Türkgün Başyazı Atatürk, CHP’den kurtarılmalı!

Atatürk, CHP’den kurtarılmalı!

MUHABİR: Çiğdem Özkan

YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

 “Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az” demiş atalar. Özgür Özel gibi birine ne derseniz deyin faydasızdır. Çünkü o artık PKK’lıları kendi ailesinin bir parçası olarak gören CHP’nin genel başkanıdır. Özetle Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı yolun sadık yolcusudur.

CHP kongresinde “PKK’lı gençlerin ölüsüne de dirisine de sahip çıkacağız” ve "Bizim bir milletvekilimiz bir PKK'lının cenazesine katıldı diye linç edilebiliyor medyada. Seçmenimiz o bizim. Bize oy veren, güvenen insan. Evladını yitirmiş çatışmada. Bir bakıyorsunuz akşam havuz medyasında 'milletvekili PKK'lı terörist cenazesinde. Ben çok açık söyleyeyim; Halkımızın acısına sahip çıkmayan milletvekiliyle ilgili kusura bakmasınlar ben soruşturma açtırırım, parti disiplini gereği. Sen oy almışsın o insandan, hassasiyetine dikkat edeceksin arkadaşım. Cenazesine de gideceksin, taziyesine de.” diyerek açıkça askerlerimizin, polislerimizin, masum insanlarımızın PKK’lı katillerine sahip çıkan ayrıca terörist Demirtaş’a Hepimizin yerine yatan Selahattin Demirtaş'a selam olsun.” diyebilen Özgür Özel, o gün yapılan eleştirilere kulak astımı ki şimdi ondan bölücü Pervin Chakar’ın opera gösterisine katılıp onun elini öpmesine yönelik tepkilere aldırsın?

Zaten o da eleştirilerine “Hiç pişman değilim. Pervin Chakar'ı biliyordum ama hiç canlı dinlememiştim. Ben konsere gittim, pişman değilim. Dinledim, çok keyif aldım. Bir daha bir fırsat olursa yine dinlerim.” şeklinde cevap vermiş…

CHP’ye oy verenler bile büyük tepki gösterdi, bakın hele zerre bir yüz kızarması, pişmanlık var mı?

Gerçi Özgür Özel gibi birinden, “Ben, Pervin Chakar'ın Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye çalışan bir bölücü ve sözde kürdistancı olduğunu, onun Atatürk’le dalga geçtiğini bilmiyordum. Bilsem onun opera gösterisine gider miydim? O gösteri de PKK’lı Pervin Buldan ile aynı kareye girer miydim?” şeklinde bir cevap beklenemez tabi ki…

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, “CHP’nin yeni Genel Başkanı aslında siyasi birikim ve deneyim çerçevesinde pek ciddiye ve dikkate alınacak birisi değildir.” sözleriyle onun CHP’deki halini ve insanımızda oluşturduğu gözlemini zaten özetlemişti.

Yerel seçimlere kadar terör örgütü PKK’nın yeni kölesi HEDEP’e gülücük, terörist Demirtaş’a selam, Pervin Chakar’a öpücük gibi boş beleş faaliyetleriyle genel başkanlık koltuğunda oturur sonrada seçim hezimetini yaşar ve yerini emanetçisi olarak oturduğu Ekrem İmamoğlu’na bırakır. Zaten kendisi de “Yapılacak ilk genel seçimlerde iktidarı değiştirmeyi başarı, değiştirememeyi başarısızlık olarak görürüm” diyerek bunun farkında olduğunu biliyor.

PKK’lıları överek, sahip çıkarak, koruyarak, özgürlük isteyerek, yücelterek devam eden ve Atatürk’ün mirasına, fikirlerine, düşüncelerine sahip çıkmayan bu CHP’den millete ihanet dışında hiçbir katkı gelmeyeceğini artık dünya âlem biliyor. Yeni Anayasa değişikliği olursa “CHP’den PKK’lıları öven hiçbir yetkilinin Atatürk’ün ismini ağzına almamasına” dair bir madde konmalı ve bu maddeyi tanımayanlar cezalandırılmalıdır. Nasıl olur Özgür Özel?

Bu olursa belki aynı cümlede hem Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ü seviyor gibi yapıp hem de Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışan şerefsizlere aynı cümlede selam gönderemezsin?

CHP, Atatürk’ü gerçekten seven biriyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinden kurtarılamadı, o halde Atatürk’ü, CHP’nin elinden kurtarmak lazımdır. Ondan sonra gitsin bu PKKsever CHP’liler HEDEP ile ne halt yiyorsa yesin!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *