Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, 743. Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’nde konuşma yaptı. Büyükataman konuşmasında, “Türk ve Türkiye düşmanı Haçlı Cephesi’nin korkulu rüyası bu şanlı tarih ve Söğüt’te yeşeren Türkmen Ruhudur. Türkiye karşısında küresel ve bölgesel çapta düzenlenen kirli operasyonların temel amacı, bu ruhun yeniden tarihe istikamet çizmesine mani olmaktır. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, birliğimizden, bütünlüğümüzden ve ortak kader anlayışımızdan rahatsız olanların hesapları tek tek bozulacaktır.” İfadelerini kullandı.
MHP’li İsmet Büyükataman’ın konuşmasının tamamı:
Muhterem hemşerilerim, aziz Söğütlüler, kıymetli misafirler, tarihimizin nabzının attığı Söğüt’te, “743. Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri” münasebetiyle sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Şanlı ecdadımızı anmak, asırlarca tarihe yön veren Türkmen ruhunu yaşatmak için burada bir araya gelen hemşehrilerime en içten duygularımla teşekkür ediyorum. Sözlerime başlamadan önce sizlere Söğüt’ü her zaman yüreğinin en müstesna köşesinde taşıyan ve “Söğüt Türk Tarihinin Aydınlık Yüzüdür” diyen Türkmen Beyimiz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin selam ve muhabbetlerini iletiyorum.
Kıymetli Misafirler, Medeniyetimizin kadim diyarı Söğüt, bugün gurur duyduğumuz ve hayırla andığımız Osmanlı Devleti’nin doğmasına, genişlemesine ve dünyanın zirvesine çıkmasına beşiklik eden Mübarek bir şehirdir. Söğüt, Türklüğü ve İslam’ı yüreklere ilmek ilmek işleyen, tüm dünyaya nam salan iradenin ilk adımıdır. 400 çadırlık bir Türkmen beyliğinden Cihan İmparatorluğuna uzanan şanlı mazimizin ilk taşları, Söğüt’te döşenmiştir. Medeniyetimizin kadim diyarı Söğüt, Türk Milleti’nin yeniden dirilişine, tarih sahnesine çıkışına ve egemenliğine sahne olmuştur.
SÖĞÜT, İLHAMINI ÖTÜKEN’DEN ALMIŞ, ALP ARSLAN’IN RUHUNU KUŞANMIŞTIR
Söğüt’ün her köşesi, Hayme Ana’nın duası, Şey Edebalı’nın irfanı, Dursun Fakıh’ın ahlakı, Ertuğrul Gazi’nin öğütleri, Alplerin ve Gazilerin cesaretleri ile bezenmiştir. Büyük Türk milleti Söğüt’te Ertuğrul Gazi’nin kutlu sancağı etrafında birleşmiş ve zaferden zafere koşmuştur. Söğüt’te bir uç beyliğinden yeniden vücut bulan inanç ve irade, çağ açıp çağ kapatan bir Cihan İmparatorluğuna ulaşmış ve tarihin akışına yön vermiştir. Kahraman ecdadımızın kararlı adımları, 6 asırlık evrensel bir güce ulaşmış ve coğrafyalar, Türk milletinin şanlı zaferleri ile şekillenmiştir.
Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü coğrafyalarda barış, hoşgörü ve adalet hâkim olmuş, yönetim nizamındaki muazzamlık ile tarihin altın sayfalarına adını yazdırmıştır. Ancak üzülerek tanık oluyoruz ki; bugün Osmanlı bakiyesi milletlerin hiçbirinde huzur ve barış kalmamış ve bu ülkelerde tarih adeta tersine dönmüştür. Balkanlar, bin parçaya bölünmüş ve her biri kan davalarının esiri olmuştur. Halep ve Bağdat, savaşların pençesinde tükenmiş ve işgal edilmiştir. Balkanlardan Ortadoğu’ya kadar birçok bölge istikrarsızlığa mahkûm olmuştur. Osmanlı Devleti’nin kurduğu barış ve hoşgörü düzeni bir daha sağlanamamış; bu coğrafyalar kanlı emperyalizmin kıskacında sömürülmüş, savaşlar ve çatışmalar hüküm sürmüştür. Osmanlı Devleti’nin muhteşem medeniyetinin mirasçısı olarak bizler, barışın ve hoşgörünün, adaletin ve istikrarın hüküm sürmesi için çalışmayı, insanlık adına bir vazife olarak görmeliyiz. Türk- İslam medeniyetinin mirasçısı olduğumuzun bilinciyle tarihe karşı sorumluluğumuzun farkında olmalıyız. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri doğru okumalı ve tarihin bizi çağırdığını asla unutmamalıyız.
Kıymetli misafirler tarihimizin her sayfası, milletimiz için ayrı birer ilham kaynağıdır. Mete Han’dan Attila’ya, Sultan Alp Arslan’dan Osman Bey’e, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e tarihimizin şanlı sayfaları bir bütündür ve birbirinin devamıdır. Büyük Hun İmparatorluğu’ndan Selçuklulara, Göktürklerden Osmanlı’ya, Karahanlılardan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan bu kutlu yolculuk birbirinden ayrılması asla söz konusu olmayacak kutlu bir var oluştur. Bugün şanlı tarihimizi bölmek, hatıralarımızı kutuplaştırmak, bir bütün olan büyük Türk tarihini ayrıştırmak için fitne üretenlerin temel hedeflerinin istikbaldeki Türk varlığı olduğunu unutmamalı ve sinsi planlara karşı uyanık olmalıyız.
Sultan Alparslan’la başlayan, Ertuğrul Gazi’yle birlikte daha da sahiplendiğimiz ve “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek Türk milletinin ebedi yurdu yaptığımız Anadolu coğrafyası, uğruna verdiğimiz şehitlerle vatanlaşmıştır. Söğüt’ü yurt edinen ve asırlardır canlılığını koruyan Türkmen ruhunun kutlu ilerleyişi, tarih boyunca, Türksüz bir Anadolu arayışındaki sömürgeci zihniyetin karşısında da en kesin cevap olmuştur.
İşte bugün dahi Türk ve Türkiye düşmanı Haçlı Cephesi’nin korkulu rüyası bu şanlı tarih ve Söğüt’te yeşeren Türkmen Ruhudur.
Türkiye karşısında küresel ve bölgesel çapta düzenlenen kirli operasyonların temel amacı, bu ruhun yeniden tarihe istikamet çizmesine mani olmaktır.
Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, birliğimizden, bütünlüğümüzden ve ortak kader anlayışımızdan rahatsız olanların hesapları tek tek bozulacaktır.
Mazluma umut, zalime korku veren büyük Türk milletinin yürüyüşü durdurulamayacak, Türkiye Cumhuriyeti’nin yükselişinin önüne hiçbir güç geçemeyecektir.
Türkmen Beyimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin dediği gibi “Türk milleti için yükselmenin sınırı asla yoktur.”
Türk beklenendir, Türk istenendir, Türk adildir, Türk asildir, Allah’ın izni ile Türk hâkimdir.
Buradan; Dünya İmparatorluğu kurup üç kıtaya hükmettiğimiz, onlarca milleti, yüzlerce medeniyeti ve milyonlarca farklı insanı adaletle birlikte yaşattığımız bu topraklardan tüm dünyaya bir kez daha sesleniyoruz;
“TÜRK ASRI” BAŞLAMIŞTIR!
Yeni Yüzyıl’ın akışını değiştirecek irade ve ruh, Türkiye Cumhuriyeti’ndedir ve aziz Türk milletindedir.
Türk Asrı, tüm dünyaya adaleti, barışı, hakkaniyeti ve nizamı yeniden öğretecektir.
Biz Türk milleti olarak bir, beraber ve kardeş oldukça Türkiye Yüzyılı’nın önünde Allah’ın izniyle hiçbir güç duramayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Söğüt’ten çıkıp Anadolu’da Türk birliğini sağlayan ve büyük bir cihan devleti kuran Ertuğrul Gazi’yi, Osman Gazi’yi, Şeyh Edebali’yi ve kahraman ecdadımızı minnetle ve şükranla yâd ediyorum.
Cenab-ı Allah, hepsinden razı olsun.
Konuşmama son verirken hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!