Sokak köpekleri gün geçtikçe daha çok gündem oluyor. Kontrolsüz halde sokaklarda gezen köpekler can almaya, insanlarımıza saldırarak yaralamaya devam ediyor. Bu konuda da ülkede bir kutuplaşma oldu. Marjinal bir grup “Köpekler ne yaparsa yapsın sokaklarda özgür dolaşacak” çığırtkanlığı yaparken, büyük bir çoğunlukta “Başıboş köpekler bir an önce sokaklardan toplansın” demekte... Bu konuda bir referandum yapılsın, bu marjinal grup ve mama fabrikaları dışında kalan halkın %98’i sokak köpeklerinin toplatılmasını isteyecektir.
Kimsenin sahiplendirilmiş, kontrol altındaki köpeklere yönelik bir tepkisi yok. İnsan canı ve bedeni üzerinde büyük tehlike haline gelen başıboş köpekler tepkilerin odağındadır. Gerçekten de bu başıboş köpekler meselesi bir an önce çözüme kavuşturulmayı bekliyor. Hükümet ve belediyeler bu konuda ortak bir çözümde buluşmalıdır. İnsan canından daha değerli ne olabilir ki? Önce insan hayatı, sokak köpekleri karşısında güven altına alınmalıdır. Dışardaki tehlikeden habersiz masum çocuklar parklarda rahat oyun oynayamıyorsa, insanlar rahat bir şekilde sokakta yürüyemiyorsa, yaşlı insanlar sabah namazı için rahat bir şekilde camiye gidemiyorsa bu artık toplumsal bir vakadır. Kaç çocuk ve yaşlı insan köpek saldırısından hayatını kaybetti. Kaç insan yaralandı ve vücudunda iz bırakan darbeler aldı. Köpek doğası gereği saldıran bir hayvandır. Hele ki eğitim almamışsa, kontrolsüz bir halde ise muhakkak saldırmaktadır. Başıboş köpekten ne bekliyorsunuz ki?
O yüzden marjinallerin “Kimse sokak köpeklerine dokunamaz” şeklindeki tepkisi oldukça gereksizdir. Bu başıboş köpekler için “Köpek ormanları” kurularak şehirden uzak bir ortam hazırlanmalıdır. Şehir içinde de sahiplenecek, kontrol altında tutacak kişiler varsa da onlara uyacağı kurallar sözleşmesi dahilinde teslim edilmelidir ve sahiplenen kişilerin kurallara uyup uymadığı denetlenmelidir.
Bu yönde köklü kararlar alınıp uygulanmazsa, bu tartışmalar artarak devam edecek ve köpek saldırısında hayatını kaybeden insanlara üzülmeyi çaresizce sürdüreceğiz.
“Başıboş köpekler her türlü özgürlüğü her yerde yaşasın” diyen kim varsa emin olun, insanlardan nefret eden, onların yaşadığı acılardan zevk alan kişilerdir. Aksi halde köpek saldırıları Türkiye’nin her yanında devam ederken, bu konudaki çözüm arayışlarına barikat kurmaya çalışırlar mı?
Bir de en çok nefret ettiğim konu, saldırganlık oranı ve ısırdığı yeri koparma gücü yüksek olan Pit Bull, Buldog gibi köpeklerin ağızlıksız halkın içerisinde dolaştırılmasıdır. O tür tehlikeleri köpekleri güvenlik önlemini almadan kim halkın içinde gezdiriyorsa emin olun iflah olmaz bir ruh hastasıdır. Bu tür köpeklerle ilgili her gün haberler izliyoruz. Ya bir yetişkini ya bir çocuğu ya bir kediyi ya da bir kediyi ısırmış ve ayırmaya hiç kimsenin gücü yetmiyor. Bu tür köpekleri bu şekilde gezdiren kim varsa en ağır cezalara muhatap edilmelidir.
Türkiye’nin bunca meselesi varken, tartışmaların odağında ülkenin enerjisi başıboş köpekler meselesi için boş yere harcatmamak lazımdır. Hayvanları sevelim, onları besleyelim ama asla insanların canını yakan alan özgürlüğüne fırsat vermeyelim. Hemen ve köklü çözümü sağduyulu herkes bekliyor.