Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Cumhur İttifakı’nın seçim sürecinde aslında ne CHP’nin herhangi bir politikasıyla, ne de Kemal Kılıçdaroğlu’nun şaşkın, aciz politikalarıyla uğraşmasına gerek yok. Sadece CHP’li Büyükşehir Belediyelerinin çapsızlıkları, vizyonsuzlukları, Küçük Emrah filmindeki gibi ağlayışlarını sürekli gündemde tutsa bile seçimi açık ara kazanır.
Bir bakın bakalım seçimi kazandıkları günden bu yana İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de, Antalya’da ne yapmışlar?
Zaten Adana’nın, Antalya’nın, Mersin’in, İzmir’in içler acısı hâli ortada, İstanbul’daki Ekrem İmamoğlu ise daha birinci yılında İstanbul’un başına nasıl bir felaket olarak geldiğini tüm dünya göstermiştir. Artık ona CHP’liler bile sürekli vuruyor. Çünkü o kadar aciz bir durumda ki, hem hiçbir şey yapmıyor hem de çenesi hiç durmuyor. Hani bir atasözü var ya “Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider” (Sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez.) hâli aynı böyledir. 3 yılını lak lakla tamamladı. İstanbul’da bu pazar seçim olsa, onun artık muhtar azası bile seçilmesi zordur.
Bir de Ankara’da konuştukça batan, konuştukça nasıl bir çapsız olduğu ortaya çıkan Mansur Yavaş var… Hiç ortada görünmese, sürekli sussa sosyal medya algısıyla oluşturdukları “Cila çekilmiş Mansur Yavaş” hikâyesine herkes inanacak… Şimdi de suya zam-suya indirim tartışmalarında konuşarak kendini rezil ediyor.
CHP’den Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olduğunda hangi projeyi vadettiyse hiçbirini gerçekleştirmedi. Hatta vaat videolarını sosyal medya alanlarından bile sildirdi.
ABB’ye aday olduğunda neler diyordu, şimdi neler diyor?
2014 yılında “ASKİ bundan sonra sadece asli görevlerini yapacak. Asfalt gibi görev dışı maliyetleri karşılamayacak. Suyu ucuzlatmak mümkündür.” diyen, "Köylerde yaşayanların su ücretleri sembolik olarak 2 ya da 3 kuruşa indirilecek" diyen, 22 Şubat 2019'da, iş yerlerindeki su faturalarında indirim yapacaklarını savunarak, "Biz suyu Allah'ın nimeti olarak görüyoruz ve sudan para kazanılmayacağına inanıyoruz" diyen, "Su parasını tayin ederken, maliyet artı çok cüzi kârla vermeye devam edeceğiz. Musluktan içirebilecek hâle geleceğiz. Bugün yardım alan ailelere 100-120 lira su parası geliyorsa, şimdi bu 50 liraya düşecek" diyen Mansur Yavaş şimdi Ankara caddelerindeki billboardları “Zam yapamadık, AK Parti ve MHP bizi engelledi. Bizi batırmaya çalışıyorlar” afişleriyle donattı. Afişlere bir de Küçük Emrah’ın ağlama fotoğraflarını koysaydı tam olacaktı.
“Zam yapamadık, o yüzden ihtiyacı olanlara yaptığımız yardımları kesiyoruz” diyerek de resmen vatandaşı tehdit ve duygularını istismar etmiştir. Mesela yardım dediği de şöyle oluyordu. “99 öğrencinin” su faturasında indirim yapıyor ama bunu “99 milyon öğrenciye” yapmış gibi pazarlıyordu. İnanın bu manadaki yardımlarda Ankara’daki MHP’li Etimesgut, Polatlı, Gölbaşı Belediyelerinin yahut AK Partili belediyelerin yaptığı yardımların %10’u kadar yapmamıştır. Mansur Yavaş’ın “Zam yapamadım” diyerek kestiği yardımları, Cumhur İttifakı’nın belediyeleri karşılamaktadır.
Sosyal medyadan “Ankara’yı dünyanın bir numaralı şehri yaptı” diye pazarlıyorlar, Ankara’da yaşamayanlar da buna inanıyor. Oysa Ankara’da yaşayan biziz, üç yılı ağustos böceği gibi geçirdi. Yaptıkları da klasik belediye çalışmaları…
Mansur Yavaş’ı bol bol konuşturun, işte o zaman çapsızlıkları daha net görülüyor. Seçim öncesi “ABB’nin bütçesi her şeye yeter” diyordu, şimdi niye en büyük zamları kendi yapmaya çalışıyor? Mansur Yavaş, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın “Ankara’da eski MHP’liler vurgun düzeni kurdu” diye tarif ettiği, yeni CHP’lilerin, yeni İP’lilerin rant ve vurgun düzenini bitirirse bütçe her şeye yeter…