YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
31 Mart seçimlerden bugüne kadar CHP’nin ittifak ve iş birliği yaparak şımarttığı terör örgütü PKK’nın siyasi tasmalısı DEM’in özgüven patlamasına hepimiz şahit oluyoruz. Terör örgütü PKK/KONGRA-GEL sözde başkanı Remzi Kartal’ın "CHP geçen kongresinden sonra yeni bir kulvara girdi ve ilk kez yeni bir söylem ile alternatif olarak çıktı. Türkiye yeni bir siyasi sürece girdi. AKP MHP için bu ölümcül bir darbeydi." Sözünden temel sebebini anlayabilirsiniz.
Seçim akşamı Diyarbakır’da teröristbaşı Öcalan’ın posterleriyle kutlama yapan DEM, İstanbul/Sancaktepe’de de CHP ile seçim kutlaması yapıp “Selo’ya özgürlük” sloganları atmışlardı.
CHP-DEM bunları seçim akşamı bunları yaparken, tam o saatlerde Ankara’da balkon konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başarılı operasyonlarımız sayesinde iyice köşeye sıkıştırdığımız bölücü terör örgütüne, ölümcül darbeyi mutlaka indireceğiz. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum; güney sınırlarımızın ötesinde bir ‘teröristan’ kurulmasına izin vermeyeceğiz.” diyerek bu azılı terör örgütü destekçilerine ve işbirlikçilerine gözdağı veriyordu.
Seçim öncesi “Erdoğan çözüm süreci başlatacak” denilerek halkı kandıran CHP’nin, 2015 yılından itibaren PKK ile kendisinin başlattığı “Çözüm Süreci” aralıksız devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde, Van Büyükşehir Belediye başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının Adalet Bakanlığı’nın itirazı üzerine geri alınması ve YSK’nın mazbatayı ikinci sıradaki AK Parti adayına vermesiyle birlikte terör örgütü PKK, Türkiye’nin birçok yerinde terör eylemi yaptı. Terör örgütü PKK’nın medya organları, sosyal medya unsurları yandaşlarını Türkiye’nin her yerinde sokaklarda eylem yapmaya davet etti ve etkili olduğu iller de oldu. Polisle, askerle çatışan, ortalığı yakan, yıkan terör eylemlerine şahit olduk.
Van Büyükşehir Belediye başkanı seçilen ama mazbatası geç verilen Abdullah Zeydan, biliyorsunuz ki "PKK sizi tükürüğünde boğar" sözüyle Türk Devletini tehdit eden bir bölücüdür. Böyle PKK’lı bir bölücünün seçimlere girme hakkı verilmesi zaten başlı başına garabettir.
Seferberlik halinde bu PKK’lıya sahip çıkan CHP’liler, YSK’ya "PKK sizi tükürüğünde boğar” diyen bir alçağı seçimlere nasıl sokarsınız?” diye soru sormak yerine, onun bu hainliğini atlayarak “Mazbatasını niye vermiyorsunuz?” yaygarasını yaptılar. Terör eylemleri ve yaygara sonuç verdi. Mazbatayı aldılar!
“Terör örgütüne yardımdan” ve “örgüt propagandası yapmaktan” hüküm yemiş bir PKK’lıyı demokrasi nutuklarıyla kurtarmaya çalışmışlardı. DEM niçin ısrarla bölücülük yargılaması devam eden, sicilinde “tükürük” alçaklığı bulunan birini aday göstermiştir? CHP niçin bunları sorgulamıyor da öyle yahut böyle PKK’ya hizmet edecek birine gecikmeli verilmiş mazbata üzerinden her türlü şiddetin önünü açıyor?
CHP başta olmak üzere aynı nakaratta konuşanlar önce "PKK sizi tükürüğünde boğar" diyen birinin varlığına yasalar nasıl izin veriyor bunu tartışılmalıdır. CHP bunu ana konu yapıp tartışmak yerine, PKK’lı dostlarına şirinlik yapmak için Van’da DEM’lilerle boncuk gibi dizilip poz vermiştir.
Hani seçimleri Mustafa Kemal’in askerleri kazanmıştı?
Hani Atatürk bu seçimlerde dirilmişti.
CHP sayesinde PKK’lılar diriliyor, başka da bir şey olmuyor. Seçim sonuçlarındaki millet iradesine elbette saygılı olacağız da bu rezalete ve ihanete de asla katlanmayacağız.
CHP/DEM ortaklığına katlanırsak Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli oyulacaktır çünkü…