YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Sicili bölücü eylem ve söylemlerle dolu olan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklandı. Yapışık ikizler CHP ve DEM, hakeminin Kandil olduğu “Kent Uzlaşısı” çerçevesinde seçtirdiği Ahmet Özer tutuklanınca doğal olarak teyakkuza geçti. Özgür Özel’in "Biz de kent uzlaşılarını sağlayabilecek adayların veya üzerinde kentin uzlaşabileceği adayların arayışı içindeyiz. Bu iki perspektif birbiriyle uyuşuyor." sahiplenmesiyle CHP-DEM arasında kurulan “Kent Uzlaşısı’nın” bir ürünü olarak seçilen Ahmet Özer’in sahipleri onu savunmak için yine “Esenyurt ittifakı” kurdu. Yerel seçimlerden önce “Kent Uzlaşısı yok” diye CHP’yi aklamaya çalışanlar, Esenyurt konusunda CHP-DEM arasındaki bu yapışık ikizliğin izahını bir zahmet yapsınlar! Dün, Esenyurt’ta düzenlenen mitingte CHP/DEM flamaları beraber dalgalanıyordu yine.
Yerel seçimlerde açıkladığı adayı “sağlık sorunları” bahanesiyle geri çekip, DEM’in istediği Ahmet Özer’i Esenyurt’a belediye başkan adayı yapan CHP gerçeği ortada iken kimse kimseye masal anlatmasın…
Sicilinde “Devlet kurmak Kürtlerin hakkı” bölücülüğü olan Ahmet Özer’e savcılıkta terör örgütü PKK ile iltisaklı 694 kişi ve terör örgütü yöneticilerinden Remzi KARTAL (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kere yaptığı telefon görüşmesi sorulunca “Hatırlamıyorum” demiş…
“O bir bilim insanı” diye savunulan Ahmet Özer’e “Bir bilim adamının bu kadar PKK’lı ile ne işi olur?” diye soramadıklarını geçtik, bir bilim adamı 700 kez telefonda ne konuştuğunu hatırlamıyorsa ondan bilim adamı olsa kaç yazar?
Hafızası zayıf, algısı kapalı biri bilim adamı olabilir mi?
Bilim insanı kısaca; bir olay ya da soruna doğru bir açıklama üretebilmek adına bilimsel araştırma basamakları ve uzmanlık bilgisini kullanarak sonuca ulaşmaya çalışan kişi olarak tarif ediliyorsa, PKK elebaşları ve 694 PKK ile görüşen Ahmet Özer bu diyaloglarda bir yönetici olarak terörün ve teröristlerin hangi bilimsel yönünü araştırmış acaba? Yoksa bu görüşmelerde teröristlerin fare gibi mağaralarda nasıl yaşadığını bilimsel yönden mi incelemişti? Yıllardır teknik takipte olduğu anlaşılan Ahmet Özer’in PKK’lılarla yaptığı görüşmelerin tapeleri elbette şu an devletin elindedir. Onlar yeri ve zamanı gelince hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de Ahmet Özer’in hafızasını geri getirmek için kullanılmalıdır. Bu kadar PKK’lıyla bilimin hangi dalında görüştüyse ortaya dökülmelidir.
”PKK sizi tükürüğüyle boğar” şeklindeki alçak sözüyle Türk devletini tehdit eden Van Belediye Başkanı Abdullah Zeydan ile görüşmesini “Seçimde Abdullah başkanı aradım, bana bir şey söyledi; 'Biz de burada seçime giriyoruz ama gözümüz kulağımız Esenyurt'ta' demişti. O gün o söz bana büyük bir sorumluluk yükledi." diye izah eden Ahmet Özer’in bu ilişkilerde nasıl bir sorumluluğu olabilir ki?
Sözde bilim adamı acaba Abdullah Zeydan’dan “PKK tükürüğü üretme” sorumluluğunu mu aldı?
Atatürk’ün miras bıraktığı CHP’nin sıfatını taşıyan bir belediye başkanının Türkiye Cumhuriyeti’nin ezeli ve ebedi düşmanı PKK’lılarla bu kadar içli-dışlı olmasının sebebini elbette işgal edilen ve dönüştürülen CHP’nin gidişatında bulabiliriz.
CHP/DEM terör örgütü PKK ile irtibat ve iltisaktan kurtulamazlarsa yaşadıkları hep tekrarın tekrarı olacaktır. Onlara Türk devletinin “terörle mücadelesine” katkı sağlama fırsatı verildi. CHP/DEM Türk milletinin huzurunda bu fırsata katkı sunmayı denesin…