Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
CHP ve ittifak kuyruklarının kendi HD(P)KK ilişkilerini meşrulaştırmak için “Yasal, meşru parti” tanımında bulundukları HDP, teröristbaşı Öcalan’ın "9 Ekim 1998 tarihinde Suriye'den çıkmak zorunda kalmamızla birlikte başlayan ve yakalatılmak suretiyle 16 Şubat 1999 tarihinde Türkiye'ye teslim edilmemle noktalanan, gerçekten de tarihin gördüğü en kapsamlı operasyon yaşanmıştır" şeklinde tarif ettiği yakalanma sürecini protesto etmek için Türkiye’nin birçok ilinde gösteriler yaptı.
Bunu da “Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun 24’üncü yıldönümünde “Özgürlüğe Yürüyoruz” propagandasıyla yaptılar. İşte bunu yapan sözde parti, CHP ve kuyrukları tarafından yasal ve meşru görülmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu HDP ile ilgili geçtiğimiz ay ne diyordu?
“HDP ile görüşüyoruz çünkü tarihin bize yüklediği bir misyon var.”
HDP’nin misyonunun İmralı ve Kandil’e uşaklık yapmak olduğu biliniyor da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tarihi misyonu ne onu tam anlamadık…
HDP Türkiye’nin birçok yerinde milletvekilleri düzeyinde teröristbaşı Öcalan’a özgürlük talebiyle yürüdü. Hele teröristbaşı Öcalan’ın mağara yaratığı bir yeğeni var. Teröristbaşı Öcalan için yaptıkları protesto gösterisinde kendilerine engel olan polisleri tehdit edip “Bu teşkilatın da yapılandırmasında rol oynayacağız" açıklamasını yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu tarihi misyonu(!) çerçevesinde bu HD(P)KK’lılara nasıl sözler ve güven veriyorsa, mağara yaratığı Emniyet teşkilatını yeniden yapılandırmaktan bahsediyor.
HDP’nin sözde milletvekilleri teröristbaşı Öcalan’a özgürlük için yürüdü. Ne Kılıçdaroğlu, ne Davutoğlu, ne Karamollaoğlu, ne Babacan, ne Uysal, ne Akşener zerre tepki göstermedi yahut gösteremedi.
Tepki göstermedikleri gibi teröristbaşı Öcalan’a özgürlük için yürürken, bacağı vücudundan özgürlüğünü ilan ederek kırılan HDP milletvekiline sahip çıktılar.
CHP’nin Kürtçü vekillerinden Mehmet Bekaroğlu teröristbaşı için yürüme alçaklığına tepki yerine, bacağı kırılan HDP’li vekile “Bu saldırı hiç bir gerekçe ile meşrulaştırılamaz. Birliğimize, bütünlüğümüze, toplumsal barışa, TBMM ve demokrasiye yapılan bu saldırıyı reddediyoruz, kınıyoruz” sözleriyle sahip çıkmıştır.
Çünkü HDP hepsi için siyasi sigorta olarak görülmektedir. HDP’siz siyasi denklem kuramadıkları için, HDP’nin her türlü teröre yardım ve yataklığına susmayı tercih ediyorlar.
“HDP küserse ne yaparız?” korkusuyla her olayda üç maymun halini alıyorlar.
Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası görülen HDP, binlerce delil yanına “Teröristbaşı Öcalan’a özgürlük” için yürüyerek bir delil daha bırakmıştır. Zırh oluşturmak için “HDP meşru ve yasal parti” diyen her alçağa, yasal ve meşru prosedür ile kurulmasının suç özgürlüğü yaratmadığını, teröre yardım ve yataklığa fırsat tanımadığını nasıl anlatmak gerekiyor acaba?
Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi kapatmamak için ortaya sunacağı hiçbir bahane yoktur. HDP siyasi parti süsü verilmiş, terör örgütü PKK’nın, PYD’nin, YPG’nin ve diğer uzantılarının hizmetkârı bir terör yapısıdır.
Anayasa Mahkemesi bu saatten sonra HDP’yi kapatmaz ve ona terör örgütüne yardım ve yataklık alanı açmaya devam ederse alsın Pervin Buldan’ı, Ömer Öcalan’ı kendi başına Anayasa Mahkemesi Başkanı yapsın. Zaten o saatten sonra böyle bir mahkemenin hiçbir önemi kalmayacaktır. Anayasa Mahkemesi Türkiye Cumhuriyetini korumayacaksa niye var ki?
Gerçi HDP kapatılırsa yerine CHP var… CHP kapatılırsa diğer kuyrukları var.
