Yavuz Müftüoğlu / TÜRKGÜN
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, hükümetlerin uyguladıkları mali politikaların ülkenin yatırım ortamını şekillendirdiğini, etkilediğini belirterek, “Yeni yatırım için, Türkiye iç pazarının büyütülmesi, araç parkının gençleştirilmesi lazım. Pazarın olduğu yerde yatırım olduğu için pazar her zaman için teşviklerden daha önemlidir” dedi.
OSD Başkanı Eroldu, Ocak-Haziran dönemine ait verilerin açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, Avrupa’da oluşacak kapasite boşluğunun Türkiye otomotiv sanayine etkilerini değerlendirirken şunları söyledi: “Bunun iki tarafı var. Hem fırsat hem tehdit. Türkiye’de yüksek enflasyonist ortam ister istemez daha düşük maliyete doğru itecek ve buna fırsat tarafı olarak bakabiliriz. Bu devam ediyor. Avrupa’daki imalatçılar, müşteri o kadar parayı ödeyemeyecekse maliyetlerini aşağıya çekmek isteyecek ve bunun için de düşük maliyetli ülkelere doğru hareket etmek.
TEK YOL VERGİ İNDİRİMİ DEĞİL
İç pazarı büyütmenin tek yolunun vergi indirimleri olmadığına dikkat çeken OSD Başkanı Eroldu, “Dediğim gibi bizim bakış açımız yalnızca vergi oranında değil. Daha büyük resme bakmamız lazım. Vergi oranı daha kısa vadede olacak. Vergi oranı da tabi mali politikalarla çok alakalı bir şey. Zaten ÖTV konusunda en güncel bilgiye Maliye Bakanlığı sahip, çünkü bütün verileri otomatik olarak görebildikleri için, yüzde kaçta araba ne kadar satıyor bizden daha iyi biliyorlar sonuçta. Olay yalnızca “vergiyi azaltalım” konusu değil. Oturup hep beraber bütüncül bir politika ortaya koymamız lazım” dedi.
Fakat diğer taraftan bir de tehdit unsuru var. Avrupa’da kapasite boşluğu oluşuyor. Oradaki politik dengelerden dolayı, Fransa’da veya İtalya’da fabrika kapatmak kolay bir iş değil, o da işte tehdit tarafı. Bu yönetimi zor bir konu. Fırsat var ortada ama tehditler de var. Sonuçta günlük hayatımızda da benzer bir yaşam sürüyoruz. Tehditler ve fırsatlar arasında... Otomotiv de benzer bir durumda.”
EROLDU: TÜRKİYE KORUNMALI
Cengiz Eroldu, yakın zamanda hükümetin ihracatta Uzak Ülkeler Stratejisini duyurduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem dünyada hem Avrupa’da önemli gelişmeler yaşanıyor. Yeni pazarlarla ticaretin önünü açmamız lazım. Meksika, dünyanın her tarafına ihracat yapabiliyor yönettiği serbest ticaret anlaşmaları sayesinde. Bu, bugün Ticaret Bakanlığının da hükümetin de gündeminde. AB’ye de anlatmamız lazım, yani AB’nin Türkiye’yi de koruması lazım. Bir yandan enerjiden dolayı AB Türkiye’ye tekrar yakınlaşıyor. Çünkü güneş enerji hatları bizden geçecek. Bu dengeleri korumamız lazım.
Bir örnek olarak Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmalarından bahsedebiliriz. Bizim burada maalesef lehte bir serbest ticaret anlaşmamız yok. Afrika’ya bakıyoruz, Kuzey Afrika ülkelerindeki serbest ticaret anlaşmaları… Avrupa Birliği’nin Cezayir’le, Fas’la serbest ticaret anlaşmaları var, Türkiye bunların dışında. Böyle bir şey olmaması gerekiyor. Biz Mısır’a araç satarken ek vergi öderken, Avrupa’dan vergisiz gidiyor.
Serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’de üretim yapanları en azından nötr yapması, zarara uğratmaması lazım. Hatta yapabiliyorsak artı avantajlar da sağlaması gerekiyor. Dış piyasalara açılmanın en önemli konularından bir tanesi bu. Ülkeler arası serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin lehine olması gerekiyor.”