Türkgün Başyazı İhanet ve isyan için kim özür dileyecek?

İhanet ve isyan için kim özür dileyecek?

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Bugün din maskesi takmış vatan haini Şeyh Said’i, Seyit Rıza’yı nasıl savunanlar varsa, yarınlarda da teröristbaşı Fethullah Gülen’i “Allah dostunu ABD’ye sürgüne gönderdiler, vatan topraklarına hasret öldü” diyerek savunacak kansızlar elbette çıkacaktır. Atalarımız boşuna dememiş: “Bitli baklanın kör alıcısı olur.” 

Tarihte kimini İngilizler, kimini ABD kullandı; yarınlarda da Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için yine din maskeli hainler bulacakları aşikârdır.

Şeyh Said ismi sık sık gündeme geliyor. Son günlerde ise HÜDAPAR’ın “Şeyh Sait’ten özür dilensin” açıklamasıyla bu konu yeniden tartışmaya açıldı. Mahkeme tutanaklarına göre, “Güya dini ve şer’i gerekçelerle, fakat her halükârda bağımsız bir Kürdistan hükümeti kurmak amacıyla Cumhuriyet hükümetine karşı fiilen ve silahlı olarak ayaklandıkları” için Şeyh Said ve çetesi idamla cezalandırılmıştı. Devlete karşı ayaklanıp askerlerimizi şehit ettikleri için mi bunlardan özür dilenecek?

İstiklal Mahkemesi’nde kendisine, “Yunan ordusu İslamiyet’in merkezini ayaklar altına almışken cihadın farzlarını neden yerine getirmediniz?” diye sorulduğunda, “O zaman fakirdik, perişandık, vaktimiz yoktu,” cevabını veren Şeyh Said’in, Haçlı ordularına karşı vakit bulamayıp tarih boyunca İslam’ın kılıcı olmuş Türk ordusuna karşı dört bin kişilik çeteyi organize etmesi, hainliğinin en büyük kanıtıdır.

Şeyh Said’in damadı Melekanlı Şeyh Abdullah’ın son sözleri şöyleydi: “Biz bu hainlere uyduk, başkası uymasın.”

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, geçmişte terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG için, “Aslında Türkiye orada YPG ile PKK ile savaşmıyor. Çünkü onlar Amerika’nın kara gücü, Amerika’nın askerleri. Öyle ya, Amerika onları eğitti, silah verdi, istikamet gösterdi, hedef belirtti, ‘Git vur,’ dedi ve onlar da gidip vurdu. Öyleyse adlarının başka bir şey olması, Coni olmaması bir şeyi değiştirmez,” diyerek emperyalizme karşı Türkiye’den yana tavır almış biriyken, devlete isyan ettiği için PKK tarafından sembolleştirilen Şeyh Said’ten özür dilenmesini istiyor olması kendisini onların safına düşürmüştür.

Ateizm temelinde kurulmuş terör örgütü PKK da İslamcı kimliğiyle bilinen HÜDAPAR da Şeyh Said’e sahip çıkıyorsa, burada meselenin dinle bir ilgisi olmadığı açıkça ortaya çıkıyor. Şeyh Said’in kendi damadının bile “Biz bu hainlere uyduk, başkası uymasın,” dediği bir idam olayında, hain PKK’nın ona uyması bir yana, mitinglerini Türk bayrağı altında gerçekleştiren ve PKK ile kanlı mücadeleler vermiş HÜDAPAR’ın bu haine neden uyduğu anlaşılır gibi değil.

“Türk devleti Şeyh Sait’ten özür dilesin,” deniyorsa, o özür ancak onu tekrar tekrar idam sehpasında sallandırmadığı için olabilir. Türk devleti, o tarihlerde Hz. Ali’nin “Her şeyi affedin ama vatana ihanet edeni asla affetmeyin,” sözüne uygun olarak Şeyh Said’e hak ettiğini vermiştir.

Cumhur İttifakı “Terörsüz Türkiye” için her cephede mücadele verirken, hiç kimse Şeyh Said gibi vatan hainlerini sembolleştirmemelidir. Biz bugüne kadar HÜDAPAR’ın doğrusuna doğru, yanlışına yanlış dedik. HÜDAPAR’ın Diyarbakır’da düzenlediği “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”ndaki birçok söylem yanlıştı. Kimden gelirse gelsin, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı geliştirilecek her düşmanca eylem ve söylem ayaklarımızın altındadır.

 

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 1 ay önce
🤘❤🇹🇷
BEĞENME
0
CEVAPLA
Türkgün Gündem Mahkemede yürek yakan soru: Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?

Mahkemede yürek yakan soru: Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?

Kırıkkale'de bir arazi kavgası sonucunda dede, oğlu ve torunu hayatını kaybederken, sanık kardeşler hakim karşısına çıktı. İddianamede müebbet hapis cezası istenirken, duruşma ertelendi.

Kırıkkale'de bir arazi kavgası sonucunda dede, oğlu ve torunu hayatını kaybederken, sanık kardeşler hakim karşısına çıktı. İddianamede müebbet hapis cezası istenirken, duruşma ertelendi.

KAYNAK: İHA

Kırıkkale'de çıkan arazi kavgasında dede, oğul ve torunun silahla vurularak hayatını kaybettiği olayla ilgili yargılanan 2 sanık kardeş hakim karşısına çıktı. Müşteki avukatın sanığa yönelttiği, "Torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun? Öldürdüğün İbrahim'e neden tekrar ateş ettin" sorusu dikkat çekti.
 

Olay, 6 Ağustos 2024 tarihinde Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesine bağlı Deredüzü köyünde meydana geldi. Araziye yapılacak çeşmenin su hattı kazısı sırasında başlayan tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü. Erhan Çiftçi (46) ve kardeşi Kadir Çiftçi (40) ile karşı taraf arasında çıkan çatışmada, Satılmış (69), oğlu İbrahim (54) ve torunu Satılmış Cesur (17) hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan kardeşler tutuklanırken, enişteleri K.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
 

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu yargılanan sanıklar Erhan Çiftçi ve Kadir Çiftçi hakkında "fikir ve eylem birliği içerisinde kasten öldürme" ve "çocuğa karşı işlenmesi nedeniyle nitelikli adam öldürme" suçlarından 2 kez müebbet ve 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tutuksuz yargılanan sanık K.A. hakkında ise "suç delillerini yok etme ve gizleme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık kardeşler ile tutuksuz sanık K.A, müştekiler, taraf avukatları ve maktul yakınları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık Erhan Çiftçi, "Karşı taraf bize ateş etti. Kendimi korumak için tüfek ve tabancayla karşılık verdim. O gün sağlıklı düşünemedim. Mecburiyetten ateş ettim, yoksa beni öldüreceklerdi" dedi.
 

"İbrahim Cesur'a neden tekrar ateş ettin?"

Mahkeme başkanının, aracında neden silah bulundurduğu sorusuna ise, "Köyde domuzlar için silah taşıyoruz, silahlar hep arabamda olur" cevabını verdi.
Müşteki avukatlarından Uğur Yıldırım, sanık Erhan Çiftçi'ye, "Yerden silahı aldığını söyledin, peki torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun, yerde yatan İbrahim Cesur'a neden tekrar ateş ettin?" sorusunu yöneltti. Sanık ise, "Yerden silahı aldım ama dedeyi neden vurduğumla ilgili beyan vermek istemiyorum. İbrahim için yapılan suçlamayı da reddediyorum" şeklinde yanıt verdi.
 

Sanıklardan Kadir Çiftçi ise önceki ifadelerinin aksine olay yerinde olduğunu kabul ederek, "Satılmış bizi tehdit etti, sonra babası ve oğlu ile birlikte geldi. Arabayı siper edip bize ateş açtılar. Karşılıklı çatıştık" diye konuştu.
Tutuksuz sanık K.A. ise suçlamaları reddederek beraatını talep etti.
 

Olayın görgü tanıklarından M.T., "Tarlada çalışırken Satılmış Cesur eşekle geldi, ardından beyaz bir araçtan Erhan ve Kadir indi. Erhan tabanca, Kadir tüfekle ateş etti. İbrahim'in yere düştüğünü gördüm. Erhan beni arayıp Kadir'in suçsuz olduğunu, cinayeti kendisinin işlediğini söyleyerek öyle ifade vermemi istedi" dedi.
Duruşmada SEGBİS ile bağlanan Erhan Çiftçi'nin oğlu A.Ç. ise, "Babam bana tabancayı gömmemi söyledi, ben de eniştemin bahçesine gömdüm" ifadesini verdi.
Mahkeme heyeti, 2 sanığın tutukluluğunun devamına, olay yerinde 15 Mayıs'ta keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 26 Mayıs 2025 tarihine erteledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *