Türkgün Astroloji Pembe Ay Ne Zaman Görülecek?

Pembe Ay Ne Zaman Görülecek?

Baharın müjdecisi olarak bilinen "Pembe Ay", 13 Nisan’da terazi burcunda gerçekleşecek. Ancak, bu dolunayın adı sadece renginden değil, doğadaki pembe çiçeklerin açmasıyla ilişkilendirilen bir gelenekten geliyor. Peki, Pembe Ay neden bu şekilde adlandırıldı ve ne zaman izlenebilir?

MUHABİR: Burcu Öner

Gökyüzü bir kez daha etkileyici bir doğa olayına sahne olmaya hazırlanıyor. Baharın gelişiyle birlikte ortaya çıkan ve "Pembe Ay" olarak bilinen dolunay, bu yıl da gökyüzünü aydınlatacak. Peki, bu özel dolunay ne zaman izlenebilecek ve neden "Pembe Ay" olarak adlandırılıyor? İşte detaylar...

Pembe Ay Ne Zaman Görülecek?

2025 yılının Nisan ayındaki dolunay, 13 Nisan Cumartesi günü saat 00.22’de Terazi burcunda gerçekleşecek. İlkbaharın ilk dolunayı olan bu gökyüzü olayı, aynı zamanda mevsimsel döngünün önemli işaretlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Pembe Ay Neden Bu İsmi Alıyor?

"Pembe Ay" ifadesi, Ay’ın renginden değil, mevsimsel bir sembolden geliyor. İngilizce'deki "Pink Moon" terimi, aslında Kuzey Amerika'da Nisan ayında açan pembe renkli "phlox" çiçeklerinden esinlenerek verilmiş geleneksel bir isimdir. Yani Ay, fiziksel olarak pembe görünmese de bu isim, doğanın uyanışını ve baharın gelişini simgeliyor.

Gökyüzü Tutkunlarına Tavsiye

Ay’ın en parlak ve göz alıcı halini izlemek isteyenler için 13 Nisan gecesi gökyüzüne bakmak unutulmaz bir deneyim olabilir. Özellikle ışık kirliliğinin az olduğu bölgelerden bakıldığında, Pembe Ay’ın görkemi çok daha net bir şekilde izlenebilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *