Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi skandal bir karara imza atarak, tutuklu bulunan terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliyesini istedi. Bu da yetmedi tazminat ve mahkeme masraflarının ödenmesine karar verdi. Bu vahim ve hiçbir şartta kabul edilemez karar, Türkiye üzerinde oynanan oyunlarda yeni bir aşamaya geçildiğinin habercisidir. Bütün yolları deniyor, her imkanı kullanıyorlar. Terör elbette en büyük malzemeleri. Her şart altında ellerinde tutuyor ve besliyorlar. Türkiye büyük bir mücadele vererek bu ihaneti durdurmaya çalışıyor. Güvenlik güçlerimiz bu katil güruhunu yok etmek için canlarını ortaya koyuyor. Tam bitirme noktasına kadar getiriyoruz, ama bir bakıyorsunuz yeniden başa dönmüşüz. Sebebi gayet açıktır. Bize dost gibi görünen, müttefik olduğumuz söyleyen kalleşlerin yardım ve desteği olmasa, ne PKK bu kadar uzun süreli olabilirdi, ne IŞID Türkiye’yi hedef alabilirdi, ne de FETÖ bu cesareti bulabilirdi. Birisi zayıflarsa diğerini devreye sokuyor, birisi geri çekilirse öbürü ile kahpeliği devam ettiriyorlar.

ŞEYTANİ PLANLAR

Türkiye üzerindeki kanlı hesaplarını sonuca ulaştırmak için tek malzemeleri terör değil. Ekonomiden sosyal düzene, dış politikadan günlük yaşama kadar her alanda şeytani planlar hazırlıyorlar. İçimizdeki hainlere darbe yaptıracak kadar ileri gittiler. Terörü azdırmadan ve FETÖ’nün darbe kahpeliğinden sonuç alamayınca, ekonomimizi çökertmek için seferber oldular. Döviz kuruyla oynayıp gırtlağımıza yapıştılar. Türk milleti büyük bir fedakarlıkla bu kalleşliğe de direndi. Tehlike henüz tam olarak geçmemiştir ve yine deneyeceklerdir. Dikkatli olmak, hazırlık yapmak ve direncimizi daha da arttırmak zorundayız.

KANLI SİCİL

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin terörün siyasi uzantısı Selahattin Demirtaş’la ilgili kararı, Türkiye’nin direncini kırmaya yönelik yeni bir saldırıdır. Kararın gerekçesi son derece sıradan ve kabul edilemezdir. Özgürlük güvenlik ve seçim hakkının ihlalini iddia eden bu kurum, bu terör destekçisinin sicilini ne diyor? Bu sicilin ne olduğu hakkındaki iddianamede ayrıntılı olarak yer alıyor. Terör örgütü PKK’nın siyasi alan merkezi sorumlusu olan Demirtaş’ın, örgüt elebaşlarından Sabri Ok’tan doğrudan talimat aldığı, Aynel Arap bahane edilerek PKK’lıların sokağa dökülmesi talimatı verdiği ve çıkan olaylarda 50 kişinin öldürüldüğü artık bir sır değildir. Demirtaş’ın HDP Genel Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden tutuklanmasına kadar, Meclis’teki tüm çalışmalarını, yurtdışı gezilerini, partinin düzenlediği tüm eylemleri PKK’nın emriyle yaptığı, PKK/ KCK’nın yöneticisi olduğu ve Kandilli teröristlerden aldığı talimatların yazışmaları Demirtaş’ın sicilini oluşturan diğer ayrıntılardır.

AVRUPA’DA İZİN VERİLİR Mİ?

AİHM kime ne anlatıyor? Her hangi bir Avrupa ülkesinde, böyle bir sicile sahip birinin, bırakın siyaset yapmasını tek bir gün dahi dışarıda gezmesine izin verilir mi? Dağdaki kalleşleri savunmak, yaptıkları katliamları haklı göstermek ne zaman özgürlük oldu? Bu terör örgütü uzantısının güvenliğinde nasıl bir sorun bulunmuş bilinmiyor. Ama onun desteklediklerinin, doğrudan talimat aldıklarının bu milletin ve ülkenin güvenliğine doğrudan saldırdığını bütün dünya görüyor. Seçim hakkı daha nasıl olsun? Milletvekili seçilip meclise girmediler mi? Cumhurbaşkanı adayı olup sandığa gitmediler mi?

TERTİP VE PROVOKASYON

Türkiye bir seçim arifesindedir. Bu seçimin sonucunu etkilemek için çok farklı planların devreye sokulacağı anlaşılmaktadır. Sayın Devlet Bahçeli, daha iki gün önce grupta yaptığı konuşmada çok önemli uyarılarda bulunmuştu. Ekonomideki sorunların siyasal tepki ve itiraza dönüştürülerek 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleriyle ilgili maksatlı ve marazi bir hazırlık yapıldığını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üstünde tehlikeli polemikler tetiklenip provokasyonlar tertiplendiğini söylemişti. AİHM kararı da bu tertip ve provokasyonlara dahildir. Nitekim zillet ittifakının mensupları hemen üzerine atlamış ve sahip çıkmışlardır.

HEPSİ SIRAYA GİRDİ

AİHM’in bu sıradan sebeplerle yapmak istediği şey gayet açıktır. Türkiye her alanda sıkıştırılmak isteniyor. AİHM’de sıraya girmiştir ve bu bizim için sürpriz değildir. FETÖ ve PKK yargılamalarında Türk mahkemeleri son derece titiz çalışıyor. Hiçbir boşluk bırakmıyor. Daha hızlı karar almak ve uygulamak gerektiğini anlıyoruz. AİHM’in sudan sebeplerle Türk mahkemelerinin kararını bozması, farklı kararlar vermesi asla kabul edilemez. Burada bir iyi niyet yoktur. Terörle mücadele bizim için hayati bir meseledir ve bunu hiç kimsenin sulandırmasına, engellemesine izin veremeyiz. En küçük bir taviz, gösterilecek bir zafiyet emsal teşkil edecektir. Diğer teröristler fırsat kollamaktadır. FETÖ unsurları da dahil olmak üzere, hepsi AHİM’in kapısında sıraya girecektir. Kararlı olmak ve bu oyunu da bozmak zorundayız.

Mail: [email protected]