İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Marmara Üniversitemizin kıymetleri mensupları, sevgili öğrenciler sizleri selamlıyorum. Bugün ayrı bir heyecan içindeyim. Yapım sürecini takip ettiğim Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi'ni açmaktan bahtiyarlık duyuyorum. Marmara Üniversitesi'nin benim hayatımda çok müstesna bir yeri var. 43 yıl önce 1981 yılında şimdi ismiyle üniversitemizin İktisadı ve İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldum. Başbakan olarak, Cumhurbaşkanı olarak mezun olduğum üniversitenin her meselesi ile yakından ilgilendim. Bugün bu açılışla bu çabaları taçlandırmış oluyoruz. Marmara Üniversitesinin öğrencisi ve mezunu olmaktan gurur duyuyorum. Burada kurulan dostluklar ve arkadaşlıkların yeri hep farklı oldu. Burası daha önce 12 Eylül'ün başındaki zatın ismini taşıyan bir kışlaydı. Burayı parmakla gösterilecek bir eğitim öğretim yuvası yapmak için Marmara Üniversitesi'ne tahsis ettik. Bugün hem birinci hem de ikinci etabın açılışını gerçekleştiriyoruz.
ÜLKEMİZ AÇISINDAN ÖVÜNÜLECEK BİR DURUM
Uluslararası sıralamalarda Türkiye'yi temsil eden ilk 10 üniversite arasında yer aldık. Türkiye'ye nice siyasetçi, hoca, gazeteci, başbakan ve cumhurbaşkanı kazandıran Marmara Üniversitemizin her daim yanında olmaya devam edeceğiz. Üniversitelerimizin yurt dışına açılmasını çok değerli buluyorum. Dünya’nın 198 farklı ülkesinde 340 bin öğrenci var. Yüzde 95’i kendi imkanları ile okuyor. Misafir öğrencilerin katkısı 3 milyar dolar civarında. Ülkemiz açısından övünülecek bir durumdur.
12 MİLYARLIK YATIRIM
Şehrimize ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum. Külliyemizin inşasında emeği olanlara teşekkür ediyorum. 141 yıllık köklü tarihinde Marmara Üniversitemizin yanında olmaya devam edeceğiz. Toplamda 12 milyar liralık yatırımla hayata geçirilen külliyemizle eğitim ve bilim alanındaki hedeflerimize biraz daha yaklaşıyoruz.
YABANCILARA KARŞI NEFRET DALGASI
Misafir öğrencilerin Türkiye'ye ekonomik katkısı 3 milyar dolar civarında. Yabancılara karşı bir nefret dalgası oluşturulmak isteniyor. Seçim zamanında 2 hafta boyunca köpürtülen nefret siyasetini sessizce seyrettik.
IRKÇILIK SOSYAL MEDYADA YÜKSELİYOR
Son yıllarda körüklenen faşizm ülkemizin bu gayretlerine sekte vurmaya başladı. Gönül coğrafyamızdan gelenlere tam anlamıyla bir nefret dalgası oluşturulmak isteniyor. Ülkemizde ırkçılık adı altında Türk ve Müslüman düşmanlığı yapılıyor. Irkçılık sosyal medyada da yükseliyor. Oysa biz tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir milletiz.
HEP GENÇLERİ KULLANDILAR
Hem 27 Mayıs öncesinde hem de 12 Eylül Darbesi öncesinde emellerine ulaşmak için hep gençleri kullandılar. Siyaseti müdahale etmek için, darbeyle ortam hazırlamak için gençleri kullandılar. Tüm bunların bedelini milletçe hepimiz ödedik. Ekonomide kalkınma yolculuğumuzun sık sık kesintiye uğramasıyla ödedik. Hak ve özgürlüklerde yasaklara mahkum edilerek ödedik. Güvenlikte terör örgütlerine istismar verilmesiyle ödedik.
GEZİ OLAYLARI: ÖZÜR DİLEMESİ GEREKENLER VAR
Gezi olaylarıyla ile ilgili tarih ve bağımsız Türk mahkemeleri hükmünü vermiştir. Türkiye'ye milyarlarca dolar faturası olan bu kalkışma üzerinden kendilerince biz özür bahsi açıyorlar. Evet, 11 sene sonra da olsa bu hadiseyle ile ilgili samimi nedamet cümlelerine ihtiyaç vardı. Özür dilemesi gereken birileri varsa demokrasiyi savunanlar değil, bu hadisede asıl öz eleştiri vermesi gerekenler sokakları kargaşaya boğanlardır. Milletin otobüslerini yakıp yıkanlardır. Çıkıp özür dilemesi gerekenler, polise saldıranlar, esnafın camını indirenlerdir. Özür dilemesi gerekenler Türk ekonomisine milyarlarca dolarlık zarar çıkaranlardır.