Akseki ilçesinin kırsal mahallelerinden Bucakkışla'da yaşayan Küçükakça, baharın gelmesiyle, hayvancılıkla geçinen ailesiyle yaylaya göç etti.
Ailesiyle Çimi-Ahmetler Yaylası çevresindeki taş evde kalan küçük kız, babası Cemal Küçükakça ile sabahın erken saatlerinde 100 koyun ve keçiyi de önüne katıp, otlaklar için yola koyuluyor.
Bir elinde kitapları diğer elinde asasıyla zorlu yollardan geçerek otlaklara ulaşan Küçükakça, hayvanları güderken ders çalışmayı da ihmal etmiyor.
Toros Dağları'nın zorlu yollarında yürürken babasına sürekli "Doktor olacağım" diyen Küçükakça, bulduğu her fırsatta kitabını açarak derslerine çalışıyor. Küçükakça, doktor olarak kendisi gibi zor şartlarda eğitim hayatını sürdüren çocuklara umut olmak istiyor.
''BAZEN YAĞMUR YAĞIYOR, KİTAPLARIM ISLANIYOR''
Emine Ahmet Büküşoğlu Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi Küçükakça, baba mesleği çobanlığı çok sevdiğini, hayvanlarla ve doğa ile iç içe olmanın kendisini mutlu ettiğini söyledi.
Hava sıcaklığı arttıkça daha yüksek yaylalara göç ettiklerini anlatan Küçükakça, yaz sonunda evlerine döndüklerini belirtti.
Corona virüs salgını nedeniyle okullar açılmadığı için yapılan uzaktan eğitime yaylada televizyon ve internet olmadığı için katılamadığını ifade eden Küçükakça, "Hem derslerimden geri kalmamak hem de doktor olma hayalimi gerçekleştirmek için hayvanlarımı güderken sık sık ders çalışıyorum. Hayvan otlatırken ders çalışmak zor oluyor ama vazgeçmiyorum. Bazen yağmur yağıyor, kitaplarım ıslanıyor. Çok zor olsa da okuma azmim bitmeyecek. Babamı gururlandırmak istiyorum" diye konuştu.
Okulunu çok özlediğini ve dersleri sınıfta görmek istediğini dile getiren Küçükakça, bunun bir an önce olabilmesi için herkesin maske takmasını ve sosyal mesafe kuralına dikkat etmesini diledi.
Baba Küçükakça ise yaz aylarında çocuklarının da dağları çok sevdiği için kendisiyle havyan otlatmaya geldiğini kaydetti.
Kızının okuma azminin kendisini de mutlu ettiğini ifade eden Küçükakça, "İnşallah doktor olma hayalini gerçeğe dönüştürür." dedi.
