Türkgün Gündem Geçersiz oyların sayılması ilk defa alınan bir karar değil

Geçersiz oyların sayılması ilk defa alınan bir karar değil

YSK Başkanı Sadi Güven, seçim sonuçlarına itiraz sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Güven, "Geçersiz oyların tekrar sayılması istenmiş. Bu ilk kez alınan bir karar değil. Bazen itirazlarda itiraz etmeyen lehine de sonuçlanabiliyor" dedi.

YSK Başkanı Sadi Güven, seçim sonuçlarına itiraz sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Güven, "Geçersiz oyların tekrar sayılması istenmiş. Bu ilk kez alınan bir karar değil. Bazen itirazlarda itiraz etmeyen lehine de sonuçlanabiliyor" dedi.

DHA- YSK Başkanı Sadi Güven, İstanbul İl Seçim Kurulu'nun oyların yeniden sayılmasının durdurulması kararını kaldırmalarıyla ilgili olarak, "İlçe seçim kurulu kararları uygulamaya başladığı andan itibaren  bugüne kadar ki YSK uygulaması bunun sonuna kadar gidilmesi ve maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması yönündedir. İstanbul da bu yönde" dedi.

Yüksek Seçim Kurulu binası önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başkan Sadi Güven, seçimin bitmesinden sonra ilçe ve il seçim kurullarına, dolayısıyla da YSK'ya itiraz sürecinin de başladığını söyledi. Güven, "Bugüne kadar açıkladığım rakamları tüm siyasi partilerle de paylaşıyorum. Bunlar geçici sonuçlar ve biz mazbataları vermek için bu yasal itiraz sürecinin sonucunu bekliyoruz" dedi. Güven, ilçe seçim kurullarına itiraz edilmeyen yerlerde ise mazbataların verildiğini kaydetti.

İSTANBUL'DA İTİRAZ SÜRECİ

İstanbul'da itiraz sürecinin işlediğini ifade eden Başkan Güven, "İstanbul'da akşam bize gelen dosyaya göre 8 ilçe seçim kuruluna yapılan itiraz üzerine, bu ilçe seçim kurullarımız tekrar sayım kararı almışlardır. Bazı seçim kurullarımız da bu kararlarını uygulamaya başlamıştır. Karar gereği tekrar sayım işlemi devam ederken, il seçim kuruluna itiraz edilmiştir. İstanbul İl Seçim Kurulu, ilçe seçim kurulu kararına karşı itiraz hakkı bulunduğunu ve bu sürecin beklenmesi gerektiğini belirterek, tedbir kararıyla tekrar sayım işlemini durdurmuştur" diye konuştu.

'BU KARARIN GEREĞİ YAPILMAKTADIR'

İstanbul İl Seçim Kurulu'nun aldığı tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine kurulun toplandığına vurgu yapan Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul İl Seçim Kurulu kararının, 298 Sayılı Yasanın 118'inci maddesi gereğince ilçe seçim kurulu kararının uygulanması için kararın kesinleşmesi gerekmediğinden anılan maddede belirtilen kurala aykırı olarak verilen İstanbul İl Seçim Kurulu'nun 2 Nisan 2019 tarihli kararının 1'inci maddesinin kaldırılmasına, ilçe seçim kurulunun yeniden sayım kararıyla sayıma başlanılmış ise sayımın sonuçlandırılması gerektiğine, yeniden yapılan sayımla ortaya çıkan sonucun tüm siyasi parti ve bağımsız adaylar yönünden geçerli olması gerektiğine, yeniden sayıma yönelik ilçe seçim kurulu kararının fiilen uygulanmasına başlanılmamış ise yasal itiraz sürecinin işlemesine gerektiğine karar verilmiştir. Bu kararı gönderdik. Bu kararın gereği de yapılmaktadır."

'BU İLK DEFA ALINAN BİR KARAR DEĞİL'

YSK Başkanı Güven, "Sadece geçersiz oylar mı yeniden sayılacak?" sorusuna, "Çoğunlukla öyle. Benim önüme tek tek ilçe seçim kurulu kararları gelmedi. Ama bana intikal eden bilgiye göre geçersiz oyların tekrar sayılması istenmiş. Buna karar vermişler. Bu ilk defa alınan bir karar değil. Bundan önceki seçimlerde de ilçe seçim kurullarımız yeniden sayım kararı verip de bu sayım kararı üzerine sayımlar yeniden başladığında bir yerde bu sayımın artık kesilemeyeceğini, sonuna kadar gidilmesi gerektiğine karar verildi. İstanbul'daki hadise de budur" diye cevap verdi. 

'YASAL İTİRAZ SÜRECİ İÇİNDE YAPILMIŞ İŞ VE İŞLEMLER'

Kendilerinin, sayımın yapılıp yapılmaması gerektiği hususunu incelemediklerini belirten Başkan Güven, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sadece fiilen sayıma karar veren ilçelerin, sayım işlemini başlatmasından sonra bunun artık durdurulamayacağını; çünkü bir aşamada durdurulmasının bazı siyasi partilerin leyh ve aleyhine sonuçlar doğurabileceğini öngördük. Bundan önceki YSK kararları da bu yönde. Sayım sonucunda sadece itiraz eden siyasi parti açısından değerlendirme yapılmıyor. Tüm siyasi partiler açısından oyların 298 Sayılı Kanun'daki geçersiz oy pusulası kriterlerine uygun, hem de bizim genelgemize uygun geçersizlik nedenlerinin değerlendirilip değerlendirilmediğine bakılıyor. Bazen itiraz edenlerin değil, itiraz etmeyenlerin lehine sonuçlanmış olabiliyor. Bu nedenle ilçe seçim kurulu kararları uygulamaya başladığı andan itibaren bugüne kadar ki YSK uygulaması bunun sonuna kadar gidilmesi ve maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması yönündedir, İstanbul da bu yönde."

'İSTANBUL OLDUĞU İÇİN ÖNE ÇIKTI'

Güven,  bu şekilde diğer yerlerde de incelemeler olduğunu söyleyerek, "Bize henüz bir itiraz intikal etmedi. Ama bu normal seçim süreci içinde bugüne kadar hep olagelen bir hadisedir. İstanbul, büyükşehir olduğu için biraz öne çıktı. Bu tamamen yasal itiraz süreci içinde yapılmış iş ve işlemlerdir" diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Siyaset Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz canlı yayında açıkladı: Baştan beri yanlış bir çağrı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz canlı yayında açıkladı: Baştan beri yanlış bir çağrı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İBB'deki yolsuzlukları örtbas etmek için başlattığı ve Türkiye'nin ekonomisini hedef alan 'boykot' çağrısına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 'Boykot sorumsuz siyaset ürünüdür. Ekonomiyi hedef alan bir çağrıydı, başından beri yanlıştı' dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İBB'deki yolsuzlukları örtbas etmek için başlattığı ve Türkiye'nin ekonomisini hedef alan 'boykot' çağrısına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 'Boykot sorumsuz siyaset ürünüdür. Ekonomiyi hedef alan bir çağrıydı, başından beri yanlıştı' dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CNN Türk'te katıldığı programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Özgür Özel'in 'boykot' çağrısına tepki gösterdi. Söz konusu boykotun sorumsuz siyaset ürünü olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın gündeme ilişkin açıklamalarından konu başlıkları şöyle;

"Hiçbir demokraside meşru dışında bir şeyler yapmanın ayrıcalığı yok. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yok. Demokrasi ve hukuk devleti meşru zeminlerde gerçekleşen süreçlerdir. Muhalefet her fikrini meşru zeminde ifade edebilir. Kamu düzenini bozmadan şiddete yönelmeden, suç olarak tarih edilen eylemlere girmeden her türlü demokratik ifade gerçekleştirilebilir. Ama demokrasi dışı eylemleri güzel kavramlarla övmeye çalışmak doğru bir yaklaşım değildir. Hangi görüşten olursa olsun ben halkımızın bunu tasvip etmediğini düşünüyorum. İfade hürriyeti bir başkasına küfretme hürriyeti değildir. "

“SORUŞTURMAYI SİYASİ ALANA ÇEKİYORLAR”

"Soruşturmayı siyasi alana çekiyorlar. Yolsuzluk suçlamalarına hukuki çürütme yapmıyorlar. İfade hürriyeti en aykırı fikirleri bile demokratik standartlar içinde ortaya koyabilmek. Ama karşınızdaki insana zarar veriyorsanız demokrasi sınırlarını aşıyorsunuz demek. Ben Kırarım küfrederim deyip bunun bir karşılığı olmasın demek doğru değil. Bir ülkenin kalkınması ve yenilik yapması için ifade hürriyeti olmazsa olmazdır. Ama ifade hürriyeti hukukun sınırlarını aşma hürriyeti değildir. Tutukluluk hali bağımsız yargının belli standartlarda başvurduğu yol. Tutuklama bir insanın kesin şüpheli olduğu anlamına gelmiyor. Ama yargı güçlü deliller ve delil karartma ihtimali gördüğünde tutuklama başvurulan bir yöntem.

Geçmişte tutuklu sayısı daha fazlaydı. Bu oransal olarak azaldı. Hukukun bir takım ölçütleri var. Türkiye bir hukuk devleti. Kimsenin suç işleme özgürlüğü olmadığı gibi herkesin hakkını arama özgürlüğü var. Türkiye uluslararası hukukun da bir parçası. "

“BOYKOTUN TUTMADIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ”

"Boykottan etkilenme söz konusu değil. Boykotun tutmadığını söyleyebiliriz. Baştan beri yanlış bir çağrı. Ana muhalefet partisi ekonomiye zarar vermiş durumda. Boykot ettiğiniz 85 milyonun ekonomisi. Esnaf dediğiniz sadece AK Partili değil. Boykot çağrısı son derece yanlış siyasetçi bunu yapamaz. Sorumlu bir siyasetçi ülkenin yerli firmalarını hedef gösteremez. Bunu yapıyorsa toplumla kavga ediyordur. İş dünyasından ciddi tepkiler geldi. Bırakın iş sahiplerini ekmeğini kazananlar var orda. Bu tür çağrılar ayrıştırıcı çağrılar. Bir zamanların bu yeşil sermaye tartışmalarına götürür, toplumu kutuplaştırmaya ayrıştırmaya hiç kimsenin hakkı yok. Bütün milli sermaye grupları bizim varlığımızdır. İhracat yapan hizmet üreten müesseselerdir. Bunları hedef alıyorsanız siz toplumla mücadele ediyorsunuz demektir. Muhalefet toplumla, ekonomi ile kavga eder durumdalar. Burada toplumun itibar edeceğine ihtimal vermiyorum. İnsanımız aklıselimdir. Muhalefet partisi içerisindeki iç çekişmelerin bir yansıması. Yarın kurultay var. Herkes ana muhalefet partisinde en sert siyaset yapma yarışına girmiş durumda. CHP içindeki kavga toplumsal gerilime dönüşmüş durumda. CHP içi kavgayı toplumsal bir kavgaya dönüştürmeye çalışıyorlar. Gereksiz polemikleri toplumu kutuplaştırıcı meseleleri bir kenara bırakıp toplumun geleceğine sahip çıkmak durumuzdayız."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *