YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”
Bugün, sadece çocukların eğlendiği ve eğlendirileceği gün olarak görülecek sıradan bir gün değil. Anlamı ve tarihi çok büyük…
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi' nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir. İşte bu yüzden çok büyük bir gündür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, egemenliğin garantisi olarak bugün yetiştireceğimiz Türk çocuklarını gördüğü için 23 Nisan 1924'te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir.
Atatürk’ün 23 Nisan’ı çocukların tertemiz sevinci ve coşkusuna milli şuur aşılanacağı gün olarak görmesi ondaki büyük bir vizyonun eseridir. Çünkü TBMM’nin açılışını ve milli egemenlik ilanını, 23 Nisan çocuk bayramına bağlaması geniş düşünülen ve tarihsel bir karardır.
Bugün, Türk çocuğuna, Atatürk’ün “ Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” dediği gibi ecdadını tanıtma, büyük işler yapmayı aşılama günüdür.
Ekonomide, sanatta, kültürde, sporda, teknolojide, tarımda, sağlıkta velhasıl her alanda en başarılı beyinler yetiştirerek, milli egemenliği zırh içinde tutacak nesiller yetiştirme azmini gösterme günüdür.
Türk çocuğuna, Türk milletinin dostunu-düşmanını tanıtma günüdür.
Elbette tüm bunlar, bir güne has bir durum değildir. 23 Nisan bu manada sembolize edilmiş bir gündür. Asıl amaç her günün 23 Nisan görülmesini sağlamak, o ruhu yaşatmaktadır.
Atatürk’ün “Hakimiyet bilâ kayd-u şart Milletindir” (Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir) ifadesinde anlamını bulan milletin egemenliğini kıyamete kadar koruyacak olan, bugün milli şuurla yetiştireceğimiz Türk çocuklarıdır. Egemenliğin, bağımsızlığın ne kadar önemli olduğunu bölgemizdeki Irak, Suriye, Afganistan, Filistin gibi ülkelerin içine düştüğü işgal, kaos, zulümden herkesin çok net anladığını düşünüyorum. Atatürk o yüzden yıllar önce Türk gençlerini “İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır” diye uyarmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen o bedhahlar bir saniye boş durmamaktadır. Ahmak olanlar “Bizim beka problemimiz yok” dese de tüm yaşananlar gösteriyor ki, etrafımızda ve içimizde çok planlı bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, bölmek, parçalamak isteyen emperyalist bir çark dönmektedir.
Sınırlarımızda terör örgütleri adeta devletleştiriliyor. Bugün DEM’li hainlerin belediyesi tarafından Türk bayrakları indiriliyor, Atatürk’e küfürler ediliyorsa, TBMM’de devletin maaşıyla beslenen hainler bölücülük yapıyorsa bu da bu dönen çarkın ispatıdır. Ne acıdır ki, bu hainlerle işbirliği yapan da bizi içerideki ve dışarıdaki bedhahlara karşı uyaran Atatürk’ün miras bıraktığı CHP’nin mevcut yöneticileridir.
Atatürk yaşasaydı DEM’li bir hain ve alçak, belediyelerde ve TBMM’de bölücülük yapabilir miydi?
23 Nisan günü Atatürk’ün bu ruhunu hissettiren ses MHP Lideri Devlet Bahçeli’den geldi: Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur.
Milli egemenliğimiz tehdit ediliyor. 7’den 77’ye her Türk evladı uyanık olmalıdır.
“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” herkesin aklını başına almasına bir vesile daha olsun.
Bugün milli şuurla büyüyüp yarınlarımızın garantisi olacak çocuklarımızı ona göre yetiştirelim. Grup Orhun’un dediği gibi:
Kutlu çağrı gelecek bir gün
Tören buyruk verecek o gün
Hazır ol Türk'ün balası
Çabucak büyü
Hazır ol Türk'ün balası
Çabucak büyü
Büyü çocuk büyü, vatanını bölmeye, bayrağını indirmeye, İstiklal Marşını susturmaya çalışan bedhahlar var. Zaman mücadele zamanı…