YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Sezai Karakoç, "Geldik, çağı gördük ve ürperdik" diyordu. Kim bilir kaç yıl önce söylemişti bu sözleri… Günümüzde yaşadıklarımız, gördüklerimiz, duyduklarımız çoğalarak bizleri ürpertiyor. Ürperti sahnesinde ortaya çıkan son dehşet verici olay “Yenidoğan Çetesi” adı verilen para için bebek öldüren şebeke olmuştur. Bu insanlığını yitirmiş şebeke içinde hastane sahipleri, yöneticiler, başhekimler, doktorlar, hemşireler, bürokratlar var…
Haksız para kazanmak için rüşvet alanı, yolsuzluk yapanı, sahte fatura hazırlayanı, sahte bal üreteni, inşaat malzemesinden çalanı, şantaj-kumpas-tehdit üçgeni kuranı, lokanta yemeklerine hileli katkı malzemesi katanı bundan önce gördük. Bunlara benzer, daha neler gördük neler…
Hastanelerde yeni doğmuş bebekleri para için zevkle öldürenleri de ilk defa duyduk. “Yenidoğan Çetesi’nin” kurdukları para kazanma sistemiyle 10 bebeği öldürdüğü konuşuluyor şimdilik ama bu hastanelerde daha önce ölen tüm bebeklerin ve her kişinin akıbeti artık şüpheli hale gelmiştir. Yeni doğmuş bebeklere sahte hastalık üretip, günlerce onların sağlığını bozacak ilaçlar vererek ölüme götürenlere ve böylelikle fatura şişirenlere insan diyebilmek inanın mümkün değildir.
Tolstoy “Bozulduğu zaman insandan daha korkunç bir yaratık yoktur.” derken demek ki bu türleri kast ediyordu.
Sağlık dünyası tarafından benimsenen Hipokrat Yemini’nin bir bölümünde “Yeteneğim ve hâkimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim. İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim. Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım. Yeteneğim ve hâkimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim.” cümleleri yer alır, bir cümlesinde de “Bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan kaçınarak, sadece hastaya yardım için gireceğim.” geçmektedir.
Bebek öldürerek para kazanan “Yenidoğan Çetesi” içinde yer alan sağlık personeli Hipokrat Yemini değil, herhalde şeytan için “Bebekleri kurban eden” satanist yemini etti ya da “Öldürmek için bebek arıyoruz” diyen ruh hastası Siyonist askerlerden el aldılar.
“Yenidoğan Çetesi” olarak anılan kişilerden 22'si tutuklandı, 47 şüpheli hakkında da iddianame hazırlandı. Bu olay Türkiye gündemine yansıdığı günden itibaren şuursuz ve mantıksız bir şekilde “suçu siyasileştirme” çabası var. Soruşturmayı yürüten savcıyı tehdit eden tetikçi müptezelin sağdan-soldan birçok politikacı, yazar, sanatçı ile fotoğrafı çıktı. Herkes siyaseten ön almak için birbirini “Şununla pozu var/bununla pozu var” propagandasıyla fotoğraf üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Aynısını hastane sahipleri, yöneticileri üzerinden de yapmaya çalışıyorlar. Suçun-suçlunun siyasi kimliği olmaz. Para kazanmak için bebekleri öldürme çetesi içinde yer alan kim varsa hiçbirinin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Adaletin, hukukun, vicdanın gereği budur. Zaten insanlık erdemi olan kişiler, para kazanmak için böyle “bebek nefesi keserek” insanlık dışı suç işleyen iğrenç kişileri “Babasının oğlu” olsa dahi savunamaz. Suçu tespit edilen her çete üyesine en ağır cezalar verilerek toplumun vicdanı rahatlatılmalıdır. Gerçi bunları idam etsen, yakarak öldürsen bile vicdanlar rahatlamaz!
“Yenidoğan Çetesi’nin” hastanelerdeki bebek katliamında olduğu gibi, bu dünyada gerçekten ürperdiğimiz çok olaya şahit oluyoruz. Ama biz her şeye rağmen, bu çağın şartlarını değiştirme mücadelesi için doğacak bebeklere şairin ağzından davette bulunalım:
“Her taraf kış iken yaz olmak için
Bunca pislik varken öz olmak için
Dünyaya gelmeye değer bebeğim
Kavgaysa girmeye değer bebeğim”
