Türkgün Sağlık Mevsim geçişlerinde gribe dikkat

Mevsim geçişlerinde gribe dikkat

Mevsim geçişleri ile birlikte kendini yeniden gösteren grip konusunda önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mehmet İşbir, “Yaşlılarda gribe karşı...

Mevsim geçişleri ile birlikte kendini yeniden gösteren grip konusunda önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mehmet İşbir, “Yaşlılarda gribe karşı...

Mevsim geçişleri ile birlikte kendini yeniden gösteren grip konusunda önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mehmet İşbir, “Yaşlılarda gribe karşı en geçerli korunma yöntemi bağışıklık sistemini güçlü tutarak olur” dedi.

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eczacılık Fakültesi, Farmakolaji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet İşbir, mevsim geçişleri ile birlikte kendini yeniden gösteren grip konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Mehmet İşbir açıklamasında, gribin virüs kaynaklı bir solunum yolu hastalığı olduğunu belirterek, viruslerin partiküller aracılığıyla, hava yoluyla, eşyalara temasla ve yakın temasla bulaşabileceğine dikkat çekti. Kış mevsimi ve mevsim geçişlerinde, insanların kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirdikleri ve solunum yoluyla gribin daha hızlı bulaştığını belirten İşbir, özellikle okula giden çocuklarda veya kalabalık yerlerde gribin yayılma oranının daha yüksek olduğuna da değindi.

“Gripten korunmanın iki yolu vardır”
“Gripten korunmanın iki yolu vardır. Birincisi; solunum yoluyla gribin bulaşabileceği ortamlardan kaçmak yani kapalı alanlardan, sinemalardan, tiyatrolardan, toplu taşıma araçlarında dikkat edilmesi gerekiyor. Sinemaya tiyatroya gitmeyin demiyoruz ama en azından aralarda merkezler iyi havalandırılırsa veya özel filtrelerle klimalar çalışırsa, korunmanın birinci yolu budur. Bir diğer yolu özellikle Çin’de bunu çok kullanıyorlar; ağızlara maske takarak dolaşma. Buda iyi bir korunma yöntemidir.

Gripli bir hastanın odasını sık sık havalandırma konusu çok önemlidir. Virüsler temiz havada belli bir sıcaklık altında pek yaşama şansı bulamıyorlar. İkinci yol ise kişisel; kişinin bağışıklık sistemini güçlendirmesi. Burada bir sorun var, gençlerin grip olma riski az.

Çünkü bizde doğumdan gelişme çağına kadar; gelişme çağından gençlik çağına dediğimiz süreç. Bu süreç şimdi 60’a kadar yükseltildi. O aralar bağışıklık sistemi çok güçlü olduğu için gribin bulaşması çok zor. Ama yaşlılık çağında bağışıklık sistemi düşüyor ve bu nedenlerle bağışıklık sistemini güçlendirmemiz gerekiyor. Yaşlılarda bağışıklık sistemini güçlü tutarak, gribe karşı bir önlem almış oluyoruz” dedi.

Prof. Dr. İşbir, “Grip aşısı, gripten korunmada tek başına yeterli değildir”
Grip aşısının yaygın hale gelerek herkese uygulanmaya başlandığını söyleyen Prof. Dr. İşbir, “Grip aşısı, gripten korunmada tek başına yeterli değildir. Aşılar tek bir türe karşı yapılıyor. Örneğin H1N1’e göre yapılıyor ve süresini doldurmadan H1N2 virüsü ortaya çıkıyor. O zaman ilk yapılan aşı etkisiz kalıyor. Grip aşısı oldum diye kendimizi korumasız bırakmamalıyız. Bağışık sistemimizi güçlü tutmamız gerekiyor.

Küçük dozlarla yapıldığı için zararlı olmadığınıda söyleyebiliriz. Geçmişe doğru bakarsak grip salgını bu kadar fazla değildi. Eskiler mevsimine göre beslenmeyi biliyorlardı. Kış mevsiminde C vitamini, bolca sebze, meyve taze olarak tüketilmekteydi” açıklamalarında bulundu.

Prof. Dr. İşbir: “Kış aylarında D vitaminin belirli dozlarda alınması önemlidir”
Sözlerine kış aylarında alınması gereken vitaminlerle devam eden Prof. Dr. İşbir, “Yaş ilerledikçe ve beslenme çeşitliliği farklı hale geldikçe, vücut belli başlı vitaminlere çok fazla ihtiyaç duyuyor. Onu yine belki iyi ilaç firmaları tarafından üretilmiş vitaminler ile, belli bir yaş grubunun kendini takviye etmesi gerekiyor. Son yıllarda özellikle kış aylarında D vitamininin belli dozda alınması önemli olabilir.

Bir önemli noktada geçen sene Amerika’da büyük bir salgın ortaya çıktı. Bu aşıların üretimi sırasında yapılan hatalar sonucunda, ağır bir salgın ortaya çıktı. Onun için aşı olunacaksa, tanınmış firmalarda büyük merkezlerde üretilen aşıların alınması gereklidir. Aşı, bir doktor; bir eczacı denetiminde yapılması gereklidir. Aşıların son kullanma tarihleri de çok önemlidir.”

“Doktor kontrolünde antibiyotik tedavisine başvurulabilir”
“Grip tedavisinde antibiyotik kullanımınada dikkat çeken Prof.Dr. Mehmet İşbir, “Gribin 5. ve 6. gününde bağışıklık sistemi eskisi kadar güçlü olmadığı için, vücutta ki bakerilerin açığa çıkması durumunda bakteriyel enfeksiyonlar ortaya çıkıyor. Bunuda antibiyotikle tedavi etmek gerekiyor. Ancak bizde bu süre beklenmiyor.

Bence antibiyotik bir doktor gözetiminde veya antibiyogram yapılarak verilmesi gereken bir ilaç. Ama maalesef bu şekilde olmuyor. Olmadığı içinde, insanlarda antibiyotik toleransı gelişiyor. Yani basit bir gripte antibiyotik alımına gerek yok. Ama boğazınız ağrır, bademcikler şişer ve onları beklersiniz, pastillerle gargaralarla geçmez ise, o zaman bir doktora gidilir doktorların önerdiği antibiyotiklere başlanır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Türkiye'nin savaş uçağı diplomasisi: Tedarik süreci devam ediyor

Türkiye'nin savaş uçağı diplomasisi: Tedarik süreci devam ediyor

Türkiye, F-35 programından çıkarılmasının ardından savaş uçağı tedarikinde Milli Muharip Uçak KAAN'ın üretimine odaklandı.

Türkiye, F-35 programından çıkarılmasının ardından savaş uçağı tedarikinde Milli Muharip Uçak KAAN'ın üretimine odaklandı.

KAYNAK: İHA-AA

Türkiye, savunma sanayisinde önemli adımlar atmaya devam ediyor. Uzun yıllar önce F-35 programına dahil olan ancak 2017'de Rusya ile S-400 hava savunma sistemi anlaşması sonrasında programdan çıkarılan Türkiye, savaş uçağı tedarikinde alternatif arayışına girmiş durumda. Milli Muharip Uçak KAAN üretimi hızlandırılırken, Eurofighter ve F-16 gibi dünyaca ünlü uçakların tedariki için de görüşmeler sürdürülüyor.

Türkiye'nin Hava Kuvvetleri İçin Hedefler: KAAN ve F-35

F-35 programından çıkılmasının ardından, Türk Hava Kuvvetleri'nin uçak ihtiyacı hızla gündeme geldi. Türkiye, önce Milli Muharip Uçak KAAN'ın üretim sürecine odaklanarak kendi savaş uçağını geliştirmeye başladı. Eurofighter gibi güçlü alternatifler de masaya yatırıldı. Türkiye'nin amacı, KAAN'ın 2028'de tam kapasiteyle üretime girmesi ve Hava Kuvvetleri'nin savaş uçakları filosunu bu yeni nesil uçaklarla güçlendirmek.

KAAN Uçağı Üretiminde Son Durum

Milli Muharip Uçak KAAN için ilk test uçuşu bu yıl yapılacak. Uçuş testlerinin ardından, 2028 yılı sonuna kadar uçağın seri üretimine geçilmesi planlanıyor. Türk savunma sanayii tarafından geliştirilen bu uçak, hem teknolojik hem de operasyonel açıdan önemli bir aşama olarak görülüyor.

Eurofighter ve F-16: Türkiye'nin Alternatif Savaş Uçakları

Eurofighter, gelişmiş çift motorlu yapısıyla Türk Hava Kuvvetleri için uygun bir alternatif olarak öne çıkıyor. Eurofighter fiyat teklifleri değerlendirilmeye devam ediyor. Aynı zamanda, F-16 uçaklarının tedariki için de görüşmeler olumlu bir şekilde sürdürülüyor. Türkiye'nin amacı, mevcut uçak filosunu yenileyerek savunma gücünü arttırmak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *