Türkgün 3. Sayfa Dört kişinin öldüğü katliamda kan donduran detaylar

Dört kişinin öldüğü katliamda kan donduran detaylar

İstanbul'da 5 ay önce cezaevinden tahliye olduktan sonra iki oğlunu, kardeşini, bacanağının oğlunu öldüren ve bacanağını da yaraladığı gerekçesiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Şinasi Gürkan (54) hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Şinasi Gürkan'ın "Tasarlayarak öldürme" suçundan 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" ve "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından 23 yıla kadar hapsi istendi.

İstanbul'da 5 ay önce cezaevinden tahliye olduktan sonra iki oğlunu, kardeşini, bacanağının oğlunu öldüren ve bacanağını da yaraladığı gerekçesiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Şinasi Gürkan (54) hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Şinasi Gürkan'ın "Tasarlayarak öldürme" suçundan 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" ve "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından 23 yıla kadar hapsi istendi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre 6 Mart 2019 tarihinde Başakşehir, Esenyurt ve Avcılar'da meydana gelen olay şöyle oldu: Şinasi Gürkan hakkında 2004 yılında iki kardeşin ölümünden sorumlu olduğu için hakkında mahkumiyet kararı verildi, ancak Şinasi Gürkan suçu kendisi işlemediği halde diğer aile bireylerinin kendisi hakkında beyanda bulunmuş olmaları nedeniyle mahkemeden mahkumiyet kararı verildiğine inandı.

Şinasi Gürkan cezaevinde bulunduğu dönemde evlilikleri devam etmekte olan eşi Nadime Gürkan'nın çocukları ile birlikte Ömer Güneşsu ile aynı evde yaşadığını öğrendi.

Bu durumun aile bireylerinin ve bacanağı olan Alihan Tiz'in izin verip aracılık yaptıklarını, teşvik ettiklerini düşündü, onlara karşı husumet besledi. Gürkan hükümlü olduğu cezaevinden tahliye olduktan sonra husumet beslediği kişileri öldürmeye karar verdi, planlar yaptı.

Tahliyesine kısa bir süre kala eşi Nedime Gürkan'ın,  Ömer Güneşsu tarafından öldürüldüğünü duydu. Bunun üzerine hısımlarını öldürme fikrinden vazgeçti.

Çocukları ile birlikte yeni bir hayat kurup vukuatsız şekilde hayatına devam etmeye karar verdi. Kızının evlenmiş olduğunu öğrenen Şinasi Gürkan tahliye olduktan sonra oğulları Gökmen Gürkan (16) ve Göksel Gürkan'la (22) yaşamaya başladı, ancak Şinasi Gürkan ile çocukları arasında zaman içerisinde anlaşmazlıklar başladı.

Şinasi Gürkan, çocuklarının amcaları Mühendis Gürkan (45) ve bacanağının oğlu Erdal Tiz'den (33) etkilendiğini düşündü.

Şinasi Gürkan, işlemediğini düşündüğü bir suçtan dolayı ceza çekmiş olmasını, oğullarının kendisine karşı olan olumsuz tutum ve davranışlarını, annelerinin başka bir kişi ile birlikte yaşamasına oğullarının göz yummalarını ve hatta oğullarının da onlarla aynı evde kalmayı kabul etmiş olmalarını içine sindiremedi.

Şinasi Gürkan, oğullarını ve içinde bulunduğu durumun sebebi olarak gördüğü kardeşi Mühendis Gürkan ve bacanağının oğlu olan Erdal Tiz'i öldürmeye karar verdi.

Olayda kullanmak için bir tabanca temin eden Şinasi Gürkan, hedefindeki kişileri nasıl öldüreceğini planladıktan sonra harekete geçti. Çocukları ile Esenyurt'ta aynı evde yaşayan Şinasi Gürkan olay günü evde oğlu Gökmen Gürkan'ı gördü.

Şinasi Gürkan, oğlu Gökmen'e "Göksel'i ara konuşmamız gereken bir husus var, eve gelmesini söyle" dedi.

Gökmen de Göksel Gürkan'ı aradı ve eve gelmesini söyledi. İki saat sonra Göksel Gürkan eve geldi ve baba ve oğulları salonda bir arada konuşmaya başladı. Gürkan Şinasi, üzerinde bulunan silahla birden çok kez ateş ederek 2 oğlunu öldürdü.

KARDEŞİNİ VE BACANAĞINI ÖLDÜRDÜ

Şinasi Gürkan saat  22.05'de Avcılar'da bulunan yanına gittiği kardeşi Mühendis Gürkan'ı da "Mühendis bu güne kadar bana yaptıklarının cezasını ödeyeceksin!' diyerek peş peşe birden çok kez ateş ederek öldürdü. Şinasi Gürkan 23.15'de de Başakşehir'de bulunan bacanağı Alihan Tiz (55) ile buluştu.

Alihan Tiz ve oğlu Erdal Tiz'le araç içinde tartışan Şinasi Gürkan, baba-oğula ateş etti. Erdal Tiz aldığı yaralar nedeniyle öldü, Alihan Tiz'in de ağır yaralandı. Şinasi Gürkan, olay yerinden taksi ile ayrıldı, kiraladığı evde gözaltına alındı. Şinasi Gürkan çıkarıldığı Büyükçekmece 3. Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklanarak cezaevine gönderildi.

4'ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ TALEP EDİLDİ

Savcılık hazırladığı iddianamede, Şinasi Gürkan'ın "Tasarlayarak öldürme" suçundan 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" ve "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma'  suçlarından 16 yıldan 23 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. İddianame kabul edildi, şüpheli önümüzdeki günlerde Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.DHA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem MHP'li Yücel Bulut'a duygulandıran miras! Büyük dedesinin 105 yıllık şehadet belgesine kavuştu

MHP'li Yücel Bulut'a duygulandıran miras! Büyük dedesinin 105 yıllık şehadet belgesine kavuştu

Kurtuluş Savaşı'nda şehit düşen Teğmen Aziz Bulut'un şehadet belgesi ve fotoğrafı, Milli Savunma Bakanlığı tarafından torunu MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut'a teslim edildi.

Kurtuluş Savaşı'nda şehit düşen Teğmen Aziz Bulut'un şehadet belgesi ve fotoğrafı, Milli Savunma Bakanlığı tarafından torunu MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut'a teslim edildi.

KAYNAK: AA

Büyük dedesine ilişkin aile içerisinde anlatılan kahramanlık hikayesini tesadüf eseri bir eserde gören Bulut, Milli Savunma Bakanlığına başvurdu.

Yapılan çalışmaların ardından Kurtuluş Savaşı'nda Afyonkarahisar'da Yunanlılara karşı Çiğdem Tepe'yi savunurken şehit düşen Teğmen Aziz Bulut'un MHP Tokat Milletvekili Bulut'un büyük dedesi olduğu ortaya çıktı.

Bakanlık tarafından şehit Teğmen Aziz Bulut'un şehadet belgesi ve fotoğrafı, torunu MHP Tokat Milletvekili Bulut'a teslim edildi.

Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'daki her ailede olduğu gibi kendi ailelerinde de Milli Mücadele ve harp tarihine ilişkin hatıraların olduğunu belirtti.

Tesadüf eseri bir eserde büyük dedesi Teğmen Aziz Bulut'un kahramanlığından bahsedildiğini gördüğünü belirten Bulut, Milli Savunma Bakanlığına başvurduğunu söyledi.

Milli Savunma Bakanlığının bu konuda çok titiz yürüttüğü bir arşiv çalışmasının olduğunu vurgulayan Bulut, "20 günlük çalışmanın neticesinde aile içerisinde kuşaktan kuşağa aktarılan bu hikayenin gerçek olduğu da çıktı. Davetleri üzerine MSB Arşiv Daire Başkanlığına gittim, çok kapsamlı bir araştırma yaptıklarını gördüm. Orada sadece şehit olan dedemize ilişkin değil, üst soyumuzdaki bütün dedelerimizin nerede ne şekilde askerlik görevini yaptıklarına ilişkin dokümanları da teslim ettiler. Böylece aile içerisinde kuşaktan kuşağa aktarılan, bir Milli Mücadele kahramanı olan merhum büyük dedemizle ilgili ailede hiç bulunmayan fotoğrafını da Milli Savunma Bakanlığı arşivinden temin etmiş olduk." diye konuştu.

Herkesin kendi ailesindeki bu hikayeleri mutlaka çıkartıp çocuklarını bu şuurla yetiştirmesinin önemine değinen Bulut, "Bize bıraktığı en büyük miras 105 yıl sonra ailem adına benim şahsıma teslim edilen bu şehadet belgesi ve almaya hak kazandığı İstiklal Madalyasıydı. Bunun haklı gururunu yaşıyoruz. Biz de onun bıraktığı mirası bizim neslimizden gelenlere anlatacağız." dedi.

"Kendisi, Milli Mücadele'de Çiğdem Tepe'yi savunan kumandandır"

Büyük dedesi Teğmen Aziz Bulut'un kahramanlığıyla ilgili 1967 yılında Milli Savunma Bakanlığı Arşiv ve Askeri Tarih Daire Başkanlığı (ATASE) yayınlarında bir makale kaleme alındığını ifade eden Bulut, 57. Tümen Komutanı Yarbay Şefik Aker'in yayınladığı anılarında da büyük dedesine yer verildiğini söyledi. Bulut, şöyle konuştu:

"Buradan yola çıkarak tespit ettik ki kendisi Milli Mücadele'de Çiğdem Tepe'yi savunan kumandandır. Kolundan yaralanmıştır. Kolundan yaralanmasına rağmen bir saat cepheyi tutmayı sürdürmüştür. Fakat bir şarapnel parçasıyla bu defa boğazından ağır bir şekilde yaralanmış, askerleri kendini kurtarmaya gelince kendisinin bırakılmasını ve oradaki bütün mühimmatın bir an önce cepheden çıkarılmasını, kendisinden ümidin kesilmesini ifade etmiştir.

Askerler ısrar edince de silahını kendi askerlerine doğrultmuş, cephaneliğin güvenli alana alınmasını istemiştir. Askerler karşı tepeye geçince buna şahitlik etmişler, bunu da anılarında anlatmışlar. Tek başına cephede ağır yaralı bir şekilde kalmış olmasına rağmen 5 Yunan askerini yattığı yerden vurmayı başarmıştır. Daha sonra tek başına tuttuğu Çiğdem Tepe cephesinde Yunan dipçikleriyle hunhar bir şekilde şehit edilmiştir ama mühimmatı da kurtarmayı başarmıştır."

Büyük dedesi Teğmen Aziz Bulutla ilgili ailesinin duyduğu gururu anlatan Bulut, "Özellikle yaşlılarımız büyük bir mutluluk duydu. Hele ki ilk defa bir fotoğrafını görüyor olmalarından dolayı hüzün ama aynı zamanda da gurur da yaşadılar. Bu, sadece bizim ailemize has bir gurur değil. Anadolu'da hangi kapıyı çalsanız mutlaka ama mutlaka vatan savunmasında bir cepheye koşmuş ve bir daha dönmemiş bir aile büyüğünün hikayesini görürsünüz. Anadolu'yu Anadolu yapan gerçek de budur." ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *