarda Türkiye’yi şikâyet ettiği belirtildi. Sırasıyla 2 Şubat 2017, 12 Ocak 2018, 19 Aralık 2018 ve son olarak 10 büyükelçinin Osman Kavala’nın tahliyesine ilişkin yayınladığı bildiriden 10 gün önce 29 Eylül 2021 tarihinde AB büyükelçileriyle toplantı gerçekleştirdi.
YABANCI BASINA KÖTÜLEDİ
6 Ağustos 2017 tarihinde Alman Focus dergisine röportaj veren CHP lideri, ‘Türkiye’de can ve mal güvenliği yok’ diyerek ‘Türkiye’ye yatırım yapmayın’ çağrısında bulunmuştu. 24 Haziran 2018 seçimleri öncesi Amerika’nın Sesi’ne verdiği röportajda da, seçimlerde şaibe olduğunu söylemiş ve Demirtaş’ın hapiste bulunmasını şikâyet etmişti. Kılıçdaroğlu, “Sayın Demirtaş hapiste tutuluyor. Bazıları üzerinde büyük baskılar var, medya dünyası şu anda yüzde 90’ı iktidarın kontrolünde. Biz bu koşullarda seçime gidiyoruz. Dolayısıyla kendi güvenliğimizi de sandık güvenliğini de almak zorundayız. Bunu sağlayacağız” ifadelerini kullanmıştı.
9 Haziran 2020 tarihinde İngiltere’de yayın yapan The Times gazetesine açıklamalarda bulundu. Burada yaptığı açıklamada “Kaynakların savurganca kullanımı, tutarlı bir planlamanın olmaması ve sorumsuz borçlanma bizi ekonomide ciddi problemlerle karşı karşıya bırakmıştır. Vatandaşlarımız, ödediği vergilerin nerelere ne kadar harcandığını dahi bilmemektedir. Tarihin bize gösterdiği süreç, diktatörlerin kalıcı olmadığıdır” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘diktatör’ olarak nitelendirmişti.
BİR KÜFÜR DE AKŞENER'DEN
İP’li Lütfü Türkkan’ın şehit ağabeyine “senin bacını s…m” diyerek küfretmesinin ardından sessizliğe bürünen İP Başkanı Meral Akşener’in partisinin grup konuşmasında özür dilemesi beklenirken bir küfür de ondan geldi. Yapılanın planlı bir provokasyon olduğunu söyleyen Meral Akşener şehit ağabeyine ‘y..şak’ dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan İP Başkanı Meral Akşener, konuşmasının büyük bir bölümünü İP’li Lütfü Türkkan’ın şehit ağabeyine ettiği küfre ayırdı. Türkkan’ın sinirlerine hâkim olması gerekirdi diyen Akşener aynı zamanda da milletvekilini korudu. Şehit ağabeyinin provokatör olduğunu söyleyen İP Başkanı özür dilemek yerine bir küfür de kendisi etti.
Gittiği her yere gerginlik götüren İP Başkanı Meral Akşener’in HDP ile olan ittifak ve terörist Selahattin Demirtaş ile kahvaltı arzusu gündem oldu. Bingöl’de de şehit ağabeyi Tahir Gümren’in tepkisiyle karşılaşan Meral Akşener bunun planlı bir provokasyon olduğunu söyledi. Partisinin milletvekili Lütfü Türkkan’ın şehidin bacısına ettiği küfrü ise sinir hâli olarak değerlendirdi.
Meral Akşener’in şehit ağabeyi Tahir Gümren’e söylediği ‘y…şak’ ifadelerinden sonra tepki daha da arttı. Sosyal medyada HDP’lilerin ‘Kürdistan’ ifadelerine ‘y..şak y..şak konuşmayın’ diyemeyen Akşener’in şehit ağabeyine bu sözleri sarf etmesi büyük tepki topladı.
CHP DESTEK VERDİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Bingöl’de İP Başkanı Meral Akşener’i protesto eden bir vatandaşa İP Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın küfretmesi hakkında sorulan ‘İYİ Parti’nin Lütfü Türkkan hakkındaki tasarrufunu nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna, ‘Bu işte ağır bir provokasyon olduğu açık’ yanıtını vererek destek oldu.