YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden bu yana 8 yıl geçti. Darbe girişimi başarılı olsaydı emin olun Türkiye ABD’nin bir eyaleti, çok kullanışlı bir taşeronu haline gelecekti ve bölgedeki hedeflerine daha rahat ulaşacaktı. ABD-15 Temmuz darbe girişim ilişkisini, ABD’nin başta teröristbaşı Fethullah Gülen olmak üzere, Türk yargısı tarafından suçu sabit görülen FETÖ terör örgütü üyelerini bünyesinde korumasından anlayabilirsiniz. Sözde stratejik ortağımız, müttefikimiz ama tüm terör örgütlerini Türkiye üzerindeki hesaplarda kullanıyor. FETÖ’yü korudukları gibi, PKK’nın silahlanmasını, eğitilmesini de bizzat ABD gerçekleştiriyor.
FETÖ’nün beli 15 Temmuz sonrası birçok alanda kırılmış da olsa yine de birçok alanda kripto olarak şeklinde devam etmektedir. FETÖ’nün bugüne kadar en çok beslendiği alan siyaset idi. Bu alanda varlıkları hala güçlü ve tüm siyasi partiler içinde FETÖ mensupları koza sarmalı misali beklemekte... “Hayır asla yok” diye iyimser yaklaşabilecek var mı? Maalesef yok. Siyasette “Senin FETÖ’cün kötü, benim FETÖ’cüm iyi” mantığının hakim olması işte bu kripto damarı güçlendirmektedir. Siyasi menfaat ve çıkar ilişkilerinin, ekipleşmenin olduğu yerde de bu ilişki ağı zaten çeşitli bahanelerle meşrulaşmaktadır.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “3 bin FETÖ'cü ömür boyu hapis yatacak” dediği bir terör yapılanmasının ülkenin her alanında zehirli sarmaşık gibi ilerlemesi de elbette büyük olmuştur. Küresel laboratuvarlarda üretilip yıllardır içimizde kanserli hücre gibi büyütülen FETÖ’nün, Türkiye’de gerçekleştirdiği eylemlere ve yol açtığı tahribatlara bakılınca, içimizde canlı duran kriptolara karşı gözümüzü dört açmalıyız.
FETÖ’nün en çok hedef aldığı, içeride ve dışarıda hala düşmanlıklarını sürdürdükleri MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Hala FETÖ’nün kripto damarının siyaset, bürokrasi, eğitim, ekonomi, medya ve diğer alanlarda dip dalga halinde faaliyet içinde olduğunu bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmadı.” sözleri bu dikkatlerimizi diri tutmaya yardımcı olmalıdır. Özellikle en başta milli güvenliğimizin teminatı olan TSK’da, Emniyette, MİT’te, yargıda tek kripto FETÖ’cü bırakılmamalıdır. Sonra diğer alanlardaki kripto FETÖ’cülerin hepsi deşifre edilmelidir.
Biliyorsunuz ABD’nin tek yumurta ikizi olarak beslediği PKK-FETÖ artık her konuda aynı propagandayı yapmakta... Eskiden ayrı kulvarda koşuyor gibi yapıyorlardı ama artık 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin meselelerine, bölgedeki gelişmelere ve özellikle de Cumhur ittifakına yönelik aynı kelime ve cümlelerle saldırmaktadır. Her iki terör örgütü Cumhur ittifakının dağılmasıyla hayat bulacağını bildiği için “Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir” misali aralıksız Cumhur ittifakını hedef almaktadır. Yurt dışından sosyal medya üzerinden yazan, konuşan tüm FETÖ’cülere bakın; PKK’nın sesi, soluğu olmuş durumdadır. Terör örgütü PKK’ya karşı yapılan büyük çaptaki sınır ötesi operasyonların 15 Temmuz sonrası başarılı bir şekilde başlaması ve devam etmesi aslında daha önce TSK’daki FETÖ ağırlıklı yapının kimin hesabına çalıştığını da göstermektedir.
Geçmişte yaşananları, gelecekte yaşanacakları hesap ederek, ABD’nin kullandığı bu iki maşanın kökünün kurutulması için her şey yapılmalıdır. 15 Temmuz bu şuuru diri tutmanın özel günüdür. 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum.