Suriye’de iç savaş çıkararak terör örgütü PKK’nın uzantılarına işgal alanları oluşturan ABD, yıllardır planlı sürdürdüğü emperyalist projelerinin bir aşamasını daha hayata geçirmek istiyor. ABD’nin son planı da, korsan bir seçim yaparak terör örgütü PKK’nın elinde bulunan bölgeleri meşrulaştırmaktır.
Terör örgütü PKK'nın çatı örgütü Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 11 Haziran'da 7 sözde kantonda 'yerel seçim' yapılacağını duyurdu. Terör örgütünün açıklamasına göre seçim, sözde Tabka Kantonu'ndaki 9, sözde Afrin-Şehba Kantonu'ndaki 5, sözde Deyrezor Kantonu'ndaki 18, sözde Fırat Kantonu'ndaki 16, sözde Rakka Kantonu'ndaki 12, sözde Münbiç Kantonu'ndaki 6 ve sözde Cizre Kantonu'ndaki 67 belediye için yapılacak. Bu ne demek, terör örgütü PKK’yı yavaş yavaş devletleştirmektir. ABD’nin ana hedefi olan Suriye’nin üniter yapısını bozarak, sözde Kürdistan’ın bir parçacığını oluşturmak. Böyle bir korsan seçimi de bunu meşrulaştırmak için tezgâhlıyor.
Önce MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Bu demokrasi ve yasa dışı seçim girişimi demek, Suriye’nin bölünmesinde yeni bir etap, yeni bir aşama demektir. Türkiye Cumhuriyeti, Suriye yönetimiyle karşılıklı anlayış ve uzlaşma vasatında el ele vererek, yani Ankara ile Şam arasında işbirliği köprüsü inşa edilerek terör örgütünün işgal ve istila ettiği alanları demokratik vasıtalarla ihata teşebbüsüne katiyen müsaade edilmemelidir.” şeklindeki açıklaması ve daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Terör örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz. Daha önce de bu konudaki politikamızı çok net ortaya koyduk. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde bölücü örgütün bir teröristan kurmasına asla izin vermeyecektir. Oldu bittiler karşısında daha evvel yapılması gerekiyorsa ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz. “ açıklaması Cumhur ittifakının ve hükümetin bu konuda titiz bir duyarlılık içinde olduğunu yine göstermiştir.
Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) son toplantısındaki “Irak ve Suriye’de gasp ettiği toprakları terör yuvası hâline getiren PKK/KCK-PYD/YPG’nin ve ona sağlanan desteğin bölgemizdeki tüm unsurlarıyla birlikte bertaraf edileceği, millî güvenliğimiz ve komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına herhangi bir oldubittiye fırsat verilmeyeceği” şeklindeki açıklamaları da Türk devletinin bu konuda milli duruşunu koruduğunun ispatı olmuştur.
Türkiye, Irak, İran ve Suriye’deki her gelişmeyi titizlikle takip etmeyi sürdürmelidir. Çünkü ABD ve İsrail’in planlarında 4 parçalı sözde Kürdistan hedefi, bu 4 ülkeyi kapsamaktadır. ABD ve İsrail’in, Irak ve Suriye’yi birbirine bağlayan “Davut Koridorunu” terör örgütü YPG/PYD’nin rahat hareket etmesi adına kurmasıyla, bugün PKK’ya korsan seçim hazırlıkları içine girmeleri çok planlı hareket ettiklerini göstermektedir.
Eğer Türk Ordusu, 15 Temmuz 2016 sürecinden hemen sonra Suriye üzerinde büyük terörle mücadele operasyonlarını yapmamış olsaydı, bugün belki de ABD-İsrail terör örgütü PKK üzerinden beklenen hedeflerine ulaşmış olacaktı. O yüzden Türk devletinin, Irak ve Suriye’deki mücadelesi çok önemlidir. Türk Ordusu niçin Irak ve Suriye sınırında diyen embesillerin gönlü ABD-İsrail, PKK ile olmasa bunu sorar mı? Yaratık Netanyahu’nun peydahlama oğlunun geçtiğimiz gün bir harita paylaşarak Türkiye’nin Doğu’sunu sözde Kürdistan’ın içinde göstermesi de niyetleri ortaya koymaktadır.
Türkiye, her planı, oyunu bozacak güçtedir. Bu arada YPG/PYD sevdalısı CHP’ye de sormak lazım. Bu korsan seçimi nasıl değerlendiriyor acaba?
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN