İzmir Karabağlar'da oturan işçi emeklisi Ahmet Taytaş, 50 yıldır görmediği ve geçen yıl ölen babası Hüseyin Taytaş'ın (85) kendisini dolandırdığını iddia etti. Hüseyin Taytaş'ın ölmeden önce ev ve arazisine, kendisini habersizce hissedar yaptığını ve bu taşınmazlara karşılık bankadan 50 bin lira kredi çektiğini aktaran Ahmet Taytaş, "Kendisi ölünce tapuda hissedar gözüken bize 50 bin lira banka borcu geldi" dedi.
Menderes'e bağlı Eski Bulgurca köyünde oturan ancak 1997'de Tahtalı Barajı inşaatı nedeniyle evi sular altında kalacak olan Hüseyin ile eşi Müşerref Taytaş'a oturduğu araziye karşılık dönemin İl Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü tarafından Yeni Bulgurca mahallesinde yer verilmesi kararlaştırıldı.
HİSSEDAR YAZDIRDI
Yeni Asır'da yer alan habere gör; Hüseyin Taytaş ise Yeni Bulgurca'da kendisine daha büyük bir arazi verilmesi için Eski Bulgurca'daki evinde eşinin dışında çocukları Birsen, Ahmet, Çağdaş Süleyman ve Işıl Taytaş'ın da oturduğunu ve buna göre iskan yapılmasını istedi. Devlet de Taytaş'ın oturduğu evde kalan her kişi için Taytaş ailesine Yeni Bulgurca'da büyük bir arazi verdi ve tapu kayıtlarında ikametteki herkesi bu arazilerin hissedarı olarak gösterdi.
BANKA KREDİSİNDEN FAYDALANDI
Devlet eliyle gayrimenkulleri iskan edilen Hüseyin Taytaş, bir banka tarafından verilen 'Donatım Kredisi'nden faydalandı.
"50 BİN LİRAYI ÖDEYECEK GÜCÜMÜZ YOK"
1999 ve 2006'da iki kez kredi çeken Taytaş, faizleriyle birlikte kişi başı 50 bin lirayı bulan parayı ödemedi. 50 yıldır görmediği babasının geçen yıl ölümünden sonra bankanın eve gönderdiği 50 bin liralık icra ile borçtan haberdar olan oğlu Ahmet Taytaş, "Babam beni ve kardeşlerimi, kendisiyle aynı ikametgahta yaşıyor gibi göstermiş. Devlet de ikametgahta yaşayan herkesi, Yeni Bulgurca'da verilen gayrimenkullere tapu üzerinde hissedar yapmış. Krediyi de bu ev ve araziler üzerine çekmiş. Duyuru ve tebligatlar da imza yetkilisi olan babama gitmiş. Borçlar ödenmeyince ve babam ölünce, banka bizlerden kredi borçlarını faiziyle geri istiyor. Ama bizim 50 bin lirayı ödeyecek gücümüz yok" diye dert yandı.
