Hepimiz zaman zaman zorlu süreçlerden geçiyoruz. Büyük problemler yaşamadan bile üzerimizde kalan bir halsizlik, melankoli veya yılgınlık hissedebiliyoruz. Peki, bu durumu nasıl tanımlayabiliriz? Eğer siz de “Tam olarak çökmüş değilim ama güçlü de hissetmiyorum” diyorsanız, muhtemelen Languishing deneyimliyor olabilirsiniz.
Languishing Ne Anlama Geliyor?
Amerikalı toplum bilimci Corey Keyes’in 2002’de ortaya koyduğu Languishing, ne tam olarak bir huzur ne de depresyon seviyesinde bir mutsuzluk durumu. Latince kökenli “languere” kelimesinden türeyen bu terim, “halsizlik” veya “tükenmişlik” anlamına geliyor. Psikolojik açıdan bakıldığında ise bireyin ne kötü ne de iyi hissettiği, ruhsal olarak sıkışıp kaldığı, heyecansız bir psikolojik durumu ifade ediyor.
Languishing yaşayan bireyler günlük hayatlarına devam eder; işlerine, eğitimlerine gider ve sorumluluklarını yerine getirir. Ancak yaptıkları hiçbir şeyden tatmin olmaz, yaşamla derin bir bağ kuramazlar. Bu ruh hali, kişinin kapasitesini tam anlamıyla kullanmasını engelleyerek uzun vadede sürekli bir bitkinlik hissine yol açabilir.