2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi - 5

YAYINLAMA:
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi - 5

Amaç: Yapısal Dönüşüm - İmalat sanayiinin verimlilik, kapasite ve ölçek sorunlarını çözmek; kriz ve şoklara karşı dayanıklılığı artırmak

 

2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin beşinci temel amacı olan “Yapısal Dönüşüm”, Türkiye sanayisinin küresel rekabetçiliğini artırmak, ekonomik şoklara karşı dayanıklılığını güçlendirmek ve tüm aktörleri kapsayan sürdürülebilir bir üretim modeli tesis etmek amacıyla şekillendirilmiştir. Bu başlık, ekonomik büyüme hedeflerini ele alırken bir yandan da bölgesel denge, veriye dayalı yönetişim ve istihdamın dönüşüm ile uyumu gibi çok boyutlu politika eksenlerini içermektedir.

 

Belge, Türkiye sanayisinin halen, ölçek büyüklüğü, toplam faktör verimliliği (TFV) ve yalın üretim uygulamaları bakımından potansiyelinin gerisinde olduğunu tespit etmektedir. Bu bağlamda fabrikaların dönüşümünü hızlandırmak adına, Model Fabrika yaklaşımı ile deneyimsel öğrenmeye dayalı yalın üretim pratiklerinin yaygınlaştırılması, TFV ve iş gücü verimliliği temel göstergeleri dikkate alınarak ulusal düzeyde veri altyapısının kurulması hedeflenmiştir.

 

Yüksek büyüme potansiyeline sahip işletmelerin (ceylan firmalar), özel olarak izlenmesi ve ayrı yollardan desteklenmesi, düşük performanslı işletmelerin ise verimli sektörlere dönüşüm mekanizmaları ile yönlendirilmesi ile de günün gereğine göre artık yanlış, eski ya da tâli kalan yollardaki tüm işletmelerin yeni yollara yönlendirilmesi sağlanacaktır.

 

Sanayi yatırımlarının dijital ve yeşil dönüşüm gibi yeni önceliklere kaydırılması için, geleneksel bankacılık sisteminin ötesine geçen dinamik finansman mekanizmaları önerilmektedir. Bu kapsamda, kalkınma ve yatırım bankacılığı araçlarının genişletilmesi; uzun vadeli, düşük maliyetli kredi ve teminat garanti sistemlerinin yaygınlaştırılması; KOBİ’lerin finansmana erişim sorunlarının, finansal teknoloji (fintek) çözümleriyle aşılması öngörülmüştür.

 

Strateji belgesi, Türkiye'nin üretim gücünü merkez illerden taşraya yayarak bölgesel ekonomik dengesizlikleri azaltmayı ve yerel kalkınmayı desteklemeyi de hedeflemektedir. Bu yolda; GAP, DAP, KOP ve DOKAP eylem planlarının, kırsal kalkınma, modern tarım ve bölgesel lojistik altyapılarla bütünleştirilmesi sağlanacaktır. 

 

Afet riski yüksek bölgelerdeki sanayi tesislerinin dayanıklılığının artırılması, kriz anında üretim sürekliliğini sağlayacak modüler üretim altyapılarının teşvik edilmesi de öngörülmüştür. İstanbul depremi Türkiye Cumhuriyeti için bir beka meselesidir. Bu nedenle üretim gücünün tüm Anadolu sathına yayılması elzemdir, acildir.

 

Veriyi öne çıkaran strateji belgesine göre sanayi politikalarının etkinliğini ölçmek için büyük veri ve yapay zekâ temelli karar destek sistemleri kurulması hedeflenmiştir. Bu sistemler sayesinde, politika çıktılarının etkilerinin sektör ve firma düzeyinde dinamik olarak ölçülmesi, OECD, Dünya Bankası gibi kuruluşlarla iş birliklerinin artırılması hedeflenmektedir.

 

Sanayi iş gücünde nitelik uyumu ve toplumsal ya da sosyal kapsayıcılık stratejinin önemli ayaklarındandır. Yani dönüşümün toplumun tüm kesimlerini kapsaması önemsenmiştir. Kadın, genç ve yabancı iş gücünün üretim süreçlerine katılımının artırılması, OSB’lerde sosyal altyapıların geliştirilmesi, Sanayi ve Teknoloji Kolejleri gibi yapılarla fen ve meslek eğitiminin yenilenmesi, sektör temelli beceri haritalarının politikaları ve yatırımları yönlendirmesi hedeflenmiştir.​

 

Sonuç olarak, Yapısal Dönüşüm başlığı, sadece krizlere karşı dayanıklılığı değil, aynı zamanda geleceğe dönük planlama, yatırımın stratejik yönlendirilmesi, üretimin kapsayıcılığı ve insan sermayesinin gelişimini odağına alan bir perspektif sunmaktadır. Sanayi politikalarının başarıya ulaşması için “veriye dayalı yönetişim”, “entegre izleme sistemleri” ve “politikalar arası eşgüdüm” temel ilkeler olarak benimsenmiştir.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *