21 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün İslam Ve Ahlak Cuma hutbesi konusu nedir 13 Ağustos? Cuma hutbesi yayımlandı mı?

Cuma hutbesi konusu nedir 13 Ağustos? Cuma hutbesi yayımlandı mı?

13 Ağustos 2021 Cuma hutbesine dair detaylar merak edilen konulardan oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı 13 Ağustos 2021 Cuma hutbesi konusunu vatandaşlarla paylaştı. Her hafta farklı konuların ele alındığı hutbe imam tarafından camii cemaatine okunuyor. Peki, Bugünkü Cuma hutbesi konusu nedir? 13 Ağustos 2021 Cuma hutbesi yayımlandı mı?

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Cuma hutbesi konusu nedir 13 Ağustos? Cuma hutbesi yayımlandı mı?

13 Ağustos 2021 Cuma hutbesi Diyanet tarafından yayımlandı. Hutbesi konusunu merak eden vatandaşlar ise Bugünkü Cuma hutbesi konusu nedir? 13 Ağustos 2021 Cuma hutbesi yayımlandı mı? sorusunu sormaya başladı. Biz de sizler için 13 Ağustos 2021 Cuma hutbesine haberimizde yer verdik.

13 AĞUSTOS 2021 CUMA HUTBESİ!

13 Ağustos 2021 Cuma hutbesi konusu belli oldu. Bu haftaki konu, Kerbelâyı İbret Nazarıyla Okuyalım oalrak belirlendi.

hutbe

KERBELÂ'YI İBRET NAZARIYLA OKUYALIM

Muhterem Müslümanlar!

Geçtiğimiz Pazartesi, Muharrem ayının ilk günüydü. Yeni bir hicri yıla daha kavuştuk elhamdülillah. Hicri 1443. yılımızın aziz milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Aziz Müminler!

Hicri takvim, Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve ashabının Mekke'den Medine'ye hicretiyle başlar. Hicret, bir mekândan diğerine yapılan yolculuk değildir sadece. Hicret, Allah'a ve O'nun kutlu elçisine gönülden bağlılığın, sadakat ve teslimiyetin ifadesidir. Bâtıldan, boş şeylerden, ömrü israf eden her türlü arzu ve istekten uzaklaşarak hak ve hakikate, ahlak ve irfana yolculuğun adıdır. Hicret, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, dostluk ve kardeşliğin öyküsüdür.

Kıymetli Müslümanlar!

Hicri yılımızın ilk ayı, Muharrem'dir. Muharrem, hürmete layık demektir. Bu ayın fazilet ve rahmeti bol, ilahî feyz ve bereketi çoktur. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s), Ramazan orucundan sonra en faziletli orucun bu ay içinde tutulan oruç olduğunu bizlere haber vermiştir.[1]

Değerli Müminler!

Önümüzdeki Çarşamba ise 10 Muharrem Âşûrâ günüdür. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Medine'ye hicret ettiğinde Yahudilerin Âşûrâ orucu tuttuğunu görmüş ve bunun sebebini sormuştu. Yahudiler, "Bugün Allah'ın, Musa'yı ve kavmini kurtarıp Firavun'u ve kavmini suda boğduğu büyük bir gündür. Musa, şükretmek için bugün oruç tutardı, biz de bu amaçla oruç tutuyoruz." dediler. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s), "Biz Musa'ya sizden daha yakınız."[2]buyurdu ve bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla birlikte Âşûrâ orucu tutmayı ümmetine tavsiye etti.[3]

Aziz Müslümanlar!

Âşûrâ günü aynı zamanda hatırladıkça yüreklerimizi dağlayan büyük bir hüznün, Kerbelâ hadisesinin yaşandığı gündür. Peygamberimizin "Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım"[4]buyurduğu ve "Cennet gençlerinin efendisi"[5]olarak nitelediği sevgili torunu Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i Beyt-i Mustafa'dan olan 70'i aşkın mümin, bir Âşûrâ günü Kerbelâ'da katledilerek şehadet şerbetini içmişlerdir. Hz. Hüseyin ve beraberindekiler, haksızlığa ve zulme karşı onurlu direnişleriyle, doğruluk adına samimi yürüyüşleriyle, bütün müminlerin gönüllerinde taht kurmuşlardır. Onlara bu zulmü reva görenler ise Müslümanların ortak vicdanında mahkûm edilmişlerdir.

Kıymetli Müminler!

Kerbelâ, İslam ümmeti olarak hepimizin ortak acısı, tarihimizin yürek yarasıdır. Ne hazindir ki geçmişteki acı olaylardan yeterince ibret alınmadığı için bugün de İslam coğrafyasında hırs ve menfaat uğruna yeni Kerbelâlar yaşanmaktadır. Hâlbuki Kerbelâ denince bağrı yanan, Hz. Hüseyin anılınca "Ah!" eden her Müslümana düşen, Kerbelâ'yı doğru okumak ve anlamaktır. Yeni Kerbelâlar yaşamamak için tevhid ve vahdet bilincini kuşanmak, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmaktır. Hakkın yanında, hakikatin yolunda olmaktır. Fitne zamanlarında basiret ve ferasetle hakikati görmektir. Tıpkı Hz. Hüseyin gibi zulme ve haksızlığa karşı çıkmaktır.

Bu vesileyle Seyyidü'ş-Şühedâ Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere mukaddesat uğruna canını feda eden bütün şehitlerimize Cenâb-ı Hak'tan rahmet diliyorum. Hutbemi Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum: "Allah'a ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."[6][1]Tirmizî, Savm, 40.

[2]Müslim, Sıyâm, 128.

[3]İbn Hanbel, I, 240.

[4]Buharî, Fezâil-ü Ashâbi'n-Nebî, 22.

[5]Tirmizî, Menâkıb, 30.

[6]Enfâl, 8/46.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
'Burhanettin Kocamaz kara bir leke olarak anılacaksın'

'Burhanettin Kocamaz kara bir leke olarak anılacaksın'