İngiltere Championship ekiplerinden Hull City'nin yeni transferi Ozan Tufan, yeni sezon öncesinde gündemdeki birçok konuya ilişkin Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Yeni takımında henüz alışma sürecinde olduğunu ifade eden Ozan Tufan, "Hazırlıklar iyi geçiyor. Takımla bir adaptasyon sürecim var, yabancı arkadaşlarımla. Ben yabancıyım daha doğrusu. Sezon başı, tempolu, zor. İngiltere'de daha sert bir antrenman programı var. Mutluyum. Dediğim gibi alışma sürecim var. İlerleyen günlerde hazırlık maçlarıyla birlikte daha da güzel oturacağını düşünüyorum" diye konuştu.
"KADRO DIŞI KALDIĞIM DÖNEMDE YURT DIŞINDA BİREYSEL OLARAK ÇALIŞMALAR YAPTIM"
Fenerbahçe'de kadro dışı kaldığı dönemde bireysel olarak çalışmalar yaptığını ifade eden Ozan Tufan, yaptığı antrenmanların meyvesini şu an aldığını söyledi. Tecrübeli orta saha oyuncusu, "Geçen sene 3.5-4 ay kadro dışı olayım vardı Fenerbahçe'de. Ben o dönem kulüpten izin alarak Belgrad'a gitmiştim. Orada özel bir hocayla günde 11 saat, çift antrenman programım vardı. O programı yaptım, hazırlanma süreci olarak. Sene sonunda Fenerbahçe'de kalırım ya da başka yere gidersem diye. O benim için çok güzel oldu. Şu an Hull City'de de onun ekmeğini yiyorum diyebilirim. Çünkü o antrenmanları yapmasaydım, beni zor şeyler bekliyordu" şeklinde konuştu.
"TRANSFERDEN ÖNCE SHOTA HOCA İLE GÖRÜŞTÜM, İKİMİZ DE AYNI FİKİRDEYİZ"
Hull City ile sözleşme imzalamadan önce takımın sahibi Acun Ilıcalı ve teknik direktör Shota Arvaladze ile görüştüğünü söyleyen Ozan Tufan, "Şota hoca ile de görüştüm. O da beni çok istediğini belirtti. Ben de ona düşüncelerimi aktardım. O benden beklentilerini söyledi. İkimiz de aynı fikirde olduğumuz için çok mutluyum. Kendisini arkadaş canlısı, iyi birisi. Beni yemeğe götürdü. Hull City'deki sistemle ilgili birkaç şey anlattı. Ortak yolu bulduk, yola çıktık. İnşallah sonu güzel olur diye düşünüyorum. Takımda Seri, Traore gibi isimler var. Seri, daha önce Fulham'da oynadı. Oranın tecrübesini biliyor. Benim de bir Watford dönemim vardı. Zaman zaman oynadığım, oynamadığım maçlar oldu. 6 ay da olsa oranın tecrübesini, duygusunu tattık. Onun ben de biraz tecrübesi var. Diğer oyuncular zaten oraya hakim. Hep birlikte bir araya geldiğimizde güzel şeyler ortaya çıkacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"KEŞKE PREMİER LİG'DE DAHA KALICI OLABİLSEYDİM"
Geçen sezon kısa bir dönem Premier Lig'de forma giydiğini ve hayalini gerçekleştirdiği için çok mutlu olduğunu söyleyen Ozan Tufan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Premier Lig, zor bir lig. Dünyanın en iyi ligi olan bir platformda, Watford takımıyla biz küme düşmeme mücadelesi veriyorduk. Bizim için çok zordu, benim açımdan çok zordu. Çünkü tempo çok yüksek. Biz Türkiye'de altyapıdan yetiştiğimiz için o tempoya bir anda ayak uyduramadım. Benim için zor oldu. 1-2 ay adaptasyon sürecim vardı. Birkaç maç kendi açımdan fena değildi ama Premier Lig'de bu kabul edilebilir bir durum değil. Üst düzey oyuncuların olduğu, tüm yıldızların bulunduğu bir lig benim için duygu anlamında çok güzeldi ama skor, performans anlamında çok yorucuydu. Ben o duyguyu tattığım, istediğim hayali gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Keşke daha kalıcı olabilseydim. Beni daha tatmin ederdi. Hull City'de de aynı duyguları yaşıyorum. Championship'te olması, beni çok etkilemedi. Dünyanın en çok izlenen 6 liginden bir tanesi. Avrupa'daki bir ligin üstünde. Bunu da söyleyebilirim. Araştırmacılar tarafından adı konulan bir statü. Benim için Acun ağabeyin, Shota hocanın olması en büyük etkenlerden birisi. Ben orada olduğum için çok mutluyum. Türk bir oyuncu olarak, sahibi Türk olan bir takımı Premier Lig'e çıkarırsak, benim için gurur verici olur."
"KAFAM RAHAT OLDUĞU SÜRECE HER ŞEYİ YAPABİLECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM"
Mental açıdan rahat olduğu zaman her şeyi yapabileceğini belirten Ozan Tufan, "Ben şu anda 27 yaşındayım. Hull ile 3 senelik bir sözleşmem var. Tabii ki hedefim öncelikle bu sene takımımı Premier Lig'e çıkartmak, o başarıyı elde etmek, elimizden geleni yapmak. Futbolda her şey var. Ama ben oralarda kalıcı olmak istiyorum. Kendimi o klasmanlarda, platformlarda görmek istiyorum. Benim için doğru olan da odur. Bunu başarabileceğime inanıyorum. Kafam ve mental olarak rahat olduğum zaman ben her şeyi yapabilen bir insanım. Kafam rahat olduğu sürece ben her şeyi yapabileceğimi düşünüyorum" dedi.
"FENERBAHÇE'DE KALMA İSTEĞİM VARDI AMA FENERBAHÇE BUNU İSTEMEDİ"
Fenerbahçe'de kadro dışı bırakıldığı dönem hakkında da konuşan Ozan Tufan, şöyle konuştu:
"Biz kadro dışı kaldıktan sonra bizimle hiçbir şekilde iletişime geçilmedi. Menajerlerimizle de bizimle de iletişim kurulmadı. Söylediklerim de 6-7 ayı buluyor. O dönemden bu döneme kadar hiçbir şekilde, veda ederken bile iletişimimiz olmadı. Üzücü bir durum. Fenerbahçe'de kalma isteğim vardı ama Fenerbahçe bunu istemediği için benim kendime bir yol çizmem gerekiyordu. Ben de bu yolu seçtim. Mesut ağabey kalmayı seçti. Kendisini çok seviyorum, saygımız sonsuz. O da kalmak istedi. Beklediğinde sıkıntıları olacak. Takıma dönecek mi, dönmeyecek mi? Çok karışık. Ben de aynı şekilde kalsaydım, affedeceklerini, takıma dönmemi sağlayacaklarını düşünmüyordum. O sebepten dolayı böyle bir karar verdim."
"BAŞKAN ALİ KOÇ VE YÖNETİME KIRGINIM.KEŞKE GEREKÇE BELİRTSELERDİ"
Fenerbahçe'den ayrıldığı dönem için başkan Ali Koç ve yönetimine kırgın olduğu dile getiren 27 yaşındaki orta saha oyuncusu, "Tabii kırgınlığım var. Taraftara benim hiçbir şekilde kırgınlığım, küskünlüğüm olamaz. Ben hepsini çok seviyorum. Beni yeri geldi yuhalayıp, ıslıkladılar. Benden bekledikleri performansı göremedikleri için. Zaman zaman gördüklerinde de en tepeye koydular. Ben bana bu ilgiyi gösterdikleri için taraftarlara teşekkür ediyorum. Ben zaman zaman onları mutsuz ettiğimde de kendi adıma maçlardan sonra çok üzülüyordum. Haklarını helal etsinler. Belki ilerde yolumuz kesişir, bilmiyorum. Benim için onların yeri çok ayrı. Ancak başkan ve yönetim bazında olaya bakarsak bu konuda benim çok farklı düşüncelerim var. Hak edilmemiş bir durumun içerisindeyim. Hiçbir sebep, gerekçe sunulmadan, ne olduğunu bilmediğim bir halde kadro dışı kaldım. Beni üzen taraf bu. Keşke bir gerekçe belirtselerdi. Ama basında okuduğumuz şeylere göre bir konu var. Ancak o konuların hiçbirinin doğruluk payı yok. Ozan şunu, bunu yaptı gibi cümleleri var. Ama hiçbir doğruluk payı yok. İnsanlar ve Fenerbahçe taraftarı bunu bilsin, benim için yeterli. Ben hiçbir şekilde problemim olmadığını söyleyebilirim" diye konuştu.
Ozan Tufan Mesut Özil ile birlikte kadro dışı kalması konusunda, "Her soyunma odasında olabilecek bir tartışmaydı. Çok büyütüldü ve olay hemen başkana aktarılmış" diyerek bu konuda sözlerini şöyle sürdürdü: "Kulübümüzün tasarrufu. O dönem bonservisli oyuncu olduğum için, yüksek talepler oldu. Ben her zaman Fenerbahçe'de kalmak istediğimi, hak etmediğim bir yerde olduğum için bu kadro dışı olayında bana bir şans daha verilmesini kendi tarafımdan söyledim. Ancak hiçbir şekilde iletişim kurulmadı. Birçok kulüple ismim anılıyordu, hepsinin de doğruluk payı var. Ama benim tercihim yurt dışından yana oldu."
"OZAN MAÇ SEÇİYOR GİBİ CÜMLELER BENİ ÇOK RAHATSIZ ETTİ"
Mental anlamda daha rahat olacağı için yurt dışını tercih ettiğini sözlerine ekleyen Ozan Tufan, "Türkiye'de biraz yoruldum, kafa olarak çok yoruldum. 1 maç iyi oynayıp, 1 maç kötü oynayıp, Ozan maç seçiyor, kötü gibi cümleler beni çok rahatsız etti. Dediğiniz gibi Türk oyuncuda hep bir kurban aranır ya, o kurbanlardan birisi, en tepedeki isim yıllarca hep ben oldum. Beni üzen taraflardan birisi oydu" diye konuştu.
"MİLLİ TAKIM BAŞKA BİR SEVİYE"
Milli takımın daha iyi yerlere geleceğini düşündüğünü belirten Ozan Tufan, sözlerini şöyle noktaladı:
"Milli takımda her 4-5 yılda bir jenerasyon değişikliği oluyor. Yine bir değişime gidildi. Genç kardeşlerimizin hepsi istekli, kulüplerinde iyi oynuyorlar. Ancak şunu bilmeleri gerekiyor ki milli takım seviyesi başka bir seviye, başka bir platform. Şimdi oynadığımız ligde rakiplerimiz kolay ama daha üst seviyelere geldikleri zaman biraz daha zorlanacaklardır. Bizim de zamanında zorlandığımız gibi. Ben hepsinin bu duyguları, tecrübeleri tatmalarını isterim. Gerçekten tarif edilecek duygular değil. Yaşayıp, oynayıp, görebilecekleri duygular. Ben inanıyorum, daha iyi yerlere geleceğiz. Birlik olursak, daha iyi başarılar elde edeceğimizi düşünüyorum."