Gazetemiz Türkgün’e ilk günde Türk milletinin gösterdiği büyük teveccüh, bizi ziyadesi ile memnun etti. Türkiye’nin her yerinde bütün gazete bayilerinde yüksek bir ilgi gördük. Türkgün adeta kapışıldı. Gazetemizi sahiplenen, okuyan, okutan, tavsiye eden ve yapıcı eleştirileri ile bize katkıda bulunan herkese, emeği geçen çalışma arkadaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum. Çıtayı oldukça yükseğe koyduk. Hedefimiz, burada kalıcı olmak ve daha da üzerine çıkmaktır. Şimdi çok daha heyecanlı, çok daha iddialı, çok daha karalıyız.

DİRENMEK ZORUNDAYIZ

Ülkemizin devasa sorunları ve buna bağlı olarak yoğun bir gündemi var. Uluslararası alanda aleyhimize çok yoğun bir kara kampanya yürütülmekte ve nefesimiz kesilmek istenmektedir. Suriye’deki gelişmeler açık şekilde milli güvenliğimizi tehdit etmektedir. Türkiye her tarafından kuşatmaya alınmıştır ve çok boyutlu bir mücadele yapmak zorundadır. İçimizdeki ihanet dış destekli olarak ve çeşitlenerek yeni boyutlar kazanmaktadır. Bütün bunlara bir de ekonomik saldırılar eklenmiştir. Direnmek, bu kuşatmayı yarmak, bu mücadeleden zaferle çıkmak zorundayız.

KAYBEDİLECEK ZAMAN KALMADI

Bu zorunluluk siyasette yeni dengeler, yeni arayışlar da getirmiştir. Cumhur İttifakı’na ülkenin şartları şekil vermiştir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin asıl sebebi, bütün bu sıkıntıların aşılabilmesi için daha hızlı karar alabilen, daha etkili, daha yetkin bir yürütme organı oluşturmaktır. Yasama ve yargı için de benzer hassasiyetler gözetilmiştir. Yeni sistemin eksikleri vardır ve hızla giderilmesi gerekmektedir. Sosyal dokunun daha fazla zedelenmemesi, normalleştirilmenin bir an önce sağlanması ve milli birliğin her şeyin önüne geçmesi için kaybedilecek zaman kalmamıştır. Bütün bunları önceliğe almak ve buna göre hareket tarzı belirlemek her siyasi partinin görevidir. Ancak ne yazık ki, CHP ve yancıların da bu duyarlılığı göremediğimiz gibi, bir tekme de onlar vurmak için fırsat kollamakta, zemin oluşturmaya çalışmakta ve hatta ihanet güruhu ile işbirliğine kadar gidecek arayışlara girmektedirler.

AFFIN ÖNÜNDE ENGEL YOK

Türk milleti bütün gelişmeleri dikkatle ve ibretle izliyor. Zamanı gelince, kararını ona göre veriyor. Akıl ve vicdan sahibi herkes, ülke ve millet adına kimin ne yaptığının, kimin nerede durduğunun farkındadır. Af teklifi, bir sosyal soruna çare bulma arayışlarına bağlı olarak gündeme gelmiştir. Cezaevleri tıklım tıklımdır ve patlama noktasındadır.

Yeni hapishaneler açarak nereye varabiliriz? Böyle devam edemeyiz. Bir çıkış yolu bulmak şarttır. Sayın Bahçeli bütün bu gerçeklere dayalı olarak, bir sosyal barış ortamı oluşturabilmek için affı gündeme getirmiştir. Nitekim, bugüne kadar hiçbir siyasi parti böyle bir ihtiyacın olmadığını söyleyememiştir. Bu durumda yapılması gereken tek şey, mümkünse bütün siyasi partilerin katılımı ile bu yaraya neşter atmaktır. Hiç kimse meseleyi başka yerlere çekmeye ve sulandırmaya uğraşmasın. Af teklifi ile neyin kastedildiği son derece açık ve nettir. 5 yıllık şartlı ceza indirimi öngörülmektedir. Sınırları çok iyi belirlenmiştir. Kamu vicdanını yaralayacak, ülke bütünlüğüne zarar verecek her ihtimal düşünülmüş ve kapsam dışı bırakılmıştır. TBMM Başkanlığına sunulan teklif, sayın Cumhurbaşkanının endişelerini de gidermektedir. Eğer ön yargılardan kurtulmak ve samimi olarak işin özüne yoğunlaşmak mümkün olursa, af düzenlemesinin meclis açıldıktan kısa zaman sonra kanunlaşmasının önünde hiçbir engel yoktur.

İTTİFAK ÜLKENİN FAYDASINA

Biran önce karar verilmesi ve buna bağlı olarak gereğinin yapılması gereken diğer bir mesele de, yaklaşan mahalli seçimlerde ittifak olup olmayacağının, olursa nasıl şekilleneceğinin belirlenmesidir. Cumhur ittifakının bu seçimlerde de devam etmesi, hem ilgili partilerin, hem ülkenin faydasına olacaktır. Sayın Devlet Bahçeli, böyle bir ittifaka neden ihtiyaç duyulduğunu ve kapsamını, 4 temel esasa dayandırarak net biçimde ortaya koymuştur. Bu esaslar iki parti arasında başlayan görüşmelere de temel teşkil edecek ve işi kolaylaştıracaktır. Eğer, en başından itibaren bu ittifaktan rahatsız olanların özel gayretleri ve fitne çıkarma çabaları aşılabilirse, kısa zamanda bir orta yol bulunabilmesinin önünde hiçbir engel yoktur.