Türkgün Türk Dünyası Azerbaycan’da düzenlenen 12. Küresel Bakü Forumu başladı

Azerbaycan’da düzenlenen 12. Küresel Bakü Forumu başladı

Azerbaycan’da düzenlenen 12’inci Küresel Bakü Forumu’na katılan TBMM NATO Parlamenter Asamblesi Türk Delegasyonu Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan çok aktif ve liderlik diplomasisi konusunda konuşulacaksa, sanırım herkesin aklına ilk gelen isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır" dedi.

Azerbaycan’da düzenlenen 12’inci Küresel Bakü Forumu’na katılan TBMM NATO Parlamenter Asamblesi Türk Delegasyonu Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan çok aktif ve liderlik diplomasisi konusunda konuşulacaksa, sanırım herkesin aklına ilk gelen isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır" dedi.

KAYNAK: İHA

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, "Dünya Düzenini Yeniden Düşünmek: Zorlukları Fırsatlara Dönüştürmek" temalı 12’inci Küresel Bakü Forumu başladı. Foruma dünyanın farklı bölgelerinden mevcut ve eski cumhurbaşkanları, başbakanlar, Birleşmiş Milletler (BM) yapılarının başkanları, bilim insanları ve uzmanlar olmak üzere birçok kişi katıldı.

Forumda konuşan TBMM NATO Parlamenter Asamblesi Türk Delegasyonu Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Krizlerin çoğu yüzde 60'dan fazlası, çatışmalar, aktif ve donmuş çatışmalar, terörizm, düzensiz göç akışları, adını ne koyarsanız koyun, hepsi bizim yakın çevremizde. Ve küresel sistem tüm bu sorunları çözme kapasitesine sahip olmadığından, Türkiye çok aktif olmak zorunda. Çünkü tüm bu krizler kaçınılmaz olarak Türkiye'yi, Türkiye'nin siyasi istikrarını, ekonomisini ve güvenliğini etkiliyor. Biz, Rus ve Ukraynalı meslektaşları, yani dışişleri bakanlarını, önce Antalya’da, sonra da liderlerin açılış konuşmaları yaptığı toplantılarda bir araya getirmek için elimizden geleni yaptık ki savaşın daha en başında sona ermesini sağlayalım. Maalesef, özellikle bazı Batılı ülkeler ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, Batılı dostlarımızdan yeterli desteği alamadık ve açıkça görüldü ki savaşın devam etmesi tercih edildi, sadece Ukrayna’nın desteklenmesi gerektiği düşünüldü. Evet, Türkiye de Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine bağlıdır ve biz de hemen Montrö Sözleşmesi'ni uygulamaya koyduk. Aynı zamanda Rusya’yı, Boğaz’dan ve Karadeniz'den geçme hakkına sahip olan savaş gemilerini getirmemesi konusunda ikna ettik, çünkü Montrö Sözleşmesi bu konuda çok net" dedi.

Suriye konusunda ise yeni bir döneme girdiklerini belirten Çavuşoğlu, "Elbette temkinli bir iyimserlik içindeyiz, Esad’ın gitmesi olumlu bir gelişme, ancak ülkenin temel sorunları hala devam ediyor. Küresel ve bölgesel aktörler olarak, bu geçiş sürecinde ülkenin yeni krizlerle karşı karşıya kalmamasını sağlamamız gerekiyor. Mültecilerin geri dönebilmesi için temel beklentilerini karşılamamız lazım ve ülkenin yeniden inşasını çok ciddiye almalıyız. Aynı şey, mahkemenin de soykırım olarak tanımladığı bu katliamdan sonra Gazze için de geçerlidir" ifadelerini kullandı.

Bölgede çok fazla kriz ve çatışma olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan çok aktif ve lider diplomasisi konusunda konuşulacaksa, sanırım herkesin aklına ilk gelen isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Kendisi herkesle temas halinde ve bizim de herkesle, tüm aktörlerle çalışmamız gerekiyor. Sadece bölgesel aktörler değil, ama ben inanıyorum ki bölgesel güçler ve aktörler, savaşları ve çatışmaları sonlandırma konusunda daha fazla şansa sahip. Çünkü dediğim gibi, etkileri herkesi doğrudan etkiliyor ve bölgesel ülkeler nispeten daha tarafsız olup herkesle daha iyi bir diyaloğa sahip" dedi.

"Öncelikle ateşkese odaklanmalıyız"

Çavuşoğlu, Türkiye’nin stratejik özerklik arayışında olmadığını, bağımsız bir ülke olduğunu belirterek, "Biz, iş birliği ve ortaklığa inanıyoruz, ancak herkesle iyi ilişkiler kurmalıyız. Biz bir NATO üyesiyiz, aynı zamanda Rusya Federasyonu ile de iyi bir diyaloğumuz var. En başta, bu denge nedeniyle Türkiye'nin dış politikada eksen kayması yaşadığı iddia edildi. Ama savaş başladığında, sanırım ilk olarak NATO üyeleri ve NATO’nun kendisi, bir üyenin, yani Türkiye’nin, Rusya Federasyonu ile diyaloğunun olmasının faydalı olduğunu kabul etti. Şimdi bu savaşı sona erdirme fırsatı var. Ukrayna’yı desteklemeye devam etmeliyiz, ancak savaşın yıllarca sürmesini tercih etmek yerine, öncelikle ateşkese odaklanmalıyız ve ardından Ukrayna’nın, özellikle de güvenlik garantileri konusundaki beklenti ve taleplerini karşılamak için birlikte çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.

"Adil sürekli sağlanabilir bir barışın oluşması taraftarıyız"

Dünyada şu anda çok farklı bir dönemden geçtiğimizi belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, "Her gün yeni bir gelişme, her gün yeni bir fikir, her gün yeni bir mücadele. Ve bunun içerisinde dünyanın şu anda içerisinde bulunmuş olduğu bizim uluslararası düzen olarak tabir ettiğimiz, kurallara dayalı düzen tabir ettiğimiz, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan kurumların dünyayı daha iyi yönettiğine inandığımız dönemin aslında örselenmeye başladığı ve yeni bir takım açılımların, yeni bir yönetimin arandığı bir dönemdeyiz. Tam bu fikirlerin olduğu zamanda da burada Azerbaycan'da, Bakü'de bunları istişare ediyor olmanın, farklı fikirleri bir araya getiriyor olmanın, daha önce konuşulmuş fikirleri bugün nasıl yansıması oldu, daha önceki görüşlerin değerlendirilerek geleceği nasıl ilerlenebileceğiyle ilgili olarak da fikir alışverişinde bulunuyoruz" dedi.

Bölgede her zaman sürdürülebilir, haklılığa dayanan, adil bir barışın, bir birlikte yaşamanın var olması gerektiğini dile getirdiklerini belirten Kılıç, "Daha önce Karabağ'ın Ermenistan işgali altında olmasının buna engel olduğunu ve Türkiye'nin bu noktada hem duruşunu çok net bir şekilde ortaya koyduğunu hem de bu noktada Azerbaycan'ın her zaman yanında olacağını açık açık dile getirmiş olan bir Türkiye. İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra can Azerbaycan'ın topraklarını tam anlamıyla geri kazandıktan sonraki süreç içerisinde de yine sürecin geleceğe ilerlemesiyle ilgili olarak ve bölgede herkesin huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için üstüne düşen ne destek verilebilecekse bunu vermeye hazırım. Ama sizin de biraz evvel dediğiniz gibi Azerbaycan-Ermenistan arasında Sayın Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları doğrultusunda bir durum varsa o da iki ülkenin değerlendireceği bir süreç olacaktır. Biz Türkiye olarak ancak dediğim gibi adil sürekli sağlanabilir bir barışın oluşması taraftarız" dedi.
Suriye’deki 13-14 yıldır süren iç savaşın sona ermesini, tüm unsurların temsil edildiği, yapısını koruyan ve komşularına tehdit unsuru oluşturmayan bir Suriye’nin huzur içinde yaşamasını istediklerini belirten Kılıç, "Bu anlamda yapılan anlaşmaların sonuçlarının ne olduğu, sonuçlarının nelere evrileceği konusundaki duruşumuzu devam ettiriyoruz. Ama bizim Suriye'de kimin nerede nasıl birlikte ve beraber olması gerektiğiyle ilgili yıllara dayalı zaten açıklamalarımız, görüşlerimiz nettir. Bu noktada bu şekildeki çalışmalar içerisinde biz de yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *