MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin aylar önce “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda DEM’e yaptığı “Teröre cephe alın, Türkiye partisi olun” çağrısı ile terör örgütü PKK’nın kurucusu Öcalan’a yönelttiği “Terörün tamamen bittiğini ilan et ve örgütün lağvedildiğini duyur” mesajı karşılık bulmaya ve somutlaşmaya başladı.
Önce, terör örgütü PKK’nın kurucusu Öcalan, kendi örgütüne “Ayrı federasyon, idari özerklik ve kültürel çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamaz.” şeklinde örgütün misyonunu yitirdiğini vurgulayarak, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.” çağrısında bulundu.
Kandil’deki terör elebaşları ise “Öcalan’ın çağrısına uyacağız.” açıklamasını yaptı. Son olarak, Suriye’de terör örgütü PKK’nın kolu olan YPG, Suriye’nin yeni yönetimine tabi olacağına dair bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmayla birlikte, Suriye haritası yeşile döndü ve tek çatı oluşturuldu.
Suriye’deki terör örgütü PKK’nın kolu YPG için kelime oyunları yaparak, “Bizim PKK ile bağımız yok”, “Öcalan’ın çağrısı YPG’yi kapsamıyor” gibi inkârda bulunsalar da, dünyadaki herkes biliyor ki, PYD/YPG demek PKK ve Öcalan demektir.
Terör örgütü PYD/YPG’nin tüzüğünde bile, “18 yaşını dolduran kişi, Önder Apo'nun demokratik uygarlık çizgisine, parti programına ve yönetmeliğine inanır ve yaşamına uygular.” cümleleri yazılıdır. PYD’li Salih Müslim’in ısrarla “Öcalan’ın çağrısı bize değil” vurgusu ve bazı DEM’lilerin sinsilik yaparak, “Öcalan’ın çağrısı YPG’yi kapsamıyor” açıklamaları sadece YPG’ye Suriye’de alan açma ve dokunulmazlık yaratma girişimiydi.
Terör örgütü YPG’nin altına imza attığı maddelerle birlikte bu tartışmalarda ortadan kalkmıştır.
Bunların hepsi hem Türkiye hem de bölge açısından tarihi gelişmelerdir. Ülkemizde ve bölgede sürekli istikrarsızlığı, kaosu tetikleyen, on binlerce insanın ölümüne sebebiyet veren terörün son bulacak olması gerçekten önemli bir gelişmedir. Elbette terörün yaşamasına yönelik fitneler, yeni yeni senaryolar hayata geçirmek isteyenler olacaktır. Fakat burada asıl önemli olan, terör örgütü kurucusu olan Öcalan’ın ağzından çıkanlardır. O sözlerin muhatabı da terör örgütü PKK’nın tüm unsurlarıdır. Türk devleti zaten milli savunma teknolojilerini güçlendirerek terörle mücadelesini sürdürmektedir. Terör örgütü PKK’nın kurucusu bu çağrıları yaptıktan sonra, bu çağrılara uymayan her teröristin akıbeti zaten öldürülmek olacaktır. Bu gelişmelerden Türkiye’nin ve bölgenin bir kaybı ve zararı yoktur. Zaten pazarlıksız başlayan süreç, pazarlıksız finale doğru ilerlemektedir. Türkiye’ye ve bölgeye barış, huzur, güven getirmek milyonlarca insanın kaderini olumlu yönde etkilemek demektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu gayretleri, stratejik adımları ve mücadelesi, Türk tarihine altın harflerle yazılacaktır. Her iki liderin de terörle mücadeledeki başarı sicili, bugünleri daha anlamlı kılmaktadır.
Bu süreci baştan sona dikkatlice tekrar inceleyin, ilmek ilmek örülen bir strateji göreceksiniz…
Terörle mücadele eden irade, terörü yaratan unsurlara “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.” Dedirtti ise…
Türkiye’yi seven herkes bunun anlamını ve önemini görmelidir. Böyle bir süreç hiçbir fitnebazın değerlendirmesiyle basite alınamayacak kadar değerlidir.
