Tahran’da gerçekleşen İran, Rusya ve Türkiye zirvesinden bir gün sonra Irak’taki saldırı olayı, birilerinin Türkiye’nin terörle mücadele kararlılığını uluslararası arenada zora sokmak ve operasyonları engellemek için tezgâhlandığını göstermektedir.
Irak’ın Dohuk vilayetinin Zaho ilçesinde bir dere kenarına (20 Temmuz) gerçekleştirilen saldırıda, ilk belirlemelere göre 8 kişinin hayatını kaybettiği; 23 kişinin ise yaralandığı haberiyle birlikte, bazı çevreler Türkiye’yi suçlayan kara propagandaya başladı.
“Türk ordusu sivilleri vurdu, çocukları öldürdü” propagandalarıyla Irak’ta harekete geçirilen Türkiye düşmanlığı, gerçeklere bakılmadan hâlen devam ettirilmektedir.
Türkiye’nin sivillere zarar vermesi mümkün değilken, Irak merkezi hükümeti, çapulcu Barzani zihniyeti, HDP, PKK, FETÖ ve ABD Türkiye’yi suçlamaktadır. Bir başka ilginçlik ise İran’ın Irak’taki Türkiye aleyhtarlığını körükleyen gösterileri organize etmesi ve kışkırtmasıdır.
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, terör örgütü PKK’nın diliyle “Türkiye’nin Duhok’ta düzenlediği bombardımanı kınıyoruz. Bombardıman, ülkenin egemenliğinin bir ihlali olup Irak’ın milli güvenliğine bir tehdit teşkil etmektedir ve uluslararası hukuka aykırı bu tür eylemler kesinlikle kabul edilemez.” şeklinde suçlamada bulunmaktadır. Aynı zamanda on binlerce masum insanın katili olan terör örgütü PKK bile “Hiç kimse Türk devletinin bu bilinçli katliamcılığının üstünü örtmeye çalışmamalı, olayı perdelememelidir. Çünkü Türk devletinin gerçekleştirdiği ilk katliam değildir.” açıklamasını yapmıştır.
Türk devleti, Suriye’deki terör örgütü PKK’ya yönelik büyük bir operasyon hazırlığı yaparken, sivillere yönelik bu saldırının PKK tarafından yapıldığını çok net belli etmektedir. On binlerce sivili öldürmüş PKK’nın, sivil ölümler için basın açıklaması yapmasının bir mantığı var mıdır?
Belli ki, Irak ve Suriye’deki PKK’yı rahatlatmayı hedefleyen ve Türkiye’yi töhmet altında bırakacak kanlı tezgâh onların işi…
Amaçları ise “sivilleri, çocukları öldürüyor” algısıyla Batı desteğini alarak Türkiye’nin operasyonlarını engelletmek yahut yavaşlatmak…
Irak merkezi hükümeti, Türk askerlerinin bir an önce Irak topraklarından çıkması çağrısında bulunuyor. Türkiye terör örgütü PKK’ya karşı haklı mücadelesini verirken, PKK’ya böyle bir çağrıyı yapmayan Iraklı yöneticiler niçin Türkiye’ye bu çağrıyı yapmaktadır?
Türk Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada “Masum insanları hedef alan ve terör örgütü kaynaklı olduğu değerlendirilen bu gibi saldırılarla ülkemizin terörle mücadeledeki haklı ve kararlı tutumunun hedef alındığı kıymetlendirilmektedir.
Türkiye gerçeğin açığa çıkması noktasında her türlü adımı atmaya hazırdır.
Irak hükümeti yetkililerini hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz.” ifadelerine yer vererek bu kanlı saldırının bir tezgâh olduğunu kalın çizgilerle ifade etmiştir.
PKK, HDP, Barzani, Irak, ABD, İran ve Türkiye’de bulunan bunların uzantıları Türkiye’yi suçlamak için birbiriyle yarışıyor.
Türkiye’ye atarlanmaya çalışan Irak merkezi hükümeti, madem topraklarına kimin girip çıktığını çok dert ediniyor; o hâlde terör örgütü PKK’nın Kandil’deki terör yaşamına neden son vermiyor?
Her yerde mazlumlara uzanan el ve gönül olan Türk ordusunun sivil öldüreceğini düşünmek ahmaklıkla birlikte büyük bir iftiradır. Masum ve sivil öldürmek ABD’nin, PKK’nın ustalık hikâyesidir.
Özellikle Irak merkezi hükümeti, laga luga yapmayı bırakıp Türk Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamadaki “Elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapma” davetine icabet etmeli ve Türkiye düşmanlığını kışkırtma küstahlığını bırakmalıdır.