Türkgün Başyazı Kıbrıs’ta bize kardeşini söylesene!

Kıbrıs’ta bize kardeşini söylesene!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Özgür Özel kimdir?

Türkiye’yi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde “işgalci” ve “sömürgeci” olarak gören; destekçileri “İşgalci Türkiye Kıbrıs’tan defol”, “İrademize uzanan üst-elleri kıralım” ve “İşgale, istilaya geçit vermeyeceğiz” gibi pankartlar taşıyan KKTC’deki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) için, “CTP bizim kardeş partimizdir” diyen kişidir.

Yani tam anlamıyla, “Bana kardeşini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” durumu…

Kardeş partisi CTP olan Özgür Özel, dün çıkıp gözleri dolu dolu “Kıbrıs edebiyatı” yapıyor. Rol keserken kurduğu şu cümlelerle kamuoyunun hafızasını yok saymaya çalışıyor:

“Tam olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam olarak dış politikasının paspas edildiği, Kıbrıs davamızın paspas edildiği beceriksiz bir dış politika.”

Ancak unutmamak gerekir ki; gerçekler öyle kolay silinmez, hafızalar öyle çabuk unutmaz.

Kaldı ki, eğer KKTC aleyhine bir takım gelişmeler yaşanacak olursa, buna en çok sevinmesi gereken; Türk ordusunun adadan çekilmesini, Kıbrıslı Türklerin Rumlarla birleşmesini gönülden isteyen ve Kıbrıs Rum AKEL Partisi’ni “yoldaş” olarak gören CTP için “CTP bizim kardeş partimizdir” diyen Özgür Özel olmalıdır.

Türk dünyasından bazı devletlerin Güney Kıbrıs’ı tanımaları elbette izaha muhtaçtır. Fakat bunun istismarını yapacak olan, Türkiye’yi KKTC’de işgalci gören zihniyeti “kardeş” gören Özgür Özel’in haddi de hakkı da değildir.

Özgür Özel, sen MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin şu sözlerle tarif ettiği kişi değil misin?:

“CHP Genel Başkanı’nın, Kıbrıs sorununun çözümünü vatan toprağından pay vermekle mümkün olacağını söyleyen eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı ziyaret etmesi; akıl tutulması olduğu kadar, 50’nci yıl kutlamalarına gölge düşüren bir aymazlıktır.”

Türk ordusunun Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye karşı yürüttüğü mücadeleyi, “Barış Pınarı desek de akan su değil, kandır” sözleriyle karalayan...

“Türkiye’yle ana vatan–yavru vatan ilişkisi bitmeli”, “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır siyaseti 1950’lerin sloganıdır” diyen...

Ve KKTC’nin Türkiye tarafından "yutulacağına" dair kaygılarını İngiliz medyasına aktaran eski KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya büyük bir yakınlık duyan Özgür Özel’in safı ve tarafı açıkça bellidir. Hal böyleyken, şimdi çıkıp Kıbrıs üzerine nutuk atması trajikomikten öte bir ikiyüzlülük örneğidir.

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse MHP Lideri Devlet Bahçeli, KKTC seçimlerinde Ersin Tatar gibi Türk milliyetçisi birini destekleyerek KKTC Türklüğünün yanında durmuştur. Ancak, Mustafa Akıncı gibi komünist, devrimci artığı bir vatansızı destekleyen CHP’nin KKTC konusundaki tutumunu bilmesi ve susması gerekmektedir.

Dahası, Azerbaycan-Ermenistan savaşı sırasında Karabağ’ın 30 yıl süren Ermeni işgalinden kurtarılmasına ilişkin olarak, “Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapılıyor ve cihatçı gruplar gönderiliyor” şeklinde yorumlar yapan CHP zihniyetinin, Türk Dünyası üzerinden ahkâm kesmeye kalkması tam anlamıyla akıl tutulmasıdır.

KKTC’nin hakları korunacaksa bunu sağlayacak olan yegâne güç Cumhur İttifakı’dır. “Türkiye KKTC’de işgalcidir” diyenlerle kol kola girip kardeşlik türküleri söyleyen CHP’ye bir tercih sunulsaydı, emin olun Rumlar’dan yana tavır alırdı.

İngilizlere, “Bizim sahip çıkmadığınız için terkedilmişlik duygusu yaşıyoruz” diyen Özgür Özel ne dersin? Öyle yapmaz mısınız?

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *