Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Bir cemaatin yurdunda kalan ve bunalıma girerek intihar eden Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara olayından sonra muhalefet bu işin istismarına ve tribünlere oynama şovuna başladı.
Elbette Türkiye’deki her cemaatin ve tarikatın yurtları, okulları bizzat devlet tarafından kontrol edilmeli, disiplin ve gözetim altında tutulmalıdır. Cemaatler ve tarikatlar Türkiye’nin gerçeğidir.
Bazı cemaatlerin de bu ülkede hangi kötülük noktasına gelebileceğini FETÖ örneğinde gördük. O yüzden makul durumdaki cemaat ve tarikatlar konusunda “inanca saygı” konusunda hepsine mesafeli, seviyeli olunması ama FETÖ örneğinde olduğu gibi ölçüleri, sınırları aşan, kötülüğe meyilli olanlara karşı da dikkatin elden bırakılmaması lazımdır. Elbette kontrolsüz, karanlık dehlizlerde işlevi olan hiçbir cemaat ve tarikata çocuklarımızı kaptırmamalıyız. Ailesinin onayıyla cemaat yurduna teslim edilmiş Enes Kara isimli genci intihara götüren olayın güvenlik boyutu incelendiği gibi elbette sosyolojik olarak da mercek altına alınmalıdır.
Her olayı siyasi istismar, hükümete vurma malzemesi ve siyasi prim aracı gören muhalefet bu olay sonrası birbiriyle yarışma sırasına girmiştir.
En garabet açıklama da kanlı terör siciline bakmayan HDP’den “Enes’in katili, gençleri tarikat yurtlarına mahkûm eden AKP’dir” sözleriyle geldi. Küçük çocukları kaçırıp terörist olmaları için dağa çıkaran HDP’nin yüzsüzlüğüne bakar mısınız?
Anaların ve babaların HDP binaları önünde “Dağa kaçırdığınız çocuklarımızı geri getirin” feryatları yükselirken, bunların yaptıkları istismara ne ad verilir ki?
FETÖ’nün Türkiye’deki tüm unsurlarıyla desteklediği Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş’ın Enes Kara olayını siyasi ranta çevirme açıklamaları da gözden kaçmamıştır. Türkiye’de en fazla yurdu olan Süleymancı cemaatinde eğitim aldığına dair fotoğrafları ortaya çıkan Ekrem İmamoğlu’nun bu konudaki istismar açıklamaları da tam manidar oldu. Son seçimlerde Antalya ve bölgesinde Süleymancılar cemaatiyle sıkı-fıkı ilişki kurarak, cemaat önderlerinin “Oyunuzu CHP ve İyi Partiye vereceksiniz” talimatlarının kaymağını yiyen Meral Akşener’in bu konudaki istismar coşkusu da tam tiyatro kıvamındaydı. O yurtlarda eğitim alanların, o yurtlarda kalan gençlerin oyunu almak için kılıktan kılığa girenlerin samimiyetsiz “gençlik istismarından” başka bir şey değildir bu yaptıkları. Muhalefet ön planda Enes Kara olayını sadece iktidara vurabilmek için malzeme kullanırken, arka planda da bu tür cemaatlerle siyasi işbirliği yapmaktadır. Bunların her yanları ikiyüzlülük kokmaktadır.
HDP’nin dağa terörist yapmak için çocuk kaçırdığı yerde suspus olan CHP ve İP’in Enes Kara olayını istismarı iğrençlikten başka bir şey değildir. Enes Kara’nın giden canı da bunların umurunda olmaz. Enes Kara’nın intiharından hükümetin çıkaracağı ders varsa çıkarmalı ve önlemlerini almalıdır. Türk gençliği doğabilecek her türlü olumsuzluklara karşı devlet tarafından güvence altına alınmalıdır