YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
MHP Lideri Devlet Bahçeli, toplumun gidişatındaki felaketi yıllar önce gördüğü ve önlemini alma ihtiyacı hissettiği için MHP olarak 2021 yılında alanında uzman parti yetkililerine “Ruh Sağlığı Yasa Teklifi” hazırlatıp TBMM’ye verdirmişti.
O tarihte ‘Ruh Sağlığı Yasa Teklifi’nin içeriğini anlattığı MHP Grup Toplantısı’nda da şunları ifade etmişti:
“Cesameti gittikçe artan şiddet selinin önünü almak, bu barbar akının önüne geçmek mecburiyetindeyiz.
İnsanlık onurunu çiğneyen mahlûklara bu dünyayı zindan etmek zorundayız.
Kadınlarımız ölüyorsa medeniyetimiz can çekişiyor demektir.
Kızlarımız, çocuklarımız, ağzı süt kokan sabilerimiz feryat figan ediyorlarsa, biliniz ki, ileri sürülecek hiçbir bahane yüzümüzün kızarmasına, kalbimizin sızlamasına, vicdanımızın hırpalanmasına mani olamaz.
İnsanlık değerlerini ayaklar altına alan, yaşama hakkını gasp eden hiçbir caniye tahammül edemeyiz, sabır gösteremeyiz, kulağımızın üstüne yatamayız.
Şiddete sıfır toleransla yaklaşmaktan başka alternatifimiz yoktur.
Kadın cinayetleri iç barış ve huzur ortamımızı tahrip edecek boyutlardadır.
Ülkemizin sokaklarını, caddelerini, hanelerini, işyerlerini güvenli hale getirmek başlıca görevimizdir.
Artık klişe sözler geçersizdir, şablon ifadeler hükümsüzdür, vakit şiddetin kökünü kurutma vaktidir.”
Gelinen noktada toplum içinde yaşananlara baktığımızda ‘Ruh Sağlığı Yasa Teklifi’nin önemle üzerinde durulması gerekmektedir. Hem hükümet hem muhalefet bu konuda ortak mutabakat kararı almalıdır. Bu konuda kim geri planda durursa bu topluma en büyük kötülüğü yapan olacaktır. Çünkü eğitici, yönlendirici, caydırıcı yöntemlerle önlem alınmazsa yarınlarda bu gidişat herkese zarar verecektir. Öncesine-sonrasına gitmeye gerek yok. Son bir haftanın örnekleri bile nasıl bir felakete doğru gittiğimizi gösteriyor.
Karısı kocasını, kocası karısını en ufak bir sinirle öldürüyor, “Yüksek sesle müzik dinledin” diye öldürülen var, kiracı ev sahibini, ev sahibi kiracısını öldürüyor, öldürülüp yol kenarına atılanların, parkta öldürülüp bırakılan çocukların, kadınların haberini okuduk, trafikte “yol verdin-vermedin” kavgasında öldürülen var, “Yan baktın” diye öldürülen var, kavgayı ayırırken öldürülen var, 80 yaşındaki adam sapkın ilişki için arkadaşı tarafından öldürülüyor, içki masasında kırk yıllık dostunu öldüren var… Ölüm, kavga, sapkınlık, uyuşturucu kullanımı, hırsızlık, dolandırıcılık kol geziyor. Neler var neler. Maalesef bu konulara toplumun yöneliminde bir artış söz konusu…
Böyle bir toplumun ‘Ruh Sağlığı Yasa Teklifi’ne ihtiyacı olmaz da neye olur? İktidarı-muhalefeti el ele vererek MHP’nin güncelliğini koruyan bu teklifini uygulamak adına konuyu masaya yatırmalıdır. Yarınların çok geç olmaması temennimizdir.
Toplumun huzura, güvene, dayanışmaya, kardeşlik bağlarını güçlendirmeye, tesirli ahlak yaşantısına büyük ihtiyacı vardır. Devletin ve hükümetin bu manada kendi alacağı önlemler vardır. Eğitim kalitesini artırmak, suçları önlemede caydırıcı yasalar hazırlamak, işlediği suçun cezasını çekenleri topluma kazandırmak gibi... Hükümetin bir önceliği de toplum içindeki sosyal buhranı tetikleyen ekonomik krizi bitirmek ve Türkiye’deki mülteci yükünü hafifletmektir. Terörle mücadeledeki başarı ile birlikte bu iki konuda da bir ilerleme gerçekleştirilirse toplum daha rahat nefes alacaktır. Çünkü tüm anketlerde temel mesele olarak bu üç başlık öne çıkıyor.
Velhasıl MHP’nin ‘Ruh Sağlığı Yasa Teklifi’ Türk milleti için aciliyeti olan çok önemli bir durumu arz etmektedir. Konuyu gündeme almak artık elzem oldu.