Koku Uzmanı Bihter Türkan Ergül, antik medeniyetlerden günümüze farklı üretim ve kullanım şekilleriyle günlük hayatta yer alan kokular hakkında bazı değerlendirmelerde bulundu. Geçmişten günümüze kokunun hayattaki yerini Antik dönemlerden, Fransız İhtilali zamanlarından ve Osmanlı Dönemi saray geleneklerinden örneklerle aktaran Ergül, “Eski Mısır'da, Antik Yunan’da ve Roma İmparatorluğu'nun her yerinde parfüm, bugün olduğu gibi ritüeller, güzellik ve ticaretin bir parçasıydı. Tüm bunların ötesinde tarihte önemli bir statü sembolüydü” dedi.
Kokuların Toplumsal ve Tarihsel Boyutu
Kokuların sağladığı aromaterapik faydalar ve farklı burun zevklerine hitap etmenin yanında toplumsal statüde de söz sahibi olduğunu söyleyen Ergül, “Medeniyetlerin baş tacı olan güzel koku kültürlerinin başrol oyuncularından olan parfümler Fransız İhtilali sırasında birçok soylunun giyotinle idam edilmesine neden olan bir ispiyon aracına dönüşmüştü. Kokuların kullanım adabı çok önemlidir ve birçok medeniyette hiyerarşi ve statü sembolü olmuştur.
Antik Mısır, Hiti, Babil, Sümer, Antik Roma, Antik Yunan, Osmanlı, Selçuklu gibi medeniyetlerde halktan yönetime kadar çok farklı kullanım şekilleri olan güzel kokuların hem bedensel hem de manevi şifaları bulunuyordu. İslam alimi Abdülkadir Geylani’nin ‘Koku adap ve usulüne riayet eden bir kul için muhteşem bir nimettir’ sözü de manevi boyutlara temas eden kokunun kullanımında adabın ne kadar önemli olduğunu ifade ediyor” diye konuştu.
Parfümün Tarihsel ve Kültürel Anlamı
Parfüm Tasarımcısı ve Koku Uzmanı Bihter Türkan Ergül tarihte koku kültürünün çok sayıda alanda kullanımı ve anlamı bulunduğunu aktararak, kutsal törenlerde kullanılan kokuların antik medeniyetlerde ve dini kültürlerde önemli bir yer bulduğunu söyledi.
Aynı zamanda Koku Akademisinin de kurucularından olan Ergül, Antik Mısır’da rahipler tarafından özel olarak gizli formüllerle hazırlanıp kullanılmasının, Hıristiyanlıkta ve Yahudilikte tütsü kullanımının önemli olmasının yanında İslamiyet’te güzel koku kullanımının önemli bir yeri olduğunu belirtti.
Fransız İhtilali'nde Parfümün Rolü
Ergül, “Sosyal statünün sembolü olan koku tarihte sosyal hiyerarşinin yansıması gibiydi. Kraliyet ailesi ve aristokratlar için ‘vatan hainliği’ suçlamasıyla cadı avına çıkıldığı Fransız İhtilali sırasında kişinin üzerinde bir gram koku varsa, güzel kokuyorsa ya da koku şişesiyle yakalandıysa, bu durum onun aristokratlar veya kraliyet ailesiyle bir ilgisi olduğu anlamına geliyor ve yakalanan kişi hiçbir açıklama yapılmadan giyotinle idam ediliyordu.
Çünkü ancak Kraliyet ailesi ya da aristokrat kesim böyle kokardı ve koku o sarsıcı dönemde büyük bir ispiyon aracıydı. Bu nedenle parfüm ile Fransız İhtilali zamanında aristokrasiye büyük bir darbe vurmuştu. Parfüm tarih boyunca hiyerarşiye imza atmış, kültürlerin sözsüz mesajlaşma dili olmuştu” dedi.
Napolyon'un Koku Politikası
Napolyon’un koku hakkındaki düşüncelerini de paylaşan Ergül şöyle konuştu: “Napolyon özellikle cephede ve karargâhta askerlere lavanta kokusunu kullanmasını yasaklamıştı. ‘Askerler için barut kokusu lavanta kokusundan daha önemlidir’ dediği rivayet edilen Napolyon’un lavanta kokusunun askerlerin savaşma içgüdüsünü azalttığını düşündüğü için böyle bir söz söylemiş olabileceği düşünülüyor. Şimdiki araştırmalar da gösteriyor ki lavanta uyku ve dinginlik veriyor ve Napolyon’un bu konudaki düşüncesini aslında doğruluyor.”
Parfüm ve Yasaklar
Ergül, tarihte kokuların insan üzerindeki etkilerinin güçlü olarak gözlemlendiğini, bu konu başlıklarında parfümlerin yasaklandığı ve hatta bu konuda kanunların çıkarıldığı bir dönem olduğunu söyleyerek, “18’inci yy.’da kokuyu kullanarak erkekleri ikna etme, erkeklerin özgür iradesine aldığı için elinden ölüm cezasına çarptırılıyor. Tarihte farklı medeniyetlerde kokunun aslında kanunlarda yeri var, parfüm kullanımı hakkında kanunlar yapıldığı görülüyor” diye konuştu.
Osmanlı Sarayında Kokunun Önemi
İslam alimi Abdülkadir Geylani’nin “Koku adap ve usulüne riayet eden bir kul için muhteşem bir nimettir” sözünü hatırlatan Ergül, “Bu söz manevi boyutlara temas eden kokunun kullanımında adabın ne kadar önemli olduğunu ifade ediyor. Gönüllerin sultanı Geylani’nin en sevdiği kokular arasında gül, misk, ıtır, menekşe ve iğde çiçeği yer alıyordu.
Osmanlı döneminde hem sarayda hem da halk arasında güzel koku kullanımına dair çok sayıda usul ve adap vardı. Osmanlıda valide sultanların kullandığı kokuları hizmetliler kullanamazlar bu saygısızlık olarak görülürdü. Bir valide sultan ya da bir kadın efendi koku kullanıyorsa, onun geçtiği yerler kokusundan belli olur. Bir valide sultan gül ya da karanfil kokusunu tercih ediyorsa ona hizmet edenler hiyerarşiden dolayı onun kullandığı kokuları kullanmanın bir tür meydan okumak gibi görüneceğinden dolayı o kokuyu kullanmamayı tercih ederlerdi. Yani koku kullanımı aslıda bir zarafet çerçevesindeydi. Tarihte güzel koku kullanımının kültürel bir boyutu olduğunu ve kokunun kullanım adaplarının yaşadığımız çağda çoğu zaman bilinmediğini ve dikkat edilmediğini görüyoruz. Günümüzde ise güzel kokmak ve karşı tarafa havalı imajı vermenin dışında başka anlamı vardı. Eskiden parfümün kültürel boyutu vardı, kültürel boyutunu çoktan aştı” ifadelerini kullandı.
Günümüzdeki Parfüm Kullanımı ve Sağlık Tehlikeleri
Ergül son olarak, “Tarihte bu kadar önemli bir statüye sahip parfüm ve toplum arasında bir kültür olan parfüm kültüründe ne yazık ki günümüzde kozmetik adı altında sahte ve merdiven altı sağlığa zararlı açık parfümlerle yer alabiliyor. Sağlık uzmanları bu tür sağlıksız parfümlerin içeriğinde bulunan insan sağlığına zararlı maddeler konusunda uyarı bulunuyor” dedi.