Gaziosmanpaşa'da bir restoranda kanaat önderleri ile kahvaltı programında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'de yıllarca iktidarların en büyük hayalinin enflasyonu 5'in altına indirmek olduğunu ve bunu da AK Parti'nin başardığını söyleyerek, Gezi Parkı olaylarından itibaren Türkiye'nin tekrar istikrarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.
Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi ekonomik açıdan çok önemli bir noktaya taşıdığını anlatarak, Gezi olaylarından başlayan sürecin Türkiye'nin önünde sürekli engel ortaya koyduğunu ifade etti.
Soylu, Gezi Parkı olaylarının ardından 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişimlerinin yanı sıra Türkiye'de yaşanan yangın, sel ve deprem gibi doğal afetlerin, dünyada yaşanan salgın, Ukrayna-Rusya savaşı ve Suriye savaşı gibi tüm global gerilimlerin her birinin ülkeye maliyeti olduğunu söyledi.
15 Temmuz'un verdiği zarar
15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'nin ekonomi, siyasi, sosyal hayat ve dış politikasına zarar verdiğini anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Ben kendi İçişleri Bakanlığımı anlatayım. Polisinden jandarmasına, kaymakamından valisine kadar her birinden yeniden almak zorunda kaldık. O arayı nasıl geçtik? Bazı illerde hala iki vali yardımcısıyla beraber gidiyoruz. Çünkü neredeyse ilçelere verebilecek kaymakam sayısı azaldı, vali yardımcılarını getirdik kaymakamlığa. Polis sayımız, jandarma sayımız azaldı. Neden? Çünkü her birini bir yere sokuşturmuşlar. Hakim sayımız, savcı sayımız… Bunu yeniden kendine getirebilmek, yeniden aynı sayıyı denkleyebilmek için yaklaşık 6-7 yıllık bir zaman dilimine ihtiyacımız oldu ve bunu gerçekleştirdik."
"Diyarbakır'dan ne kadar mesulsek Erbil'den de o kadar mesulüz"
Soylu, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin yıllarca terör olayları nedeniyle kalkınamadığını vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu durumu tersine çevirdiğini anlattı.
İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Diyarbakır'dan ne kadar mesulsek Erbil'den de o kadar mesulüz. Diyarbakır'dan ne kadar mesulsek Şam'dan da Bağdat'tan da o kadar mesulüz. Eğer her tarafta huzur olursa, etrafımızdaki coğrafyayla bunu çok güçlü bir şekilde yaşamaya çalışırız. O ülkelerin de bize ihtiyaçları var. Türkiye'yi örnek görüyorlar. Çünkü onlar da Batı'ya karşı direnmeye çalışıyorlar. Biz de Batı'ya karşı direndik, belli bir noktaya kadar gelebildik.
"Böyle bir reklamı biz kabul edemeyiz"
Belediye otobüs duraklarında "Kız kıza yakın olmak kadar doğal" sloganıyla bir krem reklamını asılı olduğunu ifade eden Soylu, "Türkiye'yi getirecekleri ve getirmek istedikleri yer burasıdır. Ticaret Bakanı'mızla konuştuk, o reklamları tamamen kaldıracağız. Bu kadar basit. Böyle bir reklamı biz kabul edemeyiz. İnsanımızın ahlakına, insanımızın yapısına yönelik bir reklamı elbette kabul edebilmek mümkün değil" diye konuştu.
"Bizim güçlü bir aile yapımız var"
Soylu, televizyon dizilerine de muhakkak bir LGBT'li karakterin sıkıştırıldığını anlatarak, "Neden? İnsanımızı alıştıracaklar. Ben söylüyorum, alınıyorlar da. Sen kendin billboardlarda Kemal Kılıçdaroğlu olarak yazmışsın, 'Cinsel yönelimin her türlüsünü kabul edeceğiz' demişsin. Erkekle erkek, kadınla kadının evlenmesini Türkiye'ye bir öneri olarak getiriyorlar. Neden? Çünkü bizi yıllardır yıkamadılar. Bizim güçlü bir aile yapımız var" ifadelerini kullandı.