YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Hükümet yine güzide sanatçılarımızın(!) kalbini kırdı. Yine sanattan, sanatçının ruhundan anlamadığını gösterdi!
Allah aşkına, Tamer Karadağlı’dan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü mü olur?
Yok muydu sözü CHP’li, özü HDP’li birisi?
Yok muydu yüzlerce kişinin azmettirici katili terörist Demirtaş’a özgürlük isteyen birisi?
Yok muydu Disney Plus’un Atatürk düşmanlığına susan ve “Ne oldu bilmiyorum ki?” diye üç maymun rolünü oynayan birisi?
Yok muydu Türk Ordusu’nun Irak ve Suriye üzerindeki terör örgütüne karşı operasyonlarına karşı doğa, insanlık, özgürlük duyarlılığı kasan birisi?
Yok muydu Apo posterleri, PKK paçavraları önünde konser vermiş birisi?
Yok muydu Türk milletinin milli-manevi değer yargılarını hiçe sayan birisi?
Yok muydu sözde Ermeni Soykırımı için imza atan, yürüyüş düzenleyen birisi?
Cevaplayalım, dolu var. Her köşe başını tutmuşlar. Hükümet böyle bir sanatçı potansiyelini niçin görmezden geliyor?
Hükümetin bu tavrıyla, “Çok Güzel Hareketler” ekibinden bazılarının psikolojisini bozup havlıyor gibi sesler çıkartmasına sebep olmasına hakkı var mı? Yok tabi… Bunlar hep sanata-sanatçıya değer vermemekten oluyor!
Güzide sanatçılarımız (!) Tamer Karadağlı gibi birinin Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olmasına yönelik üzüntülerini hep sosyal medyadan mesajlarını yardırarak gösteriyorlar.
Sanatçı dediğin evrensel olacak. Günü gelince Rumcu, günü gelince Ermenici, günü gelince Kürtçü olacak… "Ben Türk milliyetçisiyim arkadaş. Türk askerine, polisine kurşun sıkan PKK'nın terör örgütü olduğuna inanan bir insanım." diyen Tamer Karadağlı’dan sanatçı mı olur?
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü mü olur? Hükümet işte bu ince çizgiyi anlayamadı!
Ödül törenlerinde çıkıp terörist Demirtaş’a, PKK-YPG-FETÖ irtibat ve iltisaklı Osman Kavala’ya özgürlük isteyen güzide sanatçılarımızdan(!) birisi bugün Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak atansaydı eğer havlayan videolar çeken, sosyal medyadan yardıran, kudurmuş troller olur muydu?
Katıldığı bir programda “Mars'ta bir yaşam başlamış ve sen oraya iltica ediyorsun. Atacağın son Tweet mesajı ne olurdu?" sorusuna, "Selahattin Demirtaş'a özgürlük mesajı atardım." diyen Nihal Yalçın gibi değer abidesi (!)birisine bir ödül töreninde yaptığı davranışlarla kaba bir milliyetçi(!) olduğunu gösteren Tamer Karadağlı’nın yerine Nihal Yalçın, Nur Sürer, Ercan Kesal, Ahmet Mümtaz Taylan ve benzeri terörist Demirtaş sevdalısı birileri atanamaz mıydı? Çok ayıp çok. Niye bunlar çok yönlü düşünülmez ki?
Tamer Karadağlı’yı, Demirtaş sevdalısı Nihal Yalçın’a yaptığı kabalık sonrası adeta linç etmişlerdi. Hükümet resmen işgüzarlık yaptı ve adeta onu küllerinden yeniden doğurdu. Böyle bir atama ile birbirinden güzide sanatçılarımızın ruh sağlığını bozdu. Ruh sağlını bozulan bu sanatçılarımız nasıl Türk milletinin milli ve manevi değerlerine düşmanlık yapacak? Hiç bunu düşündünüz mü?
Sanatçı dünyası bir tarikat gibi biliyorsunuz. Tarikatlarına, özgürlük ve demokrasi altında bölücüye sahip çıkmayanları, terör örgütlerine kuyruk sallamayanları, milli ve manevi konularda milletin değerlerine yabancılaşmayanları kolay kolay almıyorlar. Erken kalkıp yer tutmuşlar… Tuttukları yere de "Ben Türk milliyetçisiyim arkadaş.” diyenleri istemiyorlar. Empati yapıp bu ülkenin sanatçısı geçinenlerin dünyasının ne halde olduğunu anlayabilirsiniz. Taş fırını erkeği daha bunları çok deli eder bence…