Türkgün Magazin Askere giden Manuş Baba tanınmaz halde

Askere giden Manuş Baba tanınmaz halde

Ünlü şarkıcı Manuş Baba'nın askerlik fotoğrafı sosyal medyada gündem oldu. Manuş Baba'nın fotoğrafına çok sayıda sosyal medya kullanıcısı yorum yaptı.

Ünlü şarkıcı Manuş Baba'nın askerlik fotoğrafı sosyal medyada gündem oldu. Manuş Baba'nın fotoğrafına çok sayıda sosyal medya kullanıcısı yorum yaptı.

Ünlü şarkıcı Manuş Baba, bedelliden yararlanarak askere gitti. Manuş Baba'nın askerlik fotoğrafı ise sosyal medyayı salladı.

"TANINMAZ HALE GELDİ"

Manuş Baba'nın sosyal medyaya düşen fotoğrafına çok sayıda kullanıcı yorum yaptı. Bir sosyal medya kullanıcısı, "Adamın saçları ve sakalları gidince tanınmaz hale gelmiş." yorumunu yaptı. Başka bir sosyal medya kullanıcısı ise, "Saçlar ve sakallar gidince Manuş Baba olmuş Manuş Bebe." ifadelerini kullandı.

MANUŞ BABA KİMDİR?

01 Aralık 1986 tarihinde doğan Manuş Baba'nın gerçek adı Mustafa Özkan'dır. Manuş adını çocukluk dönemi anneannesinin kendisine küçük, güzel çocuk anlamında Manuş olarak seslenmesiyle almıştır. ''Baba'' ise bebekken konuşmaya başladığında ağzından çıkan, ilk sesleniş, ilk kelimedir. İnsan olabilmenin o derin kaygısını taşımanın ve bunun için emek harcamanın önemini kendi babası ile keşfettiğini dile getiren sanatçı; çocukluk ve ilk gençlik dönemi arasında kendisinde bıraktığı hatırası önemli izler ile kendi babasının, Manuş Baba karakterinin oluşmasında ve ismini bu şekilde duyurmasında önemli etkileri olmuştur.

Tarsus'ta doğan ve çocukluğunun büyük bir kısmını burada geçiren Manuş Baba, babasının mevsimlik işçiliğinden dolayı 1996 yılının bahar aylarında ailesiyle birlikte Antalya'ya yerleşti. İlkokul ve ortaokul eğitimini Barbaros İlköğretim Okulu'nda, lise eğitimini Antalya Gazi Lisesi'nde tamamladı. Lise yıllarında babasının kendisine aldığı gitarla müziğe ilk adımını atan Manuş; gitar, şan ve müzik eğitimi aldığı derslerden sonra 2010 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik bölümünü kazandı. O dönemlerde kendi cover ve beste kayıtlarını sosyal ağlarda paylaşarak ismini duyurdu. 2015 yılı itibariyle müziğine ilgiyle yaklaşan Murat Kınay ile tanıştı ve birlikte çalışmaya başladı.

Çok yönlü müziğinde geleneksel seslerden ilham alan Manuş Baba için, Antalya'dan İstanbul'a uzanan müzik yolculuğu birçok yeniliği de beraberinde getirdi. 2016'nın başlarında "Albümsüz Türkiye Turnesi" kapsamında birçok şehirde dinleyenleriyle buluşan sanatçı, "Birbirimize İyi Gelelim" diyerek sevginin gücüne dikkat çekti.

Konserler tüm hızıyla devam ederken Manuş Baba, "Dönersen Islık Çal" adlı ilk albümünü dinleyenlerine bir hediye sunma düşüncesiyle Mayıs 2017'de Kınay Production etiketiyle yayınladı. Albüm, birçok sanatçıya tanıklık eden Erekli –Tunç Stüdyolarında kaydedildi. Birbirinden değerli müzisyenlerin katkıda bulunduğu bu albümde Manuş Baba'ya; Klavye kayıtlarında Tansu Çuhacı, Elektrik ve Akustik gitar kayıtlarında Akın Eldes ve Onur Taşkan, Bass Gitar kayıtlarında Erdinç Ayar, Davul kayıtlarında Ata Erdem Şimşek, Klarnet kayıtlarında Bilge Kaan, Vural Ardıç ve Mertcan Kıranda, Bağlama kayıtlarında Ayhan Aydın ve Ud kayıtlarında Volkan Şenlendirici gibi eşsiz müzisyenler eşlik etti. Albümün mix çalışmaları Mert Kasap ile mastering çalışmaları ise New York'ta Andy Vandette ile tamamlandı. Albümde deneysel bir ruha sahip olan birbirinden farklı 11 şarkı yer alıyor. Manuş Baba'nın kendi söz ve müziğinin bulunduğu şarkıların yanı sıra aynı zamanda "Dönersen Islık Çal" albümünde Ülkü Aker, Cemal Süreya ve Ahmed Arif dokunuşları da bulunuyor.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Kültür Sanat Ayasofya'nın ana kubbesinde tarihi restorasyon başlıyor

Ayasofya'nın ana kubbesinde tarihi restorasyon başlıyor

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 1486 yıllık Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ana kubbesinin tarihin en geniş ve kapsamlı restorasyon sürecine alınacağını, kubbenin depreme karşı daha dayanıklı hale getirileceğini ve yapının özgün halinin titizlikle korunacağını bildirdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 1486 yıllık Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ana kubbesinin tarihin en geniş ve kapsamlı restorasyon sürecine alınacağını, kubbenin depreme karşı daha dayanıklı hale getirileceğini ve yapının özgün halinin titizlikle korunacağını bildirdi.

KAYNAK: AA

Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ndeki restorasyon ve güçlendirme çalışmalarına ilişkin açıklama yaptı.

Tarihe sahip çıktıklarını, Ayasofya'yı geleceğe taşıdıklarını aktaran Ersoy, "1486 yıllık Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde, ibadete ara vermeden restorasyon ve güçlendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmaların bir kısmını tamamladık, kalan bölümleri ise dikkatle yürütüyoruz. Bu süreçte, ana kubbe de tarihinin en geniş ve en kapsamlı restorasyon sürecine alınıyor. Kubbe depreme karşı daha dayanıklı hale getirilecek, yapının özgün hali titizlikle korunacak." ifadelerini kullandı.

Bakan Ersoy, kubbenin iç yüzeyindeki mozaiklere zarar gelmemesi için çalışmaların dış yüzeyden yürütüleceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Kurşun kaplamalar sökülerek onarılacak veya yenilenecek. Hava koşullarından etkilenmemesi ve mozaiklerin korunması amacıyla kubbe geçici olarak çelik konstrüksiyon ve özel branda ile kapatılacak. İbadet ve restorasyon çalışmalarının eş zamanlı devam etmesi için 43,5 metre yüksekliğinde 4 ana kolon üzerine çelik platform kurulacak. 'İbadet sürecek, tarih korunacak' diyerek, Ayasofya'yı hem koruyacağız hem de yaşatacağız."

YAPININ DİJİTAL İKİZİ OLUŞTURULDU

Kültür ve Turizm Bakanlığından, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ana kubbesinin restorasyonuna ilişkin yapılan yazılı açıklamada da Danıştay 10. Dairesi'nin hükmü doğrultusunda, 10 Temmuz 2020 tarihli ve 31181 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2729 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açıldığı anımsatıldı.

Açıklamada, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılmasının ardından yapının korunması ve kullanılması dengesini gözeten bilimsel bir yaklaşımla bütüncül projelerin hazırlandığı, rölöve, restitüsyon, restorasyon, statik, mekanik ve elektrik projeleriyle birlikte türbelerin, sıbyan mektebinin ve muvakkithanenin restorasyonunun planlandığı hatırlatılarak, daha önce yürütülen çalışmalara ilişkin şunlar kaydedildi:

"Bu süreçte külliyedeki tüm yapılar üç boyutlu olarak belgelenerek dijital ortama aktarıldı ve Ayasofya'nın dijital ikizi oluşturuldu. Projelendirme sürecinde geçmişten bugüne ait arşivler tarandı, bilgi ve belgeler bir araya getirildi, yapı strüktürel olarak incelendi. Deprem senaryoları doğrultusunda Ayasofya'nın tepkileri analiz edildi ve olası risklere karşı alınacak önlemler belirlendi. Tüm bu çalışmaların ardından Bilim Kurulu denetiminde uygulama sürecine geçildi. Bu kapsamda II. Mehmet, II. Selim, III. Murat ve Şehzadeler türbeleri ile Sıbyan Mektebi ve Muvakkithanenin restorasyonu tamamlandı. Daha önce kapalı olan galeri katı da bakım ve temizlik çalışmalarının ardından ziyarete açıldı."

ANA KUBBEDEKİ RESTORASYON

Yapının taşıyıcı sistemlerine yönelik yapılan analizler sonucunda ana kubbe ve yarım kubbelerde güçlendirme ihtiyacının belirlendiği vurgulanan açıklamada, kubbenin üzerinin geçici olarak kapatılması ile yürütülecek çalışmaların ardından dış yüzeydeki güçlendirme ve onarım çalışmalarının başlatılacağı bildirildi.

Açıklamada, 43,5 metre yüksekliğinde 4 ana kolon üzerine çelik platform kurulmasıyla hem ibadetin kesintiye uğramadan süreceği hem de kubbenin iç ve dış yüzeylerindeki uygulamaların sağlıklı biçimde sürdürüleceği belirtilerek, şu bilgelere yer verildi:

"Tüm bu çalışmaların sahada güvenli ve hızlı biçimde yürütülebilmesi amacıyla, doğu yönünde kurulmak üzere 41 metre yüksekliğinde ve 60 metre bom uzunluğunda kule vinç projelendirildi. Bu vinç, yapıya uygun mesafede ve güvenli dönüş alanı sağlayacak şekilde planlandı. Ana kubbe güçlendirmesi, kurşun değişimleri, mozaik konservasyonu ve cephe ile minare onarımları tamamlandıktan sonra geçici olarak kurulan çelik konstrüksiyon örtü, platform ve kule vinç, kuruldukları yöntemle sökülecek. Böylece Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin tarihi kubbesi, kapsamlı bir güçlendirme sürecinin ardından özgün haliyle korunarak gelecek kuşaklara aktarılmış olacak."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *