2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi - 4

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi - 4

Amaç: Küresel Pazarlara Entegrasyon ve Rekabet Gücünün Artırılması 

 

2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin dördüncü ana amacı, Türkiye'nin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu artırarak ihracat gücünü, yatırım çekme potansiyelini ve stratejik ticari konumunu güçlendirmek üzerine kurgulanmıştır. Bu kapsamda, küresel ölçekte değişen ekonomik konjonktür, tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar, dijitalleşme ve bölgesel jeopolitik gelişmeler dikkate alınarak çok boyutlu stratejiler geliştirilmiştir.

 

Strateji belgesinde ifade edildiği üzere, “Türkiye’nin küresel üretim ve ticaret sistemlerine entegrasyon düzeyinin artırılması, uluslararası pazarlardaki rekabetçiliğinin güçlendirilmesi” temel hedef olarak belirlenmiştir​.

 

Türkiye’nin son yıllardaki farkındalığı öncesinde, edindiği kaynakları hızlı girilip hızlı çıkılabilecek finansal sistemde değerlendirmesinin, reel sektöre gelmesinin yanında çok daha niteliksiz bir kullanım olduğunu hep söylüyoruz. İşte bundan sonra yapılması gereken de gerek iç gerek dış sermayenin “Türkiye’nin küresel üretim ve ticaret sistemlerine güçlendirilmesi” için harcanması olmalıdır. Ne güzel ki, stratejinin 6 ana ayağının birisi de budur.

 

Strateji belgesinde, 1980’lerden bu yana serbest ticaretin ve dijitalleşmenin küresel büyümeye katkı sağladığı, ancak özellikle 2008 krizi, COVID-19 pandemisi ve bölgesel çatışmaların tedarik zincirlerinde kırılmalara ve yeni ekonomik kutuplaşmalara yol açtığı vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin esneklik kapasitesini artırması ve yeni pazar koşullarına hızla uyum sağlayabilecek yapılar kurması gerekliliği ortaya konmuştur​. Son birkaç haftadır Trump’ın dünyayı sürüklediği “vergi düellosu ile belirsiz maliyetli ticaret” ortamının büyük güvensizliği de bu amacın doğruluğunu herkese göstermiştir.

 

Belgedeki bazı ilgili önemli stratejileri şöyle sıralamak mümkündür:

 

Strateji 58–68: Küresel değer zincirlerindeki kırılmalara karşı esneklik sağlanması, dijital gümrük uygulamaları, blokzincir tabanlı lojistik sistemleri, kombine taşımacılık gibi uygulamalarla lojistikte maliyet ve süre avantajı yaratılması öngörülmektedir.

Strateji 59–62: Ar-Ge teşvikleri, sektörel finansman modelleri ve ihracat odaklı ürün geliştirme programlarıyla Türkiye'nin katma değeri yüksek segmentlerde konum alması hedeflenmektedir.​

Strateji 69: Küçük ve orta ölçekli işletmelerin uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştırmak için, standartlara uyum kapasitesi artırılacak; TSE’nin uluslararası düzeyde yetkinlik kazanması sağlanacaktır.

Strateji 70–71: Türkiye menşeli ürünlerin tanıtımı, yerel markaların uluslararası bilinirliğini artırmak, sektörel marka kümelenmeleri oluşturmak ve yabancı yatırımcılar için hedef odaklı teşvik mekanizmaları geliştirmek amacıyla çeşitli programlar hayata geçirilecektir.

Strateji 73–74: Türkiye'nin Türk Devletleri Teşkilatı, Ortadoğu ve Afrika’daki sanayi politikalarına bilgi ve teknoloji transferi sağlaması öngörülmektedir. Bu, sadece dış ticaret değil, bölgesel teknoloji diplomasisinin geliştirilmesi açısından da önemlidir.

 

Belgedeki stratejiler ile, yurt dışı lojistik merkezleri, ihracatçıların tedarik zincirlerine ulaşımının sağlanması, motorlu kara taşıtları, elektrikli ekipmanlar, petrokimya, çip ve veri merkezi gibi sektörlerde yerli-yabancı sermaye ile yatırımların sağlanması, sertifikasyonlar için ihracat desteklerinin çeşitlendirilmesi​, Asya-Avrupa arasındaki ticaret koridorlarında (Zengezur, Basra, Orta Koridor gibi) lojistik ve dijital entegrasyonun hedeflendiğini anlamak mümkün.

 

2030 vizyonu doğrultusunda Türkiye, küresel pazarlara entegrasyonu sadece ekonomik değil, stratejik bir kapasite inşası olarak değerlendirmektedir. Bu hedef doğrultusunda lojistik, standardizasyon, yatırım politikaları, teknoloji diplomasisi ve ihracat altyapısı birlikte şekillendirilmekte; Türkiye'nin jeopolitik avantajını üretim, ticaret ve teknolojiyle birleştiren çok boyutlu bir küresel oyuncu olması hedeflenmektedir. Ticaretin zaman içinde, dostluğu, tarafgirliği, belki ekonomik birlikleri, belki siyasi birlikleri getirebileceği, olası ittifakların bu zemin üzerinde güçleneceği de görülmelidir. 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *