YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Kayyumla yönetilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin, adı 13 yıl önce dönemin belediye başkanı BD(P)KK’lı Gülten Kışanak tarafından verilmiş Şeyh Sait Bulvarı’nı uzatan yolun açılışını resmi sosyal medya hesabında duyurmasından sonra, Türkiye’de Şeyh Sait ve Seyit Rıza tartışması yine başladı. Tartışmalar sürerken CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, İP İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu’nun, AKP Milletvekili Erzurum Milletvekili Abdurrahim Fırat’ın, DEM’in(PKK’nın yeni partisi) ve HÜDAPAR’ın, Şeyh Sait ve Seyit Rıza isimli vatan hainlerine ve bu nursuzlara sahip çıkması sonrası tartışmalar daha da alevlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kanunları tarafından cezalandırılmış bu hainlere, kiminin din adına, kiminin de bölücülük damarları adına sahip çıkması utanç verici bir durumdur. Dağdaki, mağaradaki PKK’lı yaratıklar, onların şehirdeki uzantıları bu vatan hainlerine genetiğinden ötürü sahip çıkar, buna da elbette kimse şaşırmaz.
Fakat Atatürk’ün kurduğu CHP’nin başında genel başkanlık yapanlar, Atatürk’ün astırdığı vatan hainleriyle ilgili "Sizce Şeyh Said hain mi kahraman mı?" sorusuna “Bu ayaklanmanın bastırılması sırasında oluşmuş acılar, bugün bazı torunların kalbini acıtıyorsa, o acıya saygılı olmak gerekir.” şeklinde cevap veriyorsa kime ne anlatacağız ki? PKK’nın siyasi uzantısı DEM’e demlenme ziyaretine gitmeden önce PKK’lıların gönlüne dokunmak böyle oluyor değil mi Özgür Özel?
Türk devleti ve hükümeti, ABD destekli terör örgütlerine karşı tarihin en büyük terörle mücadele sürecini yönetirken, Türk devletine karşı İngiliz destekli isyana kalkmış, asker ve kaymakam şehit etmiş, halkın ve devletin malını yağmalamış bölücü sembollerine sahip çıkmak şeref yoksunluğundan başka bir şey değildir. Hele iktidar içinde bu hainleri savunanlar ise bu mücadele sürecini baltalamaya çalışanlardır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli bu vatan hainlerini işaret ederek 2014 yılında Tunceli’nin göbeğinde haykıra haykıra “Bu itibarla 1937-1938’de Tunceli’de baş gösteren hadiseler bir isyandır, bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir.
Ve hiçbir teröristin dini, milliyeti, mezhebi, kimliği, etnik kökeni önemli olmayacak, önemli sayılamayacaktır.
Zira elinde silahla dağda, bayırda, ovada gezen; topraklarımızdan pay kapmak isteyen, masum vatandaşlarımıza ve güvenlik güçlerine kast eden hiçbir bedbaht mazlum görülemeyecektir.” şeklinde tarif etmişti. CHP’de şu sözleri tekrar edebilecek yahut destekleyecek bir vatan evladı yok mudur?
Devrin bölücü teröristlerinden olan Şeyh Sait’in “Türk askerlerine geceleyin ve sessiz sedasız baskın veriniz. Mümkün değilse, ertelenmesi sevaptır.” ve “Kürtlerin bulundukları yerleri Türklerin elinden alacağız.” şeklindeki hain sözleri İstiklal Mahkemesi raporlarına girmişken, onu kutsamaya çalışan kim varsa Türkiye’nin can düşmanıdır. O kişiler yarınlarda kendilerini her türlü emperyalist ülkeye satabilir. PKK’nın sembolleştirdiği vatan hainlerine sahip çıkacak kadar alçalanlardan ne beklenir ki?
İstiklal Mahkemesi’nde kendisine sorulan “Yunan tüm memleketi çiğnerken topladığınız bu dört bin kişiyle niçin Yunan'a karşı savaşmadınız?” sorusuna “O zaman fakirdik, perişandık, vaktimiz yoktu.” diyen Şeyh Sait’in, Türk devletine ve askerine isyan ederken zenginleşmesini, güçlenmesini ve vakit bulmasını sorgulayacak kadar beyni olmayanlar bu konularda ahkâm kesmemelidir. Emperyalist destekli terör örgütü PKK’nın sembolleştirdiği Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi vatan hainlerine sahip çıkmanın bilinç altında Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir düşmanlık vardır. Başka izaha gerek var mı?