Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Türk siyasetinin kara mizahı Kemal Kılıçdaroğlu ne zaman ihanet politikaları yüzünden köşeye sıkışsa “Biz Kuva-i Milliyeci’yiz” nutukları atıyor. Ahmaklar dışında etkilediği var mı?
Mümkün değil…
Yeni CHP’nin tarihteki Kuvâ-yi Milliye’cilerle alakası yoktur. Daha ziyade Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Wilson Prensipleri Cemiyeti, Etnik-i Eterya Cemiyeti, Mavri Mira Cemiyeti (Kara Gün), Rum Pontus Cemiyeti, Kordos Cemiyeti, Hınçak (1887), Taşnak Sütyun (1840) Cemiyetleri, Ermeni İntikam Alayı gibi milli mücadele yıllarındaki zararlı, hain ve sürekli ihanet kovalayan zararlı cemiyetlerin günümüz versiyonudur.
Sırf Kemal Kılıçdaroğlu, Canan Kaftancıoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Ünal Çeviköz, Tunç Soyer gibi isimlerin CHP’deki eylem ve söylemlerine bakın bu oluşumların günümüz temsilcileri olduğunu anlarsınız.
Bunların temsil ettiği CHP, emperyalizmin maşası olan her terör örgütüne sahip çıkmakta, Ermenilerin, Rumların ülkemizde avukatlığını yapmakta, Türkiye’yi bölmek için Kürdistan’a yeşil ışık yakmakta, ABD mandasını iştahla kabul etmektedir. Milli olan ne varsa hepsine düşmanlık beslemektedirler.
“ABD yönetiminden Türkiye’ye demokrasi, özgürlük vurgusu yapmasını istiyoruz” derken, ABD’nin tonlarca silah yardımı yaptığı YPG-PYD gibi terör örgütüne sahip çıkarken Wilson Prensipleri Cemiyeti misyonlarını üstlendiklerini göstermişlerdir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun akıl hocası olan Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün Türkiye’nin desteğiyle Ermenistan’ın 32 yıl süren Karabağ işgaline son verilmesini “Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor” şeklinde değerlendirmesi ve Canan Kaftancıoğlu’nun sözde Ermeni Soykırımına sahip çıkması, onların iftira yürüyüşlerinde boy göstermesi bunların Hınçak- Taşnak Sütyun Cemiyetleri, Ermeni İntikam Alayı misyonlarıyla örtüşmüştür.
Geçtiğimiz günlerde de CHP’li Emekli Büyükelçi “Adalar Yunanistan’ındır” diyerek Etnik-i Eterya Cemiyeti, Mavri Mira Cemiyeti misyonlarıyla karşımıza çıkmışlardır.
Yunanistan çapına bakmadan Türkiye’yi tehdit ederken, bir TV kanalına katılan emekli Yunan donanması koramirali Egkolfopoulos “İstanbul’daki Boğaziçi köprüleri yok edilecek - 3 adet SCALP füzesi fırlatılacak” açıklamalarıyla Türk milletini güldürürken, İBB’nin başına bir felaket misali seçilen Ekrem İmamoğlu da “Kendimiz için ne istiyorsak, komşumuz için de aynısını isteyelim. Bugün burada olacağı gibi hep bir ağızdan barış ve kardeşlik türküleri söyleyelim. Sesimiz, savaş isteyenlerin seslerini bastırsın” açıklamasını yapıyor. Yunanistan’ın “Sırtımızı ABD’ye dayarız” düşüncesiyle yaptığı alçaklığa, sürekli Türkiye’yi tehdit etmesine ses etmiyor ama mesajını Türkiye’ye veriyor.
Seçimi kazandığında Yunan basını “İstanbul’u fetheden Yunanlı: Ekrem İmamoğlu” manşeti atıyorsa…
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Ekrem İmamoğlu için “İstanbul Belediye Başkanı” yerine “Konstantinopol Belediye Başkanı” diyorsa…
Ekrem İmamoğlu Pontus haritası önünde sırıtarak poz veriyorsa…
Ekrem İmamoğlu Yunanistan’a sık sık ziyarete gidiyor ve Yunan medyası onun için “Ekrem İmamoğlu atalarının toprağına geldi” diyorsa…
Elbette Ekrem İmamoğlu’nun kalbi Yunanistan için atacaktır.
CHP içinde Rum’a, Ermeni’ye sahip çıkma rekabeti vardır. Terör örgütü PKK’ya Rum, Ermeni hepsi sahip çıktığı için de “PKK’ya sahip çıkmak” ortak noktaları olmaktadır.
O yüzden “Biz Kuva-i Milliyeci’yiz” diyen Kılıçdaroğlu bu masalı külahımıza anlatsın.