Türkgün İslam ve Ahlak İftar sofrasında edilen dua reddolunmaz

İftar sofrasında edilen dua reddolunmaz

Rahmet ve bereket ayı Ramazan-ı Şerif’te iftar sofralarında Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşu ve İftar duasının anlamı pek çok kişi tarafından araştırılıyor. turkgun.com olarak, iftar sofralarında kabul olunmasını niyaz ettiğimiz Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşu ve anlamını okurlarımızla paylaşıyoruz…

Rahmet ve bereket ayı Ramazan-ı Şerif’te iftar sofralarında Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşu ve İftar duasının anlamı pek çok kişi tarafından araştırılıyor. turkgun.com olarak, iftar sofralarında kabul olunmasını niyaz ettiğimiz Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşu ve anlamını okurlarımızla paylaşıyoruz…

Duaların reddolunmayacağı iftar sofralarında okumak için pek çok kişi, Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşunu ve iftar duasının anlamını araştırıyor. Mübarek Ramazan ayının feyzi, bereketi ve rahmetinden faydalanılması umuduyla haberimizde Peygamber Efendimiz’in iftar duasının Türkçe Arapça okunuşu ve anlamını bir araya getirdik…

PEYGAMBER EFENDİMİZİN HAZRETİ MUHAMMED'İN İFTAR DUASI

Hazreti Muhammed (sav) iftarını açarken şu duayı okurdu;

-“Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü.”

TÜRKÇE MANASI : (Ey Allah’ım, Senin rızan için oruç tuttum ve Senin rızkınla orucumu açıyorum.)

Peygamberimizin orucunu açtıktan sonra da şöyle derdi; “Susuzluk gitti, damarlar ısındı, inşallah Tealaya sevap kesinleşti.”

İslam alimlerinden Abdullah ibni Ömer Radiyallâhu ise iftar vakti şöyle dua ederdi: “Allah’ım, bütün kâinatı kaplayan rahmetinin hakkı için beni affet, günahlarımı bağışla.”

 İFTAR DUASI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

ANLAMI:

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

SAHUR DUASI

"Allahümme inni es'elüke bi rahmetikellti vesiat külle şey'in en tağfirali"

PEYGAMBERİMİZİN SAHUR DUASI

Peygamber Efendimiz (sav) sahurda şu duayı okurmuş: "Ey bu gecenin ve biraz sonra olacak sahurun Rabbi olan Allah'ımız.. Bizi iftarlara ulaştırırken günahlarımızdan arınmış olarak orucumuzu açmayı nasip eyle Amin."

İFTAR SOFRALARI İSRAF SOFRALARI OLMASIN

Kur'an-ı Kerim'in bizim için çizdiği sınırları kaldırmaya çalışarak nefsimize karşı israf ettiğimizi Allahu Teala şu ayetiyle bildiriyor;

“De ki; Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Zümer Suresi 53)

İsrafın anlamını maddi kavramlarla sınırlı tutmak manevi duygularımızı saf dışı bırakmaya sebep oluyor. Ayette belirtilen “haddi aşmak" ifadesi yapılan eylemlerle isyankârlığa sürüklenen kişinin kendine zulmetmesi olarak vurgulanıyor.

İslam Ansiklopedisi 'İsraf' başlığında, diğer anlamı ile tevhid inancından sapmak ve Müslümanlara karşı alaycı ve kibirli davranmak olarak geçiyor.
İsraf, bazı ayetlerde helal sayılan nimetlerin haram kılınması bir kısım ayetlerde ise kişinin kendi sorumluluğu altındaki mal ve imkânları gereksiz yere kullanması olarak niteleniyor.

“İsraf eden şeytanın kardeşi olmuştur"

Ramazan, yeme içme alışkanlığımızı değiştirmeden manevi dünyamızı geliştirmeyi hedeflediğimiz bir aydır. Ancak Ramazan ayında yaptığımız israf iki katına çıkıyor. İsrafın adı cömertlik ve ikramla takas edilir hale geliyor.
Ramazan ayını iftardan ve sahurdan ibaret gördüğümüzde Ramazan'ı israf etmiş oluyoruz. Hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'de israf şu ayetlerle belirtilmektedir;
"O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı (her biri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (öşürünü) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (En'am Suresi 141)

“Yiyiniz içiniz; fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allah israf edenleri sevmez." (Araf Suresi 31)
"Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma, çünkü saçıp savuranlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı nankördür." (İsra Suresi, 26-27)
Ayetinde olduğu gibi israf eden insan şeytanla birlik olur. Şeytan, Allah'ın israfı ve israf edenleri sevmediğini bildiği için insanı zayıf anında yakalar, ferdiyet duygusundan hareket ederek gösterişi insanın hakkıymış gibi sunar. Ferdiyet duygusu; dünyada ve ülkemizde savaş mağdurlarının yankılanan çığlıkları gün geçtikçe artarken, sofralarımızda misafir ettiğimiz kişilerin yakınlarımızdan ibaret kalmasına sebep olur.

Peygamber Efendimiz'in “Canının çektiği ve arzu ettiğin her şeyi yemen, şüphesiz israftır! (İbn-i Mâce, Et'ime, 51)" hadisinde bahsettiği günümüzde ulaşılabilirliğin yüksek safhada olması, eşyaya olan sahiplik hissini de beraberinde getiriyor. Sahiplik hissi hayatımızın her alanında daha fazla israfa yol açıyor. Zekât, fitre ve sadaka Ramazan ayında bu benlik duygusunu yatıştırmak için bir araç olarak görmeliyiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Siyaset Hakan Fidan: Filistin nüfusu Gazze'de kaldığı sürece direniş hareketi devam edecek

Hakan Fidan: Filistin nüfusu Gazze'de kaldığı sürece direniş hareketi devam edecek

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'deki Filistin nüfusunun direniş üreteceğini belirtti. Ayrıca, ABD ile S400 ve PKK konularında çözüm arayışlarının sürdüğünü ifade etti. Fidan, Türkiye'nin, Irak ile güvenlik mekanizması toplantısı ve diplomasi forumuna yöneldiğini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'deki Filistin nüfusunun direniş üreteceğini belirtti. Ayrıca, ABD ile S400 ve PKK konularında çözüm arayışlarının sürdüğünü ifade etti. Fidan, Türkiye'nin, Irak ile güvenlik mekanizması toplantısı ve diplomasi forumuna yöneldiğini vurguladı.

KAYNAK: AA

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in Filistinlileri Gazze'de tutmamayı amaçladığını belirterek, "Filistin nüfusu Gazze'de kaldığı sürece ister Hamas formatında, ister başka formatta her zaman için bir direniş hareketi üretecek. Neden direniş hareketi üretilecek? Çünkü işgal devam ediyor." dedi.

Bakan Fidan, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Fidan, ABD'nin S400 konusundaki yaklaşımına ilişkin, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) yaptırımları konusunun S400 meselesinden kaynaklı olduğunu ve bunu da içeren bir çözüm arayışı sürecinde olduklarını söyledi.

Bu konuda herhangi bir senaryonun bulunmadığını ve Türkiye'nin pozisyonunun aynı olduğunu kaydeden Fidan, bu nedenle ABD'nin hukuku çerçeveyi değiştirmeye çalışarak soruna bir çözüm aradığını ifade etti.

Fidan, ABD'nin PKK/YPG'ye desteğini sonlandırıp sonlandırmayacağına ve Suriye politikasına ilişkin ise ABD'deki yeni yönetimin Suriye dahil birçok dosyayı yeniden ele aldığını, incelediğini ve görüşlerini oluşturduğuna işaret ederek, bu aşamada Türkiye'nin esas teşkil edecek hususları önceden değerlendirip ona göre birtakım diplomatik adımlar attığını söyledi.

Terör örgütü PKK'nın fesih çağrısına uyması bekleniyor

Fidan, terör örgütü PKK'nın kendini feshetmesi gereken kongre tarihinin henüz açıklanmamasıyla ilgili olarak fesih çağrısının yapıldığını belirterek, bu çağrıya uyulmasını beklediklerini söyledi.

Türkiye'nin devlet olarak hiçbir zaman kendi işini ve güvenliğini başkasının hangi kararı alacağına ya da almayacağına bırakmadığını vurgulayan Fidan, istihbari ve askeri faaliyetlerin büyük hassasiyetle devam edeceğini bildirdi.

Fidan, terör örgütü PKK'nın geçmişte de fesih yönünde talimat aldığını anımsatarak, "Bu talimatı uygularken birden bire uluslararası sistemden aldığı talimat ve telkin, örgüt yöneticisinden aldığı talimat ve telkinin önüne geçti metodik olarak. Aynı sefer bu sefer de olabilir mi? Olmaması için bir sebep yok." ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Ferhad Abdi Şahin arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın ilerleyişine dair Fidan, Suriye hükümetinin çok yeni olduğuna işaret ederek, birtakım sorunların hızlı çözülmesinin beklenmesinin zor olduğunu söyledi.

Fidan, anlaşmanın sürelendirildiği ve uzatıldığı sürece büyük risklerin ortaya çıkabileceğine dikkati çekerek, "Diğer taraftan örgütün her zaman için anlaşıyormuş gibi gözüküp, aslında anlaşmama, diplomasiyi ve müzakereleri kendi asıl ajandasını ilerletmenin başka bir aracı olarak kullanma tecrübesi, hafızası her zaman mevcut. Bu yaptığı bir şey." diye konuştu.

Bakan Fidan, bu konuda Suriye yönetimine çok dikkatli ve hassas olmalarını, titizlikle çalışmalarını tavsiye ettiklerini dile getirdi.

Irak ile güvenlik mekanizması toplantısı 13 Nisan'da düzenlenecek

Irak ile geçen yıl güvenlik mekanizması kurulduğunu hatırlatan Fidan, "Bunun son toplantısını Antalya Diplomasi Forumu marjında, inşallah önümüzdeki pazar günü (13 Nisan) Antalya'da yapacağız. 5+5 formatında, burada yani içişleri, istihbarat, dışişleri, askerlerimiz, herkes bir araya gelip muhataplarımızla görüşüyoruz." dedi.

Fidan, Irak'ın özellikle Sincar'ın temizlenmesi konusunda bir hassasiyet göstermesi gerektiğini vurgulayarak, Bağdat hükümeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında tartışmalı sınırlar bulunduğunu ve bazı bölgelere de federal hükümet tarafından müdahale edilmesi gerektiğini anlattı.

Sincar meselesine direkt Irak ordusunun müdahil olması gerektiğinin altını çizen Fidan, güvenlik mekanizması toplantısında IKBY'den de yetkililer olduğunu ve müşterek şekilde terörle mücadeleyi ilerletmeye çalıştıklarını ifade etti.

Fidan, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin uzatılamamasına ilişkin de Hamas'ın sivil halkın çektiği zulüm nedeniyle bir an önce ateşkesi arzuladığını ve kurumsal hedeflerini bir kenara bıraktığını belirterek, 2 milyon Filistinlinin bir an önce asgari düzeyde de olsa "yardımları alabilir" duruma gelmesi gerektiğini söyledi.

Bunun için Hamas'ın her türlü adımı attığını ve çoğu konuya "evet" dediğini aktaran Fidan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ın bu konudaki çaresizliğini gördüğünü kaydetti.

"Filistin nüfusu Gazze'de her zaman direniş hareketi üretecek"

Fidan, İsrail'in amacının Filistinlileri Gazze'de tutmamak olduğuna işaret ederek, "Çünkü Filistin nüfusu Gazze'de kaldığı sürece ister Hamas formatında, ister başka formatta her zaman için bir direniş hareketi üretecek. Neden direniş hareketi üretilecek? Çünkü işgal devam ediyor. Direniş hareketinin olmaması için Filistinlilerin topyekun yaşadığı yerlerden sürülmeleri gerekiyor." diye konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "emlak" olarak görmesini, Filistinlilerin Gazze'den başka ülkelere gidebileceğine ve Türkiye-İsrail ilişkilerine dair söylemlerini de değerlendiren Fidan, hiç kimsenin planının tek başına bir şey ifade etmediğini belirterek, "Bizim İsrail'le olan normalleşme meselemizin şartlarını biz ortaya koyduk; Filistin meselesi bunun için önemli. Bu Amerika'nın çok fazla umurunda olmayan bir konu olabilir. Amerika sizinle de ilişki yürütür, İsrail'le de ilişki yürütür, Avrupa'yla da yürütür, onunla da yürütür. Ama bu ülkeler birbiriyle konuşmayabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Fidan, bütün dünyanın tek başına çözemediği bir konu varsa bunun daha büyük bir krizin habercisi olduğuna işaret ederek, ABD'nin de bunun anladığını ancak Gazzelilerin olmadığı bir planda sorunun çözülme şansının bulunmadığını vurguladı.

Trump'ın Gazze planına bölgedeki ülkelerin cevabını verdiğine değinen Fidan, bu konunun uluslararası sitemde tahminin ötesinde kırılmalar yarattığını ve bunun devam edeceğini aktardı.

Fidan, Filistinlilerin kanının o toprağa düşmesinin meyvesini başka yerde vereceğine işaret ederek, "Başka bir dünyaya uyanıyoruz. O insanların kanı, mübarek kanı öyle başka bir gerçekliği besliyor ki, büyütüyor ki bu gerçeklikle kendisini ortaya çıkarttığı zaman bu kanın altında çok insan kalır." dedi.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın çözümünde irade sürdükçe olumlu gelişmeler olacak

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sonlandırılması müzakerelerini değerlendiren Fidan, ateşkes çağrısının çok değerli olduğunu vurgulayarak, bu çağrının ABD tarafından başta Ukrayna olmak üzere Avrupa tarafından da kabul edilen bir gerçekliğe dönüştürülmüş olmasının çok olumlu olduğunu dile getirdi.

Fidan, ateşkes çağrısının politika düzeyinde kabul edildiğini ve hayata geçirmede birtakım zorluklar bulunduğunu belirterek, bu konuda irade devam ettikçe olumlu gelişmeler olacağını ifade etti.

Hem Ukrayna hem Rusya'nın inanılmaz derecede savaş yorgunluğu içerisinde olduğunu kaydeden Fidan, her iki ülkenin yüksek adrenalin nedeniyle belli kayıplarının ve yetersizliklerinin farkında olmadıklarını ve savaş durduğunda ne kadar büyük kayıplarla baş başa olduklarını göreceklerini söyledi.

Fidan, savaş ve toprak kazanımından ziyade yaptırımlar üzerinden yürütülen müzakerelerin yeni bir boyut açabileceğine işaret ederek, bu noktadan sonra uzun dönemli barışa ilerlenebileceğini ancak önce ateşkese ulaşılması gerektiğini bildirdi.

Türkiye'nin sürece olası katkısından bahseden Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımına değinerek, "Her iki tarafın da mutabık kaldığı, Ukraynalıların ve Rusların mutabık kaldığı bir ateşkesin gözlemlenmesi için bize bir rol düşecekse biz burada rol oynarız ama her iki taraf da mutabık kalmalı." dedi.

Fidan, NATO ve Avrupa'nın güvenliğine ilişkin de Avrupa güvenliğinin kendi bağımlılığını azaltmak için bir adım atma stratejisi geliştirdiğine işaret ederek, önceliği savunma sanayine verdiklerini ve bu alanda ABD'ye olan bağımlılıklarını azaltma yönünde irade ortaya koyduklarını söyledi.

Bakan Fidan, 3-4 Nisan'da düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısında, İngiltere ve ABD ile Avrupa Birliği dışında kalan ülkelerin Avrupa'nın oluşturduğu yeni savunma sanayi fonundan istifade edememeleri konusunda eleştiride bulunduklarını anlattı.

ABD'nin Rusya-Ukrayna konusunda barışı sağlamaya odaklanmasıyla İngiltere ve Fransa'nın bu konudaki boşluğu doldurmaya çalıştığını vurgulayarak, Trump'ın savaşı durdurarak Rusya ile mümkünse ilişkileri ilerletmeyi ve fırsat alanlarını görmeyi istediğini belirtti.

Trump'ın gümrük tarifeleri

ABD Başkanı Trump'ın açıkladığı geniş kapsamlı yeni gümrük tarifelerini nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine Fidan, bunun dinamik ancak dünyanın hazır olmadığı bir süreç olduğunu, bu değişimin birçok ülke tarafından hissedildiğini söyledi.

Fidan, tarifeler konusunda ABD Başkanı Trump'ın "adım değişikliğine gidebileceğini" düşündüğünü dile getirdi.

- "(CHP Genel Başkanı Özel'in sözleri) Bu iktidar hırsıyla ne yaptığını bilmeyen bir zihnin ürünü"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in partisinin 21. Olağanüstü Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete yönelik sözlerine X sosyal medya hesabından verdiği tepki hakkındaki soruya ilişkin Fidan, çok ağır eleştirilerin yapıldığını ve bunun bir sınırı olduğunu belirtti.

Fidan, şunları kaydetti:

"Bazı şeyler var ki bu artık ağır şekilde gayretimize dokunuyor. Yani 'mandacı' demek. Ben bunu duyduğum zaman birdenbire benim bu vatanın bağımsızlığı ve güvenliği için kendi ellerimle seçip, göreve gönderip bir daha geri dönmeyen çocuklar geldi aklıma. Ben bunu taşıyamam. Bu ülke yıllardır askeriyle, istihbaratçısıyla, polisiyle, siviliyle, örgütlerin içerisindeki elemanlarıyla kimsenin görmediği, bilmediği muazzam bir savaş veriyor, bu ülkeyi bağımsız tutmak için ayakta tutmak için. Bir 'manda' peşinde olsaydı Cumhurbaşkanımız, ne bu kadar ekonomi krizimiz olurdu, ne siyasi krizimiz olurdu. Her şey tıkır tıkır giderdi. Biz bağımsızlık peşinde olduğumuz için kafamızı dik tuttuğumuz için bir takım sorunlarla karşılaşıyoruz. Elhamdülillah üstesinden de geliyoruz, kendi kendimize bunları yürütüyoruz."

ABD ile saygı ve karşılıklı menfaate dayalı iki egemen eşit ilişkisi içinde olduklarını kaydeden Fidan, "Ama bunu duymak, bu gerçekten ağır bir konu. Bu eleştirinin ötesinde bu devletin tarihine ve bekasına yapılmış ve bugününe yapılmış bir hakarettir. Devlet olarak benim bunu taşımam mümkün değil. Bu 'manda' lafını tarihin çöplüğünden çıkartıp, tekrar bugüne taşımak başka bir psikolojinin ürünü." ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan, "Bu iktidar hırsıyla ne yaptığını bilmeyen, herhangi bir kutsalı tanımayan bir zihnin ürünü. Bazı konular kullanılmaz, bazı ifadeler kırmızı çizgidir. Bu ülkenin bir haysiyeti var, namusu var, şerefi var. Siz bu ülkeyle bu şekilde konuşamazsınız." değerlendirmesini yaptı.

"Siyasi dava olduğu propagandasını Avrupa çevrelerinde gidip anlattılar"

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve protestolar hakkında yabancı meslektaşlarının kendisine "nasıl mesajlar" verdiğinin sorulması üzerine Fidan, her ülkeyle görüşmelerde gelişmelere dair karşılıklı sorular sorulmasının normal olduğunu ve bu soruların endişeden kaynaklanmadığını söyledi.

"Bu konuların ardından (Avrupa'dan) hiç izolasyon var mı?" sorusunu da yanıtlayan Fidan, "sol siyasetin olduğu belli çevrelerdeki yönetimler üzerinde" baskı olduğunu belirterek, "Son 3-4 aydır CHP'nin bu yolsuzluk davasının aslında yolsuzluk davası olduğunu maskelemek için bunun bir siyasi dava olduğu propagandasına Avrupa çevrelerinde gidip anlattılar uzun uzun." dedi.

Bunun savcılığın yürüttüğü bir dava olduğunu ve yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği konusunda bir şey yapamayacağını kaydeden Fidan, uluslararası denklemde yönetilemeyecek büyük bir sıkıntı görmediğini dile getirdi.

"ABD-İran görüşmeleri bir an önce başlamalı"

Fidan, Türkiye'nin hem İran'la hem de ABD ile temas halinde olduğunu vurgulayarak, "Amerika'ya gitmeden önce İran'la konuştum, döndükten sonra da tekrar konuştum. İki tarafın da beklentilerini, birbirinden olan beklentilerini birbirlerine aktardım açıkçası. Şu anda benim onlara tavsiyem, özellikle Amerikalılara tavsiyem ve İranlılara tavsiyem herhangi bir gecikmeyi beklemeden mümkünse, mümkünse direkt yüzle bir an önce görüşmelere başlanması." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin bölgede yeni bir savaşın baş göstermesini istemediğini bildiren Fidan, "Bölgemiz bunu kaldıracak durumda değil. İran üzerinde bir askeri operasyon yapılması, bölgedeki istikrarsızlığı artırmaktan başka bir işe yaramaz." dedi.

Fidan, İran ile ABD arasında bir müzakere zemininin olduğunu düşündüğüne işaret ederek, "Taraflar bunu iyi kullanırlarsa, güç kullanımına gerek kalmadan inşallah bu sorunun çözülebileceğine inanıyorum. Bizim için önemli olan tarafların medya üzerinden megafonla birbirlerine konuşmaları değil, karşı karşıya gelip konuşmaları. Onun için deklare edilen tarih, bunun için bir adım atılıyor olması, bizim vizyonumuz açısından, perspektifimiz açısından, bölgesel barış açısından önemlidir diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Trump'ın vergileri durdurmasına ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, "Ürküterek insanları bir yere getirmeye çalışıyor, daha fazla kötüye gitmeden. Bazı örneklerde bunun çalıştığını görmesi, her yerde çalışabileceğini düşünüyor. Sonra o adımı atıyor, bakıyor, çalışmıyor. Daha kötüye gitmesin diye geri adım atılabiliyor. Yöneteceğiz bunu. Hep beraber yöneteceğiz." dedi.

Antalya Diplomasi Forumu

Fidan, bu yıl Antalya Diplomasi Forumu'nun dördüncüsünün düzenleneceğini hatırlatarak, forumun uluslararası bir markaya dönüştüğünü söyledi.

"Büyük bir teveccüh var diplomasi forumumuza. Bu sene özellikle diplomasinin tekrar hak ettiği yeri alıp, uluslararası krizleri çözmede ve önlemede nasıl kullanabiliriz. Buna ilişkin bir ağırlıklı gündemle, 60'dan fazla panelimiz, oturumumuz olacak." diyen Fidan, foruma devlet başkanlarının davetli olduğunu vurguladı.

Fidan, forumda düzenlenecek ikili görüşmelerin yanı sıra üçlü dörtlü görüşmelerinde yer alacağını belirterek, şunları kaydetti:

"​​​​​​​Türkiye'nin, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen diplomasisinin, vizyonunun bir kavramsallaştırılmasının, çerçeveye alınmasının ve bölge diplomasisine, bölge sorunlarına katkısının da bir tezahürü olacak. Bu açıdan, fevkalade önemli buluyorum. Yıl boyu yaptığımız bütün çabaların, neye tekabül ettiğini, ortaklarımızla beraber tartışıyor olacağız. Bundan sonra önümüzdeki yılda ne türden sıkıntılara, ne türden cevaplar verebiliriz, bunun arayışı içerisinde olacağız. Bir anlayış birliği olacak. Bir anlayış birliği beraberinde hareket birliğini getiriyor. Dolayısıyla bu zeminlerin oluşturulması, belli bir çerçevede zihin birliği oluşturulması fevkalade önemli."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *