Antidemokratik uygulamalarına her gün yenisini ekleyen darbeciler, acısı yıllarca hafızalardan silinmeyecek kararlara imza attı. Bu kanlı olay, Türkiye’nin siyasi ve sosyal hayatını komple değiştirdi.
Tarihler 12 Eylül 1980'i gösteriyordu. Ordu yönetime el koyduğunu cuma sabaha karşı radyodan ve televizyondan anons etti.
Türkiye dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in bu sözleri sonrası farklı bir güne uyandı.
"Kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koymak zorunda kalmıştır."
TARİHİN KARA LEKESİ 12 EYLÜL
Kod adı "Bayrak Harekatı" olarak belirlenen darbe planının uygulanması için ordu komutanlarına 11 Temmuz 1980 günü saat 04.00'te harekete geçilmesi emri verildi. Fakat Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki hükümetin 2 Temmuz'da güvenoyu almasıyla darbeciler bu planı başka bir tarihe erteledi.
Tarihler 12 Eylül’ü gösterdiğinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun'dan oluşan darbeci Milli Güvenlik Konseyi, bütün yetkileri ele aldı.
Darbeciler bundan sonra antidemokratik faaliyetlerine hızlandırdı.
Hukukun askıya alındığı o günlerde mahkeme kararlarıyla idam edilen ülkücüler sadece vatanları ve Türklük için mücadele verdi.
İşte 12 Eylül mahkemelerinin kararlarıyla idam edilen ülkücüler:
MUSTAFA PEHLİVANOĞLU
Mustafa Pehlivanoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra idam edilen ilk ülkücüydü. Tutuklandıktan sonra işkence ile ifade verdiğini söylemesine rağmen o dönemde idama mahkum edilmişti.
Ailesi, oğullarının idam edildiğini ziyarete geldiklerinde öğrenmişlerdi. Mustafa Pehlivanoğlu, ailesine bıraktığı mektupta ise "Mustafalar ölür Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar." demişti.
1978 yılının Ağustos ayında, Ankara'nın Balgat Semti'nde bir kahvehane taranması ardından beş kişi hayatını kaybetti. Olay ertesi gün sol gazeteler tarafından "Ülkücülerin Ankara'da gerçekleştirdiği katliam" olarak adlandırdı.
Saldırının hemen ardından, İsa Armağan ve Mustafa Pehlivanoğlu, yakalanarak cezaevine konuldu. Suçsuz oldukları söylenmesine rağmen yargılandılar ve Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 18 Ekim 1979'da idam cezasına çarptırıldılar. Cezaları, 16 Temmuz 1980'de Askeri Yargıtay tarafından onandı.
2 yıl kadar hapis yatan Mustafa Pehlivanoğlu ile aynı davadan yargılanan İsa Armağan, yatmakta oldukları ve çok sıkı korunan Mamak Askerî Cezaevi'nden kaçtılar.
Kütahya'da saklandıkları bağ evinde yakalanarak tekrar cezaevine kondular. 7 Ekim 1980 senesinde idamı onaylanan Pehlivanoğlu, 7 Ekim'de henüz 22 yaşındayken idam edildi.
CEVDET KARAKAŞ
Elazığlı olup 21 yaşındaydı. Ailesi ile birlikte Almanya'da bulunuyorken, Türkiye'ye vatanına dönmüştü. Elazığ'da cereyan eden bu olaya adı karıştığı için tutuklandı ve 12 Eylül Mahkemeleri'nde yargılanarak idam cezasına çarptırıldı. 2 Haziran günü sabahın erken saatlerinde Elazığ kapalı Cezaevi'nde asılarak şehit edildi.
FİKRİ ARIKAN
Çorum'un Alaca kazasından olup 32 yaşındaydı. Ankara Türközü Bademlidere semtinde oturuyordu. Ankara'da cereyan eden bir takım olaylara karıştığı iddiasıyla tutuklanarak Mamak Askeri Cezaevi'ne kapatılmıştı. Yargılandığı 12 Eylül mahkemelerinde idamına karar verildi. 27 Mart günü, sabahın ilk saatlerinde Mamak Cezaevi'nde asılarak şehit edildi. Cenazesi, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi.
CENGİZ BAKTEMUR
Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Polat köyünden olup 20 yaşındaydı. Ailece, Doğanşehir'de Yeni Belediye Garajı'nın yakınında oturuyorlardı. Liseyi yeni bitirmişti. Doğanşehir'de meydana gelen bir olaya adı karıştığı için tutuklanıp cezaevine kapatıldı ve 12 Eylül Mahkemeleri'nde yargılanarak idam cezasına mahkum edildi. 2 Mayıs günü sabahın erken saatlerinde Elazığ kapalı Cezaevi'nde asılarak şehit edildi.
Mahkemede idam cezasına çarptırıldığını öğrenen annesi. Ruhi bunalım geçirdi. Şehadetini duyunca da felç oldu.
ALİ BÜLENT ORKAN
Mudurnulu olan Ali Bülent Orkan, Ankara’nın Etlik-Aşağı Eğlence semtinde oturuyordu. İncirli Lisesi’nde gece bölümü öğrencisiydi.1980 öncesi meydana gelen bazı olaylardan dolayı yargılandığı 12 Eylül mahkemelerinde idam cezasına çarptırıldı.
Kapatıldığı Mamak Askeri Cezaevi’ndeki ölüm hücresinden sabaha karşı alınarak götürüldüğü Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nin infaz bahçesinde sabaha karşı asılarak şehit edildi.
AHMET KERSE
Gaziantep’in Oğuzeli ilçesine bağlı Yeşildere (HACAR) köyünde doğdu. Gaziantep Eğitim Enstitüsü’nde okuyordu. 1980 yılı Şubat ayında polisler tarafından Kilis’te yakalanarak gözaltına alınıp bir ay süreyle işkence yapıldı. Çıkarıldığı 12 Eylül mahkemelerinde, bütün şahitlerin, aleyhine ifade vermedikleri için tutuklandıkları bir yargılamadan sonra, 8 Temmuz 1981 tarihinde idam cezasına mahkum edildi. 25 yaşındayken, tutuklu bulunduğu Gaziantep Cezaevi’nin infaz bahçesinde 31 Ocak 1983 tarihinde sabaha karşı asılarak şehit edildi.
SELÇUK DURACIK
Ülkücü Şehit Selçuk Duracık Yugoslavya göçmeni bir ailenin çocuğu olup 22 yaşındaydı. Ailece, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde oturuyor,seyyar satıcılık yapıyordu. Daha öncede birkaç defa Ülkücülük suçundan Cezaevine girmişti. Polisler tarafından arandığını öğrenince kendiliğinden giderek emniyete teslim olmuş fakat, yargılandığı 12 Eylül adaleti dağıtan İzmir 2. Nolu Askeri Mahkemesi tarafından idam cezasına çarptırılmıştı.
3 Haziran günü, idam edildiğine dair haberler radyoda yayınlanırken İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde işkence ile yeni ifadeleri almaya çalışılıyordu. İki gün sonra Buca Kapalı Cezaevi’nde sabaha karşı asılarak şehit edildi.
HALİL ESENDAĞ
Halil Esendağ Manisa'nın Saruhanlı ilçesinin Gözlet köyünde doğdu. 12 Eylül 1980 yılında yapılan askeri darbenin ardından polisler tarafından gözaltına alınmıştır. Mahkeme tarafından yargılanarak ölüm cezasına çarptırılmıştır. 3 haziran 1980 tarihinde de Radyo ve televizyonlardan hakkında idam kararı çıkartıldığı açıklanmıştır. Ancak cezaevinden alındıktan sonra karakola götürülerek 2 gün boyunca işkenceye tabi tutulmuştur. 5 Haziran 1980'de de Buca Cezaevi'nde asılarak şehit edilmiştir.