Sayın Devlet Bahçeli’nin geçirdiği ameliyatın ardından sağlık durumu, doğal olarak Türkiye’de her kesim tarafından büyük bir merak konusu olmuş ve gündemin merkezine oturmuştur. O günden bu yana sevenleri dualarıyla kendisine destek olurken, art niyetli kişiler ise yokluğuna dair Türkiye ve MHP üzerinde içeriden ve dışarıdan hesaplar yapmış; bu bakış açısıyla gelişmeleri yakından takip etmiştir.
Türk siyasetinde etkili ve güçlü bir lider olan Devlet Bahçeli’nin sağlığına yönelik yoğun ilgi son derece doğaldır. Kimseye, “Niçin Devlet Bahçeli’yi bu kadar merak ediyorsunuz?” diye bir sorgulama yöneltilemez. Zaten böyle bir yaklaşım, MHP Lideri’nin Türk siyasetindeki gücünü ve etkisini kavrayamamış olmak anlamına gelir.
Bizlerde biriken öfke ve tepki, Sayın Bahçeli’nin sağlık durumunu merak edenlere veya durumunu araştıranlara değil; onun sağlığı üzerinden alçakça ve ahlaksızca senaryolar üretenlere ve bunları sosyal medya aracılığıyla yayanlara yöneliktir. Sosyal medyanın karanlık dehlizlerinde beslenen, kanalizasyon borularında yaşayan, ismi cismi belirsiz trollerin bu tür davranışlar sergilemesi elbette şaşırtıcı değildir.
Ne yazık ki bu tür ahlaksız yorumlara yalnızca troller değil, belirli siyasi çevreler ve kimliği açık kişiler de katkı sağlamaktadır. Örneğin, bu ülkede başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nde Trabzon İl Başkanı olan aklını yitirmiş bir kişi, 13. Cumhurbaşkanı aday adayı olarak ortada gezen bir soytarı, kendine stratejist ve istihbaratçı süsü veren bir şarlatan ve benzeri birçok şahıs, Sayın Bahçeli’nin sağlığı üzerinden akıl almaz yorumlar yapmakta ve toplumda bilgi kirliliği oluşturmaktadır. Toplumun ahlak seviyesini ve akıl sağlığını da böylesine iğrenç modeller zedelemektedir.
Ayrıca, takıntı ve saplantıları nedeniyle psikolojisinin iyi olmadığı anlaşılan bir hukukçunun, önceki yazımda yer alan “Sayın Devlet Bahçeli’nin sağlığı, dostlarını sevindirecek, düşmanlarını üzecek, hesap yapanları kahredecek kadar iyidir.” ifademi çarpıtarak “Devlet Bahçeli ölümsüz mü? Tanrı iddiasında bulunmak çok tehlikeli.” şeklinde bir tepki vermesi de düşündürücüdür. Böyle bir cümleyi bu şekilde yorumlamak, gerçekten tedavi gerektiren bir zihniyetin göstergesi değil midir?
Görünen o ki, bu toplumun gerçekten geniş bir şekilde “Ruh Sağlığı Yasası”na ihtiyacı vardır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sağlığının iyi olması, Türkiye’nin varlığını ve geleceğini önemseyenler için bir sevinç ve dua meselesiyken; onun sağlığının kötü olmasını dilemek, Türkiye ve MHP üzerinde hesap yapanlar için bir temenni hâline gelmiştir.
Sayın Devlet Bahçeli, medya aracılığıyla Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmektedir. Ayrıca, birçok siyasetçi ve gazeteciyle telefon görüşmeleri yaparak gündemi değerlendirmektedir. Zaten bu görüşmeler hakkında muhatapları tarafından kamuoyuna da sık sık bilgi verilmektedir. Önümüzdeki haftalarda ise makamında yoğun çalışmalarına kaldığı yerden devam edecektir.
Meselenin özü şudur: Türkiye’de önemli ve etkili bir liderin sağlığını merak etmek ve durumunu araştırmak son derece doğaldır. Ancak, sağlığı üzerinden çirkin spekülasyonlar yapmak, ahlaksızlıktan, alçaklıktan başka bir şey değildir.
Nitekim Farabi’nin dediği gibi: “Duymak istemeyenden daha sağır, görmek istemeyenden daha kör insan yoktur.”
Sayın Devlet Bahçeli’nin sağlığı üzerinden bilgi kirliliği yayanları tarif edecek en uygun söz de bu olsa gerek… Ancak onlar, sağırlık ve körlüğün ötesinde, aşağılık bir kişiliğe de sahiptir.
