Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
CHP’deki en radikal başörtüsü düşmanı olan Kemal Kılıçdaroğlu seçimler öncesi muhafazakâr seçmene şirin gözükmek ve Cumhurbaşkanı adayı olabilme yolunda kitle desteği almak için "Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız” diyerek başörtüsü konusunda kanun teklifi vereceğini söylemişti. AK Parti ve MHP iş birliğiyle 2008 yılında çözülmüş bir mesele üzerinden gündem yaratarak aslında bir nevi günah çıkarmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kılıçdaroğlu’nun bu tiyatrosunu anayasal değişiklik yapma çağrıyla bozmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde çağrısını “Anayasa değişikliği teklifimizle bu temel hak özgürlüğünü anayasal güvence altına alma teklifimizi getireceğiz. Hadi bakalım. Eğer samimiysen, dürüstsen gel anayasa değişikliğini yapalım ve bunu tamamen masadan kaldıralım” şeklinde yinelemişti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de “Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi şayet samimiyse, şayet mazilerindeki ayıplı sayfalardan nedamet duyuyorlarsa, buyursunlar, gündemdeki anayasa değişiklik teklifine destek versinler” çağrısında bulunmuştu.
Yaptığı başörtüsü çıkışıyla kendi partisi içinde de büyük tepki alan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla köşeye sıkışan Kemal Kılıçdaroğlu pes ederek “Erdoğan kim, anayasa, aile kim... Onunla ne aile konuşulur ne anayasa. Bu konu kapanmıştır” demek zorunda kalmıştır.
AK Parti ve MHP ile anayasa değişikliğine yanaşmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimlerle anayasa taslakları hazırladığını CHP Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun “Bu konu esasen 2018 Ocak ve Nisan ayında dört parti arasında yapılan anayasa çalışmasına ilişkin bir bilgidir. Doğrudur. CHP, HDP, SP ve İyi Parti uzmanlarıyla, yetkilileriyle bir ortak paydalar oluşturan bir anayasa raporu hazırlandı. Ama bu 2018 yılının başlarında yapılan bir çalışmaydı” cümlesiyle öğrenmiştik.
Daha geçtiğimiz günlerde teröristbaşı Öcalan’a özgürlük talebiyle milletvekili düzeyinde yürüyüşler düzenleyen HDP ile anayasa taslakları hazırlayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun derdinin Türk milletinin milli ve manevi değerler ekseni olmadığı çok açıktır.
Gönlünü ve beynini HDP’ye kaptırmış Kemal Kılıçdaroğlu’nun zihniyetinden de bu milletin milli ve manevi değerlerine katkı sağlaması mümkün değildir.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Anayasa değişikliği” çağrısı karşısında yenik düşmüş, âdeta eli kolu bağlanmıştır. Bu yüzden “konu kapanmıştır” dese de kendisine sürekli “HDP ile anayasa taslakları hazırlıyorsun da söz konusu AK Parti ve MHP’nin anayasa değişikliği çağrısı olunca mı rahatsız oluyorsun?” diye sormak gerekiyor. HDP sevdasından vazgeçeceğinden değil de, en azından Türk milletinin CHP’nin ihanet ilişkilerini bilmesine katkı sağlar diye bu sorunun üzerine gidiyoruz.
Tuhaf bir ziyaret gerçekleştirdiği Amerika’nın caddelerinde, sokaklarında, koridorlarında video çekmeye devam eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına uluslararası güçler ya “Konu kapanmıştır” ya da “Yolun açıldı” diyecekler… Her hâliyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok büyük kıvranma yaşadığı ortadadır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonuç alamayacak aday olduğu her hâliyle ortadadır ama çıktığı bu yoldan dönüşü de mümkün değildir. Üst akıl konumundaki Abdullah Gül’ün adaylığını kabul etme dışında hiçbir başka isme onay vermeyeceği muhakkaktır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek seçeneği budur. Bu seçenek de kendi bitişi olacaktır. Ama adı Cumhurbaşkanı adaylığı için geçen çapsız iki CHP’li Belediye Başkanını kabul etmesi de mümkün değildir.
6+HDP masasında şu an en büyük sınavı veren ve ecel terleri döken Kılıçdaroğlu’nun akıbeti ne olacak merakla bekliyoruz.
Başörtüsü konusunda pes etti, bakalım yeni numarası ne olacak?
Kimsenin randevu vermediği, şaşkın avare gibi dolaştığı ABD ziyaretinden dönünce ne yapacağını göreceğiz. ABD ziyaretinde 8 saatlik kimseye haber vermeden kaybolduğuna dair tartışmalar var. Belki o kayboluş Kemal Kılıçdaroğlu’nun varoluş hikâyesi olacaktır.